Derviş yoksa Fenerbahçe mi?

Yazara e-mail göndermek için resmin üzerine tıklayınız

Hiç kuşkusuz Fenerbahçe Türkiye’nin en medyatik takımıdır. Feherbahçe’den her zaman en büyük, en başarılı ve hatta kusursuz olması beklenir.

Ankara Haber Müdürü
CNBC-E


19 Nisan— Ancak Fenerbahçe aynı zamanda en çok eleştirilen takımdır, hem de en ağır ve aslında temelsiz eleştiriler Fenerbahçeli olmakla övünen spor yazarlarından gelir. Kemal Derviş de bugünkü konumuyla Fenerbahçe’ye benzedi. Hemen herkes Derviş’ten kusursuz başarılar bekliyor, adeta mucizeler umuyor ve methiyeler düzüyor. Ama inanılması güç biçimde Derviş’i sahiplendiğini söyleyenler, özellikle de medya yoğun biçimde “Derviş’e gol yedirme” çabası içinde. Bu nedenle de Derviş’in kalesinin yakınından geçmeyen toplar bile gazete sütunlarına, televizyon ekranlarına gol olarak yansıtılıyor.

			DERVİŞ KAÇ GOL YEDİ? Gol esprisinin müsebbibi bizatihi Derviş’in kendisi... Ekonomik programı açıklarken “Az gol yeyip, çok gol atmak hedefimiz” deyince gelecek günlerin manşet malzemesini de vermiş oldu. Açıklamadan hemen üç gün sonra, Salı sabahı Derviş’in ilk golü Tarım Bakanı Gökalp’ten yediği 9 sütuna manşet haberlerle duyuruldu. Bakan Gökalp yaklaşık bir yıl önce başbakanlığa sunduğu bir tasarıyı Pazartesi günü Bakanlar Kurulu’nda gündeme getirerek 1990’dan beri biriken çiftçi borçlarının 3 yıl süreyle dondurulmasını ve 6 taksitle ödenmesini istedi. İşte bu teklif basına Gökalp’in Derviş’e attığı gol olarak yansıdı. Oysa Bakanlar kurulundaki tartışmalardan sonra hükümet Gökalp’in teklifini reddetmiş, sadece daha önce esnafa tanınan hakların benzerini çiftçilere de vermişti. Yani çiftçi borçları için 2001 yılı içinde kriz öncesi faiz oranlarının uygulanmasını kararlaştırmıştı. Üstelik Derviş bu zararın önceden öngörüldüğünü ve karşılığının bütçeye konduğunu açıklamıştı. Ama gerçek manşetleri değiştirmedi ve Derviş 1-0 mağlup ilan edildi... DERVİŞ KENDİ KALESİNE Mİ GOL ATTI?... Merkez Bankası Kanunu Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken yapılan değişiklikler Derviş’in yediği ikinci gol olarak Gazete sütunlarına taşındı. Oysa Derviş komisyon toplantısının tümünde vardı ve yapılan değişiklerin tümü de bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleşti. Merkez Bankası’nın bağımsızlığına halel getirdiği söylenen değişikliğin aslı şu; İlgili madde aynen şöyle başlıyor; “Banka bu kanun ile kendisine verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında BAĞIMSIZ olarak yerine getirir ve kullanır”. Buna kimsenin itirazı olmadı. Ama hemen arkasından şöyle bir cümle geliyordu; “Hiç bir makam ve mercii bankaya talimat veremez”. Aslında bir önceki cümlenin başka kelimelerle formüle edilmesinden öte anlam taşımayan bu hüküm kimi milletvekillerini rahatsız etti. Bu cümlenin adeta bir meydan okuma havasını taşıdığını belirterek çıkarılmasını istediler. Komisyon başkanı Metin Şahin, Derviş ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’ye görüşlerini sordu. Bu cümlelerin AB Merkez Bankası Kanunu’ndan aktarıldığını belirten Derviş, çevirinin böyle bir üsluba neden olduğunu söyleyerek “Çıkarılmasında bir sakınca yoktur” deyince, değişiklik gerçekleşti. Aynı tasarıda Merkez bankasının para politikasını belirleyeceği, daha sonra bu çerçevede hükümetle birlikte enflasyon hedefinin saptanacağı hükmü yer alıyordu. İtirazlar üzerine madde “Banka, hükümetle birlikte enflasyon hedefine uyumlu olarak para politikasını belirler” şeklinde değiştirildi. Derviş’in buna da itirazı olmadı ve “Sonuçta para politikasını banka belirleyeceği için sorun yok” yorumunu yaptı. Bütün bunlar da komisyon tutanaklarına aynen yansıdı. DEĞİŞİMİN PSİKOLOJİK BOYUTU Bu sanal gollerin biran için önemi yok gözükebilir, belki bir gazetecilik hatası diye geçiştirilmek istenebilir ama bu değişim sürecinin psikolojik ortamını bozmak anlamında büyük riskler taşıdığı gözardı edilemez. Butür yayınlar ve yorumlar bir yandan siyasetçileri yıpratır ve işlerini zorlaştırırken, diğer yandan kamuoyunun değişimin olabilirliliğine olan inancını zedeleyebilir. Yaşananlara demokrasi cephesinden bakarsak sonuç daha vahim; Bir kere, Derviş “hakim-i mutlak” değildir, kurumlar üstü konumu yoktur. Yani her söylediği, her yazdığı tartışmasız kabul edilmesi gereken “hikmet” değildir. Zaten bunu da en çok kendisi dile getiriyor. İkinci olarak, eğer parlamenter demokrasiye inanıyorsak, hazırlanan tüm tasarılar komisyonlarda da, genel kurulda da tartışılacaktır ve gerekiyorsa değiştirilecektir. Demokraside doğrular böyle bulunmaz mı? Sonuçta gol sevdasına düşenler Derviş’in asıl problemi olan zamanlama hatalarını ne yazık ki göremiyorlar. Bunu da başka bir yazıda ele alalım.



		Beyaz enerji soruları DSP kongresi yoksa "angarya mı?" Hükümete güvenoyu önerisi

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın