| | | | ANAP kurmayları şimdi bu kamu vicdanındaki mahkumiyetin yarattığı hasarın nasıl giderileceğini düşünüyorlar kara kara... Pek bir çıkış yolu buldukları da söylenemez.
JANDARMA KİME BAĞLI?
Yılmaz’ın ve ANAP’lıların açıklamalarının satır aralarına bakıldığında “Jandarma ve asker ANAP’a tavır aldı, hukuku zorlayarak suçlamaları Genel Başkan’a kadar uzatmak istiyorlar” imalarını görmek mümkün.
Bu imaların doğruluk payı ayrı bir tartışma konusu ama gözardı edilen bir nokta var; “Suçlanan bu jandarma İçişleri Bakanı’na bağlı değil mi?” Bir hesap sorulacaksa, bu kişi öncelikle, ANAP milletvekili olan İçişleri Bakanı Sadettin Tantan olmalı değil mi?
Ancak Tantan kamuoyunda yarattığı imajla o kadar güçlü ki, parti içinde kendisine yönelik bir hesap sorma mekanizmasını şu sıra işletmek mümkün gözükmüyor. Çünkü Tantan’a karşı yapılacak bir işlem derhal “Tantan’ı yolsuzlukların üzerine gittiği için yemeye çalışıyorlar” feryatlarına neden olacak. Üstelik bu durum ANAP için yeni bir siyasi mahkumiyetten başka da bir anlam taşımayacak.
TANTAN DEĞİŞTİRİLECEK 6 BAKANDAN BİRİ OLABİLİR Mİ?
Peki ANAP Lideri Yılmaz, İçişleri Bakanı Tantan’ın olası bir revizyonda değiştirebilir mi ya da kabine dışı bırakabilir mi?
Artık ANAP kulislerinde Haziran ayı başında bir kabine revizyonu yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor: Yılmaz da dün dile getirdiği gibi, TÜSİAD ve diğer sivil toplum örgütleri baskı yapmazsa bu revizyonun gerçekleşeceğine inanıyor.
Anap Kurmayları revizyon sırasında değiştirilecek bakan sayısını bile veriyorlar. Her üç ortaktan 2’şer kişi olmak üzere toplam 6 bakanın değişeceğini belirtiyorlar. Bakanlık sayısının azaltılmasına ise “Biz itiraz etmeyiz ama ortaklarımızın yanaşacağını pek sanmıyoruz” cevabını veriyorlar. Ancak ANAP içinde de bakan sayısının azaltılmasına sıcak bakanların çoğunlukta olduğunu söylemek zor.
Altı kişilik revizyon gerçekleşirse, Tantan bu 6 kişiden biri olur mu? Mesut Yılmaz böyle bir plan yapıyor mu bilinmez ama tanıdığımız kadarıyla Sadettin Tantan bir görev değişikliğine “evet” demez, kabine dışında kalarak siyaseten elini güçlendirmeyi tercih eder.
ERSÜMER’İN DOKUNULMAZLIĞI KALKACAK MI?
Bu aşamada yeni bir soru gündemde; “Cumhur Ersümer istifa edince sorun çözüldü mü?”
Bu soruya kimi ANAP’lıların cevabı “Evet”. Böyle düşünenler Ersümer’in DGM’de açılan Beyaz Enerji davasının sonunu beklemesini, burada kendisine yönelik bir hukuki sonuç doğarsa hakim karşısına çıkması gerektiğini savunuyorlar. Bu durumda Ersümer’in dava bitene kadar geçecek sürede hiç birşey yapmamasını öngörüyorlar. Yani soruşturma komisyonunun kurulmasına da itiraz ediyorlar. Komisyonda alınacak kararların da siyasi mahkumiyet sonucunu değiştirmeyeceğini, çünkü soruşturma komisyonlarının güvenilirliliğini kaybettiğini savunuyorlar.
Oysa aksini düşünenler çoğunlukta. MHP’lilerin çoğunluğunu oluşturduğu bu grup Ersümer’in vakit geçirmeden dokunulmazlığının kaldırılmasıni istemesi ve hakim karşısına çıkması gerektiğini savunuyorlar. Bu gruptakiler güvenilirliği az olan soruşturma komisyonunun çözüm olmayacağını, Ersümer’in yargı karşısında aklanması gerektiğini savunuyorlar.
Sonuç olarak, FP’nin verdiği soruşturma önergesinin reddedileceği anlaşılıyor. Şimdi Ersümer’in alacağı tavır önemli. Hakim karşısında aklanmak için girişimlerde bulunacak mı, yoksa DGM’deki davanın bitmesini mi bekleyecek. En geç önümüzdeki hafta belli olur.
| |
FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti
