|
ESK'nın yapısı AB'ye uyuyor Dünya Bankası reformda uyardı Cari açıkta finansman turizmden Lardy: Çin 'orta şiddette' sarsacak |
|||
İleriye yönelik olumlu bekleyişlerin güçlenmesi, enflasyon ve faizlerin düşmesi ile maliyetlerin azalması sonucunda ertelenmiş olan özel yatırım ve tüketim talebinin canlanması ise bu gelişmenin temel dinamiğini oluşturdu. İç ve dış talepteki hızlı canlanmaya rağmen, üretim ve verimlilik artışı ekonominin enflasyonist baskı oluşmadan büyümesini sağladı. ENFLASYON YENİLDİ Rapora göre 1970li yıllardan bu yana çift haneli ve yüksek seviyede seyreden enflasyon 2001 yılında yüzde 68,5 iken, 2004 yılı sonunda yüzde 9,3e geriledi. 2004 yılında hedefin altında gerçekleşen enflasyon, dünya piyasalarındaki yüksek petrol ve hammadde fiyatlarına rağmen sağlandı. Enflasyonla mücadeledeki bu kazanımda, tutarlı ve disiplinli maliye politikalarının kararlı şekilde uygulanması ve yapısal reformların hayata geçirilmesi belirleyici oldu. Bu çerçevede mali disiplinin sağlanması ve korunması, gelirlerpolitikasının program hedefleri doğrultusunda sürdürülmesi ve enflasyonun düşürülmesine odaklı para politikası uygulaması, enflasyonist bekleyişlerin aşağı çekilmesini sağlayan temel unsurlar oldu. İHRACAT 60 MİLYAR DOLARI AŞTI 2003 yılında yüzde 31 oranında artan ihracat, 2004 yılında da yüzde 32.8 oranında artarak 62.8 milyar dolara ulaştı. Sağlanan makroekonomik istikrar ve verimlilik artışı, özellikle imalat sanayiiihracatında çeşitlenmeye ve derinleşmeye yol açtı. Önceki yıla göre yüzde 40.1 oranında artan ithalat 97.2 milyar dolar oldu. İthalattaki artış, yüksek büyümenin yanı sıra tüketici ve yatırımcı güveninin tekrar tesis edilmesi ile birlikte ertelenmiş yatırım ve tüketim talebinin hızla gerçekleşmesindenkaynaklandı. Nitekim bu dönemde tüketim malı ithalatı yüzde 84.5 ve yatırım malı ithalatı yüzde 53.2 oranında arttı. 2004 yılında ülkeye gelen turist sayısı, geçen yıla göre yüzde 25.7 oranında artarak 17.5 milyon kişi oldu. Böylece gelen turist sayısında 2004 yılında rekor düzeye ulaşıldı. Turizm gelirleri de, geçen yıla göre yüzde 20,3 oranında artarak 15,9 milyar dolara ulaştı. Turizm gelirlerindeki artış, hizmetler dengesindeki gelişmelerin belirleyicisi oldu. Bu gelişmeler sonucunda 2004 yılında cari işlemler dengesi, 15,4 milyar dolar açık verdi. Bu dönemde cari işlemler açığının finansmanı özel kesim tarafından sağlandı, banka dışı özel sektör tarafından sağlanan sermaye girişi 8,3 milyar dolara ulaştı. Yabancı sermaye yatırımları, geçen yıla göre yüzde 51,6 artarak 2,6 milyar dolar oldu. 2004 yılında Merkez Bankası rezervlerinin güçlü pozisyonu korundu. Ekonomide güven ortamının ve sürdürülebilir borç dinamiğinin sağlanması amacıyla, sıkı maliye politikası izlendi. Bu kapsamda 1999 yılında GSMHnin yüzde 2si kadar açık veren ve 2000-2002 yıllarıarasında ortalama olarak yüzde 4 civarında gerçekleşen faiz dışı toplam kamu dengesi, 2003 yılında öngörülen yüzde 6,5 civarındafazla verdi. Toplam kamu kesimi faiz dışı fazlasının GSMHya oranı 2004 yılı için de yüzde 6,5 olarak hedeflendi. Yılın dokuz ayında, konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlası 25,6 katrilyon TL düzeyindegerçekleşerek, bu dönem için belirlenen program hedefini 2,6 katrilyonTL aştı. BORCUN FAİZE DUYARLILIĞI AZALDI 2004 yılında da borç stokunun döviz ve faize karşı duyarlılığını en aza indirmeyi hedefleyen bir borçlanma politikası sürdürüldü. Bu çerçevede, 2002 yıl sonu itibariyle toplam borç stoku içinde yüzde 58 olan döviz cinsi/endeksli borçların payı, 2003 yılı sonunda yüzde 46 ve 2004 yılı sonunda yüzde 42 seviyesine geriledi. Aynı dönem içinde sabit faizli borç stokunun, toplam borç stoku içindeki payı 2002 yılında yüzde 45 iken, 2003 yılında yüzde 49 ve 2004 yılı sonunda yüzde 54 seviyesine çıktı. Yüksek faiz dışı fazla verilmesi, reel faizlerin düşmesi, döviz kurlarındaki istikrar ve yüksek büyüme, net borç stokununGSMHya oranının hızla düşmesini sağladı. Kamu net borç stokunun 2001 yılında yüzde 91 olan GSMHye oranı, 20.5 puanlık bir azalmayla 2003 yılında yüzde 70.5e geriledi. 2004 yılında ise kamu net borç stokunun yüzde 65 civarına gerilemesinin beklendiği ifade edilen rapora göre, 2004 yılında faiz oranlarındaki düşüş eğilimi devam etti ve 2002 yılında yıllıkortalama yüzde 62.7 olan iskontolu TL cinsinden iç borçlanma faizi, 2004 yılında yüzde 24.7ye geriledi. Yılın sonuna doğru ikincil piyasalardaki faiz oranlarıyüzde 20 seviyesinin altına indi. Dış borçlanma maliyetlerinde debelirgin bir iyileşme sağlandı ve uluslararası sermaye piyasalarında Türkiyenin risk primlerinde çarpıcı düşüşler kaydedildi. 10 yıl vadeli dolar cinsinden uluslararası tahvillerin ihraç anındaki risk primi 2002 yılı başında 700 baz puan iken, 2004 yılı Kasım ayında 286 baz puana geriledi. Benzer şekilde 2001 yılında ikincil piyasalarda 1,158 baz puana kadar çıkmış olan 2030 vadeli dolar cinsinden tahvilin risk primi, 2004 yılı sonunda 299 baz puan seviyesine düştü. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||