Home page
Haber Menüsü


 
Adım Hıdır
 
Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde yalanın, “sonra bakarız”ın ve hayalciliğin dönemi sona erdi. Bu Avrupa’yla son tango. Son nota çaldığında, ya evlendirme dairesine gideceğiz, ya da herkes kendi yoluna.
 
Atilla Yeşilada
CNBC-E
 
27 Kasım—  Radikal Gazetesi’nde yaptığı bir söyleşide “Adım Hıdır, elimden gelen budur” diyor MHP Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici Avrupa Birliği’ne. Sözü geçen söyleşide, Sayın Yahnici, AB’nin hangi isteklerinin mantıksız bulunduğunu ve partisinin AB’ye girmek için ne yapıp ne yapamayacağını açık açık sıralıyor.

   
 
       
   
MSNBC News Şarbonlu paketlere dikkat
MSNBC News Erken seçim, zor ölüm
MSNBC News Yorumsuz
MSNBC News Sıcak para üstüne sıcak savaş
MSNBC News 16.cısı biter, 17.cisi gelir
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  AB’ye girmekte işi yavaştan almak için ortaya konulan sebeplerin bir kısmına katılmıyorum, ama Milliyetçi Hareket Partisi’nin cesaretini alkışlıyorum. A
       B’nin ilerleme raporundan sonra lafı ağzında gevelemeden söyleyen ilk parti MHP oldu. Eminim ben bu satırları yazarken başka bilgisayarların başında “İlkel ülkücüler işte n’olacak” şeklinde yazılar da tasarlanıyor, ama bunlar güneşi balçıkla sıvama çabalarında ileri gitmez.
       AB’nin son taleplerinden sonra, artık liberal - entel kesim içinde ve politik sistemde AB karşıtı olmaya yönelik tabu ortadan kalkacak. Bu konunun derin derin tartışılması lazım, çünkü Türkiye AB’ye bu kadar asılmakla tarihinin en büyük hatalarından birini yapıyor. Bizim ağzı açık ayran budalası gibi karşılıksız AB aşkımız, bir takım sivri akıllılarda bizden bir sürü taviz kopartmak şevkini kamçılıyor.
       Üstelik, ekonomik açıdan AB’nin bize, bizim onlara olduğumuzdan daha fazla muhtaç olduğu gerçeği de yadsınamaz. Bu demografik trendlerle, AB’nin iş gücü önümüzdeki 30 yıl içinde yüzde 20 düşecek. İhtiyarlayan bu toplumun işçisi kim olacak, emekli maaşların kim ödeyecek? Tabii ki Türkiye. Öteki aday ülkelerin (Polonya hariç) hepsinin nüfus azalması sorun var.
       
ÜÇ TEMEL NEDEN
       AB ile aramızdaki sorun insan hakları olarak çok geniş bir yelpazeyi kapsayan konular değil. Çok kaba bir deyimle, Türkiye devlet vatandaş ilişkileri açısından tam anlamıyla “faşizan” bir kafaya sahip. Bu bir insanlık ayıbı, ve AB istesin istemesin derhal değişmesi lazım. AB üyeliğini bir daha düşünelim demem üç başka nedenden kaynaklanıyor:
* Hani egemenlik kayıtsız şartsız milletindi?
* AB’nin “birleşik Avrupa projesi” ölü doğmuş, ekonomik entegrasyon süreci ise yanlış tasarlanmıştır.
* AB, Kıbrıs ve Avrupa Ordusu konusunda açıkça taraf olmuş ve Türkiye’ye karşı hasmane bir tutum takınmıştır.
       
EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR
       AB’ye üye olmak, daha şimdiden çok kaba örneklerini gördüğümüz gibi Anayasaca TBMM’ne, Yargıya ve Cumhurbaşkanlığına makamına tevdi edilmiş bir sürü görev ve yetkinin AB organlarına devri anlamına gelecek. Bunu yaparken, kimden yetki aldılar?
       Acaba, vergi mükellefi Atilla Brüksel’den, Strasbourg’dan Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu tarafında yönetilmek istiyor mu? Belki istiyor, belki istemiyor. Ama, böylesine hayati bir konunun referandum marifetiyle halka sorulmadan oldu bittiye getirilmesi ciddi bir ayıp, ve bence Anayasa’ya temelden aykırı.
       
AB BİTİK BİR PROJE
       30 yıllık birliktelik macerası sonunda şu çok beğendiğimiz AB’nin ekonomik durumuna bir bakalım. İşsizlik, %9 civarında, ekonomik büyüme ortalaması %2’yi geçemiyor, verimlilik düşük, Euro yerlerde sürünüyor. Avrupa Merkez Bankası’nın kredibilitesi sıfır ve salak bir Maastricht anlaşması en derin bir durgunlukta bile üye ülkelerin bütçe politikaları vasıtası ile işlere müdahale etmesini engelliyor.
       Avrupa Birliği, ABD gibi kıta boyunda bir açık pazar yaratmak amacına yönelikti. Ama, mal ve hizmet piyasalarını sonuna kadar açarken, sermaye ve emek pazarlarını bir Çin Seddi ile çevirdi. Sonuçta, AB’nin ekonomik performansı ABD’nin çok gerisinde kaldı, ve kalmaya devam edecek. AB’nin son zamanlarda yine kendi vatandaşlarına sormadan benimsetmeye çalıştığı “birleşik Avrupa” projesi ise tüm kıtanın isimsiz bürokratlar tarafından kişiliksiz, suni bir homojen kültüre asimilasyonundan başka bir anlam taşımıyor.
       Bu proje, Doğru ve Orta Avrupa ülkeleri kervana katılınca çok ciddi sosyal patlamalara yol açabilir. Lütfen birisi çıkıp böyle bitik bir kulübe katılmanın Türkiye’ye ne kazandıracağını bana anlatsın.
       
AB, ARTIK HASIM
       Neyse, bunlar sübjektif olabilir, kabul etmeyebilirsiniz. Ama, Kıbrıs ve Avrupa Ordusu konusunda gösterilen tutum, AB’nin Türkiye konusundaki niyetlerinden ciddi şüphe uyandırıyor. Avrupa Birliği, hem Güney Kıbrıs’a da üyelik konusunda açık çek veriyor, hem de sorunun çözümünü tamamen Türkiye’nin üstüne yıkmaya çalışıyor. İyi ama, zaten sezonluk bilet verilen Yunanistan ve Güney Kıbrıs niye müzakere etsin?
       AB’nin kendi stratejik konseptine göre muhtemel sıcak çatışmaların büyük kısmı merkezi Türkiye olan bölgede cereyan edecek ve Türk ordusunun desteği olmadan çözülmeyecek. Türk Silahlı Kuvvetleri, Avrupa’nın güvenliğinde bu denli anahtar rol oynamasına karşın, kurulacak olan Avrupa Ordusu’nda hiç bir söz hakkı yok. Yok ya, var mı böyle bir model dünyada?
       Ben şüpheci bir insan değilim ama bu talepler biraz Sevr, biraz da müstemlekecilik kokuyor. Artık, AB-Türkiye ilişkilerinde yalanın, “sonra bakarız”ın ve hayalciliğin dönemi bitti. Bu Avrupa’yla son tango.
       Son nota çaldığında, ya evlendirme dairesine gideceğiz, ya da herkes kendi yoluna.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları