Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Yılmaz ilerici Bahçeli tutucu mu?
 
Mesut Yılmaz’ın muzaffer ayrıldığı ANAP kongresinden geriye ne kaldı? ANAP adına geriye kalanları bırakalım partililer tartışsınlar. Ama Türk siyaseti adına çok önemli bir tartışmanın tohumu kaldı: “Ulusal Güvenlik nedir?”
 
 
6 Ağustos—  Yılmaz, önümüzdeki sonbaharda Anayasa değişiklikleriyle gündeme gelecek ulusal güvenlik tartışmasını kongrede erkene aldı. Yılmaz’ın amacı bundan sonra sıkca duyacağımız “Ulusal Güvenliğimize aykırı” itirazını tartıştıra tartıştıra çürütmek.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  ANAP’ın 7. Olağan Kongresi’nde Mesut Yılmaz’ın kazandığı zafer, başardıkları, başaramadıkları daha bir süre tartışılacak. Söylendiği gibi kabinenin ANAP kanadında geniş çaplı bir revizyon yaparsa tartışmalar alevlenecek.
       Ama aslında bunların Türkiye açısından çok bir önemi yok. Zaten ANAP ve aslında diğer partiler de, genel başkanların kongre kazanmasına imkan tanıyacak şekilde yapılandırıldığı için Yılmaz’ın yeniden seçilmesine zafer demek bile doğru değil. Üç kere seçim kaybeden birinin üç kere kongre kazanmasını başka türlü açıklamak mümkün de değil.
       Ancak kongrenin Türk siyaseti açısından önemi Mesut Yılmaz’ın başlattığı “Ulusal Güvenlik nedir?” tartışması. Yılmaz bu tartışmayı başlatmakla arı konvanına çomağı soktu. Çok da iyi etti..
       
ULUSAL GÜVENLİK TABU MUDUR?
       Ulusal Güvenlik tartışması aslında gündeme Anayasa değişiklikleri ile sonbaharda oturacaktı. Avrupa Birliği’ne uyum ve üyelik için yapılacak Anayasa değişikliklerine gelecek itirazların tümünün çıkış noktası aynı olacaktı; “Ulusal Güvenliğimiz açısından sakıncalı”. Yine de olacak.
       Bu gerekçe bugüne kadar Türkiye’de Amerikan Doları kadar geçerli bir gerekçeydi. Akan suları durduran bu gerekçe gündeme geldiğinde itiraz etmek, “hayır değildir” demek vatana ihanetle suçlanmaya yol açacak bir süreci de başlatmak demekti.
       “-Efendim, Telekom’u özelleştirelim”
       “-Asla olmaz Ulusal Güvenliğimize aykırı”
       “-Efendim, Eti Holdingi, bor madenlerini özelleştirelim”
       “-Çıldırdınız mı siz, Ulusal güvenliğimize aykırı”
       “-Efendim Türkçe dışında da diller konuşulabilmeli”
       “-Ne dediğinizin farkında mısınız, zinhar olmaz”
       Örnekleri çoğaltmak mümkün. Elbette bu itiraz her seferinde haksız değildi. Gündeme getirilmeye çalışılan kimi değişiklikler ulusal güvenlik açısından ciddi sakıncalar içeriyordu. İnkar edilemez. Çok hukukluluk, üniter yapının bozulması gibi öneriler, ulusal güvenliğe tereddütsüz aykırıydı.
       Ancak “Ulusal Güvenliği aykırı” gerekçesi tüm sağ ve sol tutucuların, fikir ve proje üretemeyenlerin, değişime, gelişime karşı olanların en büyük kozuydu. Aslında Ulusal Güvenlik gerekçesini böylesi bir tutucu direnme için kullananlar ulusal güvenliğe en büyük kötülüğü yapıyorlardı. Çünkü ulusal güvenlik kavramı, ağırlığını, içeriğini, kabul edililirliğini yitiriyor, dolar karşısındaki Türk lirasına dönüşüyordu.
       
