Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Ulusal güvenlik tartışılmalı mı?
 
Hayli tatsız başlasa da artık Türkiye Ulusal Güvenlik kavramının niteliğini tartışıyor.
 
 
9 Ağustos—  Şimdi Yılmaz’a düşen, bu tartışmayı kavgaya dönüştürmeden, verimli bir yörüngeye oturtmaktır. Bunun için de önce tansiyonu düşürmeli ardından da önerisinin içini doldurmalıdır.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Avrupa Birliği üyeliğini, dahası modern ve gelişmiş bir ülke olmayı hedefleyen Türkiye, yapısal bir değişim geçirme zorunluluğunu inkar edemez. Ekonomide başlayan yeniden yapılanma siyasal alanda da kısa zamanda gerçekleştirilmek zorunda.Bu yeniden yapılanma sürecinde Türkiye cumhuriyetin temel ilkeleri dışında, pek çok kavramı tartışmak ve bir kısmını değiştirmek durumunda.
       Mesut Yılmaz, ANAP kongresinde Ulusal Güvenlik kavramının içeriğinin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
       Elbette kimse “Ulusal güvenliğin önemi yoktur” diyemez.
       Elbette kimse “Ulusal güvenlik risklerine rağmen değişim” öneremez.
       Elbette ulusal güvenliğin varlığı tartışılmazdır, ama neyin ulusal güvenliğe aykırı olduğu, neyin risk taşıdığı tartışılabilir ve tartışılmalıdır.
       Zaten Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi de yıllardır gerek kendi arasında, gerek MGK toplantılarında hükümet üyeleriyle birlikte Ulusal Güvenlik önceliklerini tartışarak, yeniden belirliyor.
       Şimdi bu tartışmanın daha geniş kesimlere, özellikle de hükümetin, siyasetin etkin olabileceği platformlara taşınması isteniyor.
       Askerin reaksiyonunu anlayabilmek mümkün. Böyle hassas bir konunun siyaset malzemesi yapılmasından endişe ediyorlar. Toplumun hemen tüm kesimlerinde olduğu gibi askerlerde de siyaset kurumuna ve siyasetçiye karşı bir güvensizlik var.
       
ASKERİN TEPKİSİ DEMOKRATİK AMA
       Askerin güvensizliği haksız değil tabii ama son tepkileri genel olarak sert ve dozu yüksek bulundu.
       Enteresan olan kimi yazarların ve politikacıların askerin tepki vermesini anti-demokratik bulmaları. Oysa aynı kişiler askerin Türkiye’de demokrasinin en büyük güvencesi olduğu görüşünü savunuyorlardı.
       İş irticayla mücadele olunca, askeri ,demokrasinin en büyük güvencesi olarak göreceksiniz, ulusal güvenlik kavramıyla ilgili tartışmada tepki vermesini ise anti-demokratik bulacaksınız.
       Bu çifte standarttır. Ulusal güvenlik stratejileri gündeme geldiğinde tartışmasız en öncelikli söz sahiplerinden birisi Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Tepkinin dozunun ayarlanamaması bu tepkiyi anti-demokratik kılmaz.
       Bu nedenle ANAP MKYK bildirisi her ne kadar makul ve soğukkanlı olsa da, bu bildiride yeralan “Muhatabımız siyasi partilerdir” cümlesi kabul edilemez.
       Eğer ulusal güvenlik kavramının içeriği tartışılacaksa, Türkiye bunu askeriyle siviliyle, devlet kurumlarıyla sivil toplum örgütleriyle birlikte tartışacaktır ve herkes söz sahibidir, herkes muhatabdır. Çünkü bu ne yalnız ANAP’ın ne de yalnız Türk Silahlı Kuvvetleri’nin meselesidir. Bu hepimizin meselesidir.
       
YILMAZ NE İSTEDİĞİNİ AÇIKLAMALI
       Hayli tatsız başlasa da tartışmanın kriz boyutuna taşınmaması çok önemli.Bu konuda en büyük görev de tartışmayı açan Mesut Yılmaz’a ve ANAP’a düşüyor.
       “Ulusal Güvenlik kavramının niteliğinin yeniden belirlenmemiş olması Türkiye’nin en büyük ayakbağıdır” diyen Mesut Yılmaz, Ecevit’in de dikkati çektiği gibi, bu cümlenin içini doldurmalıdır. Ulusal Güvenlik kavramı hangi konuda hangi yönüyle ayakbağıdır, ne gibi değişiklikler yapılmasını istemektedir, Yılmaz bunları açık, net ve somut örnekleriyle koymalıdır. Bu açıklamayı vakit geçirmeden kamuoyuna da yapmalıdır, MGK’da da askerlere anlatmalıdır.
       Yılmaz, tüm bunları yaparken de tansiyonu yükseltmekten özenle kaçınmalıdır. Çünkü ulusal güvenlik kavga konusu, kişisel hesaplaşma meselesi olamayacak kadar hassastır.
       Muhalefet de bu konuda cesur olmak durumundadır. Çiller, Kutan, Baykal “yeri ve zamanı değil” gibi sözlerle kaçak oynamaktan vazgeçip, varsa bu konudaki görüşlerini net biçimde açıklamalıdırlar.
       Çünkü önümüzde bizi bekleyen 30 küsur maddelik dev bir Anayasa Değişikliği paketi var. Türkiye bu konuda bir görüş birliğine varmadan bu değişikliği yapmakta fena halde zorlanacaktır.
       

ÜMİT SEZGİN / CNBC-E Ankara Haber Müdürü
       
 
       
    MSNBC News Yılmaz ilerici Bahçeli tutucu mu?
MSNBC News Amerikan süttozu ve yoksulluk yardımı
MSNBC News Balıkçılar ve politikacılar
MSNBC News Öksüz hükümete ihanet ediyor
MSNBC News Yenilikçiler yanlış başladı
MSNBC News MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek?
MSNBC News Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey
MSNBC News Yalova kimin kurbanı?
MSNBC News Derviş mezalıkta ıslık çalıyor
MSNBC News Ankara'da yaz kabusları
MSNBC News Ve Derviş yollara düşer...
MSNBC News 'Derviş zehir olsa içerim'
MSNBC News Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz
MSNBC News MHP tribünlere oynuyor
MSNBC News Bu kavganın galibi yok
MSNBC News Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi?
MSNBC News FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti
MSNBC News Derviş'i beklerken
MSNBC News DSP kongresi yoksa "angarya mı?"
MSNBC News Beyaz enerji soruları
MSNBC News Derviş yoksa Fenerbahçe mi?
MSNBC News Hükümete güvenoyu önerisi
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları