Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Ankara neden heyecanlı ve tedirgin?
 
Afganistan harekatının Türkiye açısından gidişatı üç aşağı beş yukarı belli. Aksilik olmazsa Washington’ın Ankara’dan başka somut talebi olmayacak.
 
Ankara
 
8 Ekim—  Peki, Ankara neden bu kadar hareketli ve heyecanlı, yoksa ikinci bir cephe mi açılacak? Türkiye’ye bu cephede yeni bir rol mü düşecek?

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Dünyanın en zengin ülkesi Amerika’nın en fakir ülkesi Afganistan’ı vurduğu saatlerden beri belki de en hareketli başkentlerden biri Ankara.
       Dün geceki kriz toplantılarında şaşıracak, garipseyecek bir yan yoktu. Ama bugünün toplantı trafiği inanılmaz. Önce Köşk’te Sezer’in başkanlığında hükümetin de katılacağı yeni bir toplantı, ardından hükümet ortağı üç liderin muhalefet liderleriyle biraraya geleceği toplantı, yine hemen ardından Bakanlar Kurulu’nun olağanüstü toplantısı.
       Yadırgadığımdan değil ama sadece istihbari destek ve hava sahası kullanımı istenen Ankara niçin böyle toplantı üstüne toplantı yapıyor, anlamaya çalışıyorum.
       
İKİNCİ CEPHE Mİ VAR?
       İki ihtimal var. İlki Amerika’nın Afganistan’ı vurduktan sonra bu işin altından kalkmanın tahmin edilenden daha zor olduğunu farketmesi ve operasyonu genişletmek için NATO üyelerinden ve Türkiye’den yeni isteklerde bulunması.
       Ama Ankara’dan yapılan açıklamalarda ısrarla Amerika’nın asker istemek gibi yeni taleplerinin olmadığı belirtiliyor. Bu açıklamalara inanmamak için neden yok.
       İkinci ihtimal daha spekülatif. Afganistan’ı vuran Amerika’nın bu cephede daha uzun süre uğraşacağı kesin. Ama kritik soru, Washington’ın bu kadarla yetinip yetinmeyeceği, yeni cepheler açıp açmayacağı.
       Saldırının ardından Pentagon’dan yapılan açıklamalarda, Bush’un ve Rumsfeld’ın konuşmalarında hep “teröre destek veren her ülkenin gerekli cevabı alacağının” altı itinayla çizildi.
       Gelişmeleri yakından izleyen stratejistler olayları bu açıklamalarla birlikte değerlendirince aynı sonuca varıyorlar; “Afganistan’da harekat rayına girdikten sonra teröre destek veren diğer ülkelerin de üstüne gidilecek?”
       Yeni harekatların niteliği ve hacmi konusunda yapılan tahminlerin spekülasyondan öte gidemeyeceği açık, ama Amerika’nın sadece Taliban yönetiminin üstüne gideceğini düşünmek de biraz saf dillik gibi görünüyor.
       Stratejistlerin öngörüleri doğru çıkarsa üzerine gidilen ikinci ülke neresi olacak? Bu soruya da verilen cevap şu aşamada ortak; Irak.
       Tabii Taliban’a yardım etmeye, cihad çağrılarına katılmaya kalkışacak yeni bir “çılgın” olursa, o başka...Ama normal şartlarda sıranın Saddam rejimine geleceği genel kabul gören bir varsayım.
       
TÜRKİYE IRAK’A MI GİRECEK
       Ankara’da son derece önemli bir merkez var; Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi...
       Asker, sivil pek çok uzman günlerdir yoğun bir çalışma temposu içinde gelişmeleri önceden kestirmeye çalışıyorlar. Elbette en yoğun biçimde cevap aradıkları soruların başında “Türkiye bu işin içine ne kadar girmeli?” sorusu yatıyor. “Amerika Ortadoğu’ya uzanacak mı, Irak’a yönelirse Ankara nasıl etkilenir, ne yapmalı?” gibi sorulara alternatifli cevaplar aranıyor.
       Washington’un düzenlediği operasyonlar Ortadoğu’ya özellikle de Irak’a uzanırsa Ankara’nın atması gereken adımlar konusunda çeşitli senaryolar da hazırlanmış durumda.
       ASAM yöneticilerinin kısa bir süre içinde bu senaryoları topluca açıklamayı düşündükleri haberleri geliyor. Bu öngörüler ve senaryolar içinde bana en ilginç ve üzerinde tartışılması gerekir gibi görüneni Ankara’ya aktif rol öneren Irak Operasyonu senaryosu oldu.
       CNBC-E ekranlarında söyleştiğimiz ASAM üyesi emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu’nun da söylediği gibi Irak’a yönelik bir harekatın Türkiye açısından taşıdığı en büyük risk “bağımsız Kürdistan devleti kurulması” tehlikesi. Kuloğlu Irak’ın toprak bütünlüğünün korunamaması durumunda böyle bir gelişmeyi önlemenin çok güç olacağı görüşünde.
       Bu durumda yapılması gereken çok açık; Ankara ne yapıp edip Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasını sağlamak zorunda. İyi ama nasıl?
       İşte tam bu noktada ASAM’cıların “ilginç” önerisi gündeme geliyor; “Türkiye aktif olmalı?”
       Ankara Irak konusunda nasıl aktif olabilir sorusuna cevap aranırken, tabii akla ilk gelen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a girmesi.
       Tabii stratejistler bu önerinin hemen ardından gelecek itirazların farkındalar. Bu nedenle cevaplarını da hazırlamışlar.
       Bir kere Türkiye Kuzey Irak’a kesinlikle ilhak amacıyla girmeyecek. Irak’ta kalmak, toprak kazanmak gibi bir niyeti, hevesi olmadığını harekattan önce dünyaya net biçimde anlatacak. Bu girişin Irak’ta toprak bütünlüğünü koruyan, teröre destek vermeyen ve Batı dünyasının normlarına uygun bağımsız bir yönetim kurulana kadar süreceğini, bu sağlandığında harekata derhal son verileceğini açıklayacak.
       Ayrıca Türk askerinin bu harekatı NATO, BM gibi uluslararası şemsiyeler altında yapabileceği, onların adına hareket edebileceği savunuluyor. Bölgeyi en iyi bilen Silahlı Kuvvetler olarak Türkiye’nin bu şansının yüksek olduğu ileri sürülüyor.
       
KIZMAYALIM, TARTIŞALIM
       Baştan söyleyim, bu öneri benim içime sinmiyor, ancak bir kalemde de elimin tersiyle bir kenara itmiyorum, tartışılması gerektiğine inanıyorum.
       Bu öneriyle ilgili en büyük çekincem ise içimizdeki “Musul-Kerkük heveslileri.” Körfez Savaşı döneminde de görüldüğü gibi bu hevesi taşıyanlar yine öne fırlayıp afaki zenginlik hayallerini tartışılamaz birer gerçekmiş gibi burnumuza dayayacaklardır.
       Ancak bu çekinceler nedeniyle Ankara’nın pasif kalıp, gelişmeleri yönlendirmenin uzağına düşmesini savunmak da mümkün değil. Eğer Amerika Irak’a yönelik bir harekata girişecekse Ankara’nın mutlaka somut ve aktif adımlar atması gerekecek.
       Ankara’nın atması gereken adımlar konusunda ASAM’ın önerisini benimsemeyenlerin mutlaka alternatif stratejilerini şimdiden hazırlaması gerekiyor.
       Galiba en iyisi Amerika’yı Irak’a böyle bir harekata girişmemesi için ikna etmek. Ankara’nın şu aşamada yoğun ve aktif biçimde yapması gereken bu.
       Umarız Ankara’daki yoğun toplantı trafiğinden bu konuda içimizi rahatlatacak kararlar çıkar.
       

ÜMİT SEZGİN / CNBC-E ANKARA HABER MÜDÜRÜ
       
 
       
    MSNBC News ANAP'ta istifalar nereye kadar?
MSNBC News Deklarasyon ölü doğdu
MSNBC News Ankara'da "birileri" varmış
MSNBC News Demirel'e uluslararası görev
MSNBC News Teröre cevapta Türkiye'nin rolü
MSNBC News ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası
MSNBC News Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu
MSNBC News Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke
MSNBC News "Yakın tehlike" Anayasa'da
MSNBC News Krizseverler ve Eylül beklentileri
MSNBC News Ampul muhabbetleri
MSNBC News "Mebus mu oldun muhtar emmi?"
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları