|
|
|
Ekonomik krizdeki Türkiyeye kaynak bulma gerekçesiyle hazırlanan ve onay için Cumhurbaşkanına gönderilen yasanın uygulanmaması için mücadele edeceklerini belirten Ekinci, Yasa, şehircilik ve mimarlık ilkeleri ile bağdaşmamaktadır dedi. Ekinci, Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) 2 yıl önce yaptığı araştırmanın, Hazine arazilerine yapılmış yapılarda oturanların yüzde 68inin kiracı olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
MAFYAYA YARAYACAK
Acaba yapıların gerçek sahipleri kimdir? Hazinenin sahibi kimse, yapıların sahibi de o, yani devlet olmalıdır. Ama kiraları toplayan devlet değil. Dolayısıyla da yasadan en büyük ekonomik kazancı sağlayacak olan mafya olacaktır. Bu yasa depremden hiç de ders almadığımızı ortaya koyması açısından da ilginçtir. Bu yasa ile milyonlarca insan, nasıl inşa edildiği, hangi teknolojiyle yükseldiği belirsiz, plansız, projesiz, denetimsiz, deprem olmadan da yıkılabilecek, çürük, çarık binalarda ölüme tutsak ediliyor.
Yasanın şehirciliğe ve mimarlığa paydos anlamı taşıdığını öne süren Ekinci, Yasayı çıkaranların yerinde olsaydım, yasaya bir madde daha ekler, bu yasa yürürlüğe girdiğinde şehircilik ve mimarlık okulları da kapatılmıştır derdim diye konuştu.
BİRBİRİYLE ÇELİŞEN YASALAR
Ekinci, TBMMnin, 29 Haziranda amaç olarak birbiriyle çelişen 2 yasayı birden çıkardığını öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü: Üzerinde yapı inşa edilmiş Hazine arazilerinin satışı için yasa çıkarılıp insanlar çürük, çarık yapılarda oturmaya mahkum edildi. Bu yasadan 10 dakika sonra da Yapı Denetim Yasası çıkarıldı. Yapı Denetimi Yasası toplum içinde pek az olan ve yasalara uyarak yapı yaptıranları cezalandırmayı öngörüyor. Kaçak yapı yapan çoğunluk affedilirken, yasalara saygılı davranan azınlığa (git yapı denetim şirketine bir güzel söğüşlen) deniliyor. Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değildir.
Ekinci, Türkiyenin çok zengin bir mimari mirasa sahip olduğunu, yasal ya da yasal olmayan uygulamalarla bu zenginliğin çok hızlı biçimde yok edildiğini sözlerine ekledi.
|
|