 |
|
|||||
 |   |  |  | ||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Meclis’teki iktidar-muhalefet dengesi, kararın piyasalar üzerindeki muhtemel etkisi, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde yaratacağı sonuçlar ve Fazilet Partisi’nden geriye kalan milletvekillerinin ne tür bir yapılanma içine girecekleri tartışmanın ana başlıkları. MECLİS’TE DENGELER DEĞİŞTİ Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla birlikte TBMM’de tek muhalefet partisi olarak DYP kaldı. Bağımsız milletvekili sayısının 111’e yükselmesi Meclis’te ilginç bir tablonun ortaya çıkmasına neden oldu. Anayasa Mahkemesi’nin kararı, FP’nin Meclis komisyonlarındaki üyelikleri ile Başkanlık Divanı üyeliklerini de düşürdü. Boşalan komisyon üyelikleri Meclis’te grubu bulunan dört parti arasında paylaşılacağından komisyonlarındaki iktidar-muhalefet dengesi değişecek. Bu ise, hükümet açısından komisyon kararlarında daha rahat hareket imkanı sağlayacak. FP’li milletvekillerinin istifa ederek ‘sine-i millete’ döneceklerine fazla ihtimal veriliyor. Ancak, önümüzdeki süreçte Meclis aritmetiğini etkileyecek gelişmeler arasında, yeni parti oluşumlarının yanısıra FP’li milletvekillerinin bir kısmının, Meclis’te grubu olan partilere transfer olma ihtimali de sayılıyor. PİYASALARDA İYİMSER BEKLENTİ Anayasa Mahkemesi’nin kararı FP milletvekillerinin tümünün Meclis üyeliğinin düşmesine yol açacak bir sonuç yaratmadığından, piyasalar üzerindeki erken seçim baskısı kalktı. Geçen haftayı gergin bir bekleyiş içinde geçiren borsa, Pazartesi günü bir tepki yükselişi bekliyor. Ancak, siyaset tablosunun henüz netleşmemiş olması, piyasalarda taşların yerli yerine oturmasını geciktirecek. Öte yandan, önümüzdeki Salı günü yapılacak Hazine ihalesi ile Çarşamba (27 Haziran) günü yapılacak 4.2 katrilyonluk itfa piyasalar açısından etkili olacak. Kararın açıklandığı saatlerde borsa ve döviz piyasaları kapalı olmasına karşın, iyimser eğilim dış piyasalarda kendini gösterdi. Kararın açıklanmasından sonra Türk Euro bond’ları ve Wall Street’te işlem gören Turkcell hisseleri değer kazandı. Bankacılar ve borsa uzmanlarının kaygı duyduğu konulardan biri de, bir kısmı Fazilet milletvekilinin MHP’ye katılması ile bu partinin Meclis’te birinci parti konumuna yükselmesi… Böyle bir gelişmenin ekonomik programın uygulanmasında ciddi sorunlar yaratabileceği düşünülüyor. BATI DÜNYASI TEPKİLİ Avrupa Birliği çevreleri, FP davasında karara yaklaşılan günlerde, kapatma ihtimali karşısında tepkilerini ifade etmişti. Nitekim, kararın açıklanmasından sonra AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg yaptığı açıklamada, “kararı üzüntü ile karşıladığını” söyledi. Fogg, “Kapatma kararının Türkiye’nin ekonomik krizden çıkmak için uygulamaya koyduğu programı nasıl etkileyeceğini merak ettiğini” de belirterek, Batı’nın Türkiye’deki siyasi gelişmeleri ekonomik süreçlerle birlikte değerlendirdiğinin altını çizdi. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen’in sözcüsü Jean Christophe Flori, ise daha temkinli bir ifade kullanarak “gerekçeli kararın beklendiğini, kararın sakin bir şekilde ve ayrıntılı olarak inceleneceğini” belirtti. AB’nin karar karşısındaki asıl tepkisinin, Pazartesi günü Lüksemburg’da toplanacak AB Genel İşler Konseyi sırasında konunun ele alınması halinde belirginlik kazanacağı söyleniyor. Kapatmanın Dışişleri bakanlarını biraraya getiren Genel İşler Konseyi’nde ele alınması bekleniyor. ABD’den gelen ilk tepki ise Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray’dan yapılan eş açıklama ile oldu: “ABD, ilke olarak, demokratik seçimle gelen siyasi partilerin kapatılmasını, uluslararası demokrasi kurallarına karşı olarak değerlendiriyor” şeklindeki açıklama da kapatma kararının Beyaz Saray tarafından da ‘hoş karşılanmadığını’ gösteriyordu. Siyaset uzmanları, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde, Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla doğan sorunları aşmasının yegane yolunun, parti kapatmayı güçleştiren anayasal değişiklikleri bir an önce gerçekleştirmesi olduğunu söylüyorlar. FAZİLET’TEN GERİYE KALANLAR Türkiye’de siyasal dengelerin yeniden oluşmasında en önemli belirleyicilerden biri de Fazilet Partili milletvekillerinin, bundan sonraki süreçte ne tür tercihlere yönelecekleri… “Gelenekçiler” ile “Yenilikçiler”in yollarını ayıracakları ve Milli Görüş Hareketi’nin bundan sonra iki farklı siyasal yapı içinde varlığını sürdüreceği, konuyla ilgi hemen bütün çevrelerin ortak kanaati. Henüz netleşmeyen ise, yine Erbakan’ın kontrolü altında oluşacağı anlaşılan yeni parti ile Recep Tayyip Erdoğan’ın (açık ya da örtülü biçimde) liderliğini üstleneceği partiden hangisinin “ana gövde”yi oluşturacağı… Bir başka “bilinmeyen”, şimdilik her iki oluşuma da angaje olmayan FP milletvekillerinin, Meclis’teki diğer partilerden yana tercih yapmaları halinde, ortaya çıkacak yeni tablonun ne tür sorunları beraberinde getireceği. Konuyla ilgili herkes, MHP’den yana yapılan tercihlerin, koalisyon hükümetinin iç dengelerini sarsabileceği düşüncesinde. Fazilet Partisi’nin Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılması, siyaset dünyasında “yapısal” sarsıntılara şimdilik yol açmış olmasa bile, dengeleri yerinden oynattı. Ancak, uzmanlar, taşların yeniden nasıl dizileceğini görmek için uzun süre beklenmeyeceği düşüncesindeler. | ||||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
FP'nin siyasi yaşamı 3.5 yıl sürdü