“YILMAZ HAKLI, BAHÇELİ HAKSIZ” DEMİYORUM
       Bu söylediklerimden “Mesut Yılmaz gelişimin, değişimin ilericiliğin temsilcisi, Ulusal Güvenlik gerekçesini en çok kullananlardan Devlet Bahçeli tutuculuğun, değişime direnmenin öncüsü” dediğim sonucu çıkarılmamalı. Böyle bir inancım asla yok.
       Yılmaz’ın pek çok konuda, başkalarına rahmet okutacak kadar tutucu, hatta bağnaz olabileceğinin işaretlerini defalarca gördük. Yılmaz da işine geldiğinde Ulusal Güvenlik gerekçesine tanrının ipi gibi sarılmakta hiç tereddüt etmemiştir.Tersine Bahçeli’nin de gerektiğinde çok radikal ve ciddi kararlara imza attığını, hatta partisini peşinden sürüklediğini gördük.
       Mesut Yılmaz, şimdi değişim gönüllüsü görünüyorsa, tüm umudunu Avrupa Birliği’ne bağladığı içindir. AB’ye üyelik konusunda bir parça adım atabilirse, seçim meydanlarında söyleyebilecek bir lafı olacak. Aksi halde seçmene, bu ekonomik felaketi açıklamak zorunda kalacak. Orda da söyleyebileceği tek şey var; “Ben ortaklarıma söyledim ama dinletemedim”. Ama bunu da kimse yemez.
       Devlet Bahçeli de ulusal güvenliğe aykırı diye reddettiği pek çok değişime imza atacağını biliyor. Hem bunların doğru olduğunu bildiği için, hem de dünyada ve Avrupa’da yalnız kalmamak için zorunluluktan imza atacak. Ama seçim meydanlarında MHP tabanına
       “Biz elimizden geleni yaptık” diyebilmek için direniyor görünecek.
       
ULUSAL GÜVENLİK YENİDEN TANIMLANACAK
       Mesele ANAP-MHP meselesi değil. Mesele memleketi sevenlerle, memleket düşmanları arasında hiç değil.
       Mesele, bir, kurulu düzenle, kurulu düzeni kanırtıp yeni bir düzen hedefleyenler arasında. İki, mesele partiler üstü.
       Önümüzdeki sonbaharda Türkiye’nin önüne çok ciddi bir anayasa değişiklik paketi gelecek. Otuzdan fazla maddeyi kapsayan bu değişiklik paketinde Türkiye’yi belki de yeniden yapılandıracak, enazından yeniden yapılanmasına imkan tanıyacak değişiklikler var.
       Türkiye bu değişiklikleri yapmak zorunda, başka çaresi yok. Eğer modern dünyanın bir parçası olmak ya da iyimser yorumla parçası olarak kalmak istiyorsa, eğer AB’ye üyelikde ciddiyse bu değişiklikler gerçekleşmek zorunda. İki seçenek var; ya bu değişiklikleri iyi niyetle, enine boyuna tartışarak kendi rızamızla yaparız ya da son anda, yumurta kapıya geldiğinde bize dayatılacağı şekliyle metazori yaparız.
       Elbette irticai hareketler hala Türkiye için büyük tehlike, elbette bölücü akımlar, özellikle de PKK Türkiye için ciddi tehdit, tabii ki hala bölgede ve uluslararası platformlarda Türkiye aleyhtarı pek çok ülke var.
       Ama Türkiye’yi, geleceğimizi, bu korku yönlendirmemeli. “Tehdit var, risk var” diye değişimden ve gelişimden kaçınmak aslında riskin, tehdidin en büyüğü.
       Şimdi yapılması gereken Ulusal Güvenliği, dokunulmazlık zırhından, tabu konumundan çıkarıp, gerçek anlamına kavuşturmak. Bu hem Türkiye’nin önünü açacak, hem de Ulusal Güvenliğe en büyük katkıyı yapacaktır. Gelişmiş, kalkınmış bir Türkiye’nin Ulusal Güvenlik problemleri çok daha azalmayacak mı?
       

ÜMİT SEZGİN / CNBC-eANKARA HABER MÜDÜRÜ
       
 
       
    MSNBC News Amerikan süttozu ve yoksulluk yardımı
MSNBC News Balıkçılar ve politikacılar
MSNBC News Öksüz hükümete ihanet ediyor
MSNBC News Yenilikçiler yanlış başladı
MSNBC News MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek?
MSNBC News Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey
MSNBC News Yalova kimin kurbanı?
MSNBC News Derviş mezalıkta ıslık çalıyor
MSNBC News Ankara'da yaz kabusları
MSNBC News Ve Derviş yollara düşer...
MSNBC News 'Derviş zehir olsa içerim'
MSNBC News Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz
MSNBC News MHP tribünlere oynuyor
MSNBC News Bu kavganın galibi yok
MSNBC News Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi?
MSNBC News FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti
MSNBC News Derviş'i beklerken
MSNBC News DSP kongresi yoksa "angarya mı?"
MSNBC News Beyaz enerji soruları
MSNBC News Derviş yoksa Fenerbahçe mi?
MSNBC News Hükümete güvenoyu önerisi
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları