Home page
Haber Menüsü


Kerem Çalışkan
Yazar e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Derviş’in Batılı Türkiyesi
 
Siyasette çok kritik bir süreç başlıyor. Derviş’in programını anlatmak için Anadolu’ya çıkacağını açıklaması bir siyasi kampanyanın ilanı niteliğinde. Çünkü, hükümet partileri programı savunmuyor ve Derviş’e tepki duyuyorlar.
 
 
21 Mayıs—  Türkiye tarihinin en ilginç siyasi süreçlerinden birini yaşıyor. Bir yanda ABD ve IMF imzalı ekonomik programı kamuoyunun da desteğiyle uygulamaya çalışan Kemal Derviş, diğer yanda bu programa ve Derviş’e tepki duyan tüm siyasi partiler. Üç liderin programa kriz nedeniyle imza atmaları ve Derviş’i kerhen destekler görünmeleri, gerçek niyetlerini gizlemeye yetmiyor. Derviş’in siyasetteki aktif rolünü istemiyorlar ve ilk fırsatta onu göndermenin hesaplarını yapıyorlar. Ama bu da pek kolay gözükmüyor. Aksine Derviş’in onları “gönderme” ihtimali giderek güçleniyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
Live Vote is temporarily unavailable.

       Türkiye Batı ile entegrasyon süreci yaşıyor. Sağda ve solda tüm “milliyetçi” akımlar bu sürece tepki duyuyor. Çünkü bu süreç Türkiye cumhuriyetinin kuruluş ilkeleri dahil, “tam bağımsızlık” ve “ulusal egemenlik” denilen kavramlarla çelişiyor. AB’ye tam üyelik de bu kavramların değişmesini gerektiriyor. Ama Türkiye bütün olarak Batı ile böyle bir entegrasyona hazır değil. Bırakın bu süreci geliştirmeyi ve içine sindirmeyi Türkiye’de pek çok kesim daha bu “entegrasyon”u bile anlayabilmiş değil, anlayanların büyük bir çoğunluğu da tepki gösteriyor.
       Ama korkunun ve tepkinin ecele faydası yok. Bazı anlayışlar değişecek. Geleneksel milliyetçilik ya da Hasan Cemal’in özgün deyimi ile “cart curt milliyetçiliği” fena halde köşeye sıkışmış durumda. Çünkü ABD’ye, IMF’e ve Avrupa’ya atıp tutmakla, adam başına milli gelir 5-6 bin doların ötesine geçemiyor. Ve Türkiye dünya ekonomisinde büyüklük olarak 18. sırada olmasına rağmen adam başına milli gelirde 3. küme ülkeleri arasında geziniyor. Adam başına milli geliri 12-15 bin dolar düzeyine çıkarmadan dünyada ve bölgede özlenen onurlu yeri almak mümkün değil. Bu düzeyi yakalamak ise ancak yatırımla, işsizlik canavarını yenerek ve ulusal geliri arttırarak olacak. Bunun için de milli sermaye yetmiyor, yabancı sermaye gerekiyor. Ya kapıları Batı ile entegrasyona açıp “Batılı bir Türkiye” kuracağız, ya da gerilik ve ilkellik bataklığında debeleneceğiz.
       Tablo bu kadar açık, ancak siyasiler için durum böyle değil.
       Çünkü onlar bu tablonun “tasfiye edilmesi gereken bölgesi”nde duruyorlar. Yani rant üzerinden politika yapan kesimde. Türkiye tam da bu politik anlayışı tasfiye edip Batı standartlarında yeni bir yönetim anlayışını geçerli kılmanın mücadelesini veriyor. Kemal Derviş bu misyonu temsil ediyor.
       
SAĞ VE SOL TUTUCU
       Tabii ki bu süreç pek kolay değil. Çünkü zihinsel değişim gerekiyor. Yani kafaların değişmesi gerekiyor, tıpkı son Petrol Ofis reklamında olduğu gibi. Ama Türkiye’deki siyasi akımlar sağda ve solda son derece tutucu bir görüntü veriyorlar.
       MHP değişimi değil, milliyetçi direnci, taşranın Batı’ya tepkisini temsil ediyor. Bu pozisyonları değişmeyeceği gibi ilk seçimde Batı’ya, IMF’e, ABD’ye çatarak oy toplamaya çalışacaklar. Değişimin değil değişmemenin partisi MHP. Zaten “biz değişmedik” mesajı ile tabanını böyle ayakta tutmaya çalışıyor.
       DSP Ecevit’in partisi olarak çok prestij kaybetti. Partinin başına Kemal Derviş geçerse durum değişebilir, ancak böyle bir ihtimal oldukça zayıf gözüküyor. DSP herhangi bir düşüncenin değil, lider Ecevit’in partisi. Bu açıdan onlar da değişimi değil, değişmez lidere bağlılığı simgeliyor. Partinin ömrü Ecevit’le sınırlı da olabilir.
       ANAP Yılmaz’ın liderliğinde zayıflamayı ve yıpranmayı sürdürüyor. Yılmaz’ın jandarmayla, savcılarla, hatta Tantan’la yürüttüğü kavganın partiyi barajın altına çektiğini görmemek için siyasi bakımdan kör olmak gerekiyor. Değişimi ve Batı’yla bütünleşmeyi savunan tek parti ANAP ve tek lider Yılmaz gibi görünüyor, ama bu söylem “yolsuzluk kavgaları”nın gölgesinde kaldığı için ANAP’ı kurtaramıyor.
       Çiller’in DYP’si “denenmiş beceriksizliğin” partisi. Çiller’in şimdi doğru ve haklı gibi gözüken sözleri bile geçmişin hatalarını silmeye yetmiyor. Çiller de popülist milliyetçilikle oy toplamaya çalışıyor. Eskiden “değişim umudu”nu simgeleyen Çiller şimdi “değişime tepki”nin umudu haline geldi.
       FP artık fiilen iki parti. Erbakan ve Tayyip Erdoğan ile Yenilikçiler iki farklı kitle halindeler. Tabii ki ikisinin de Türk siyasetine “İslamcılık” dışında satacak hiç bir malları yok. Erdoğan ve Yenilikçilerin “demokrasi” özlemi, “türbanın üniversiteye girmesi” dışında tek bir madde bile içermiyor. İslamcı kesimde son olarak İslamcı kadınlara gösterilen tepki ve tahammülsüzlük bu kesimin demokrasi konusunda yemesi gereken daha epeyce fırın ekmek olduğunu gösteriyor.
       Bunların dışında özünde aynı şeyleri savunan CHP-ÖDP politikası oyun dışı kalmış solu temsil ediyor. Bu çizgi özünde tutucu. Tek varlık nedenlerini globalleşmeye ve özelleşmeye tepki olarak görüyorlar. Geleneksel solun bu artıklarında en küçük bir değişim umudu, en küçük bir değişim kıvılcımı yok. Bu yüzden Türkiye’nin değişmeye direnen en muhafazakar kesimi haline geldiler. Türkiye’nin 21. Yüzyıl’a yürüyüşünün önünü tıkıyorlar.
       Nilüfer Göle’nin “cumhuriyetçi muhafazakarlar” diye tanımladığı bu Ankara bürokrasisi ve devletçi sol anlayış, değişen dünyayı anlamadığı gibi Atatürk’ün modern Türkiye’nin önüne koyduğu “çağdaş uygarlık” hedefinin de çok uzağına düşmüş bulunuyorlar.
       
YENİ SİYASİ OLUŞUM ÖZLEMİ
       Ve şimdi geliyoruz bütün bu “tutucu cephe”ye karşı “değişimin nasıl olacağı?” sorusuna. Kolay olmayacağı açık. Çünkü bu değişimi isteyen güçler sanayici, bankacı, ihracatçı gibi Türkiye’nin Batı’ya dönük yüzünde duruyorlar. Her ne kadar son kamuoyu anketlerinde mevcut siyasi partilere tepki ve Derviş’e destek yüzde 50’ler civarında gözükse de, bu yüzde 50’nin yeni bir siyasi oluşuma, yeni bir siyasi partiye dönüşmesi ve iktidarı ele alması çok da kolay bir süreç değil.
       Batılı bir Türkiye, Batı dünyası içinde yeralan bir Türkiye isteyenlerin bugün için siyasi bir partisi yok.
       Siyasi bir oluşumu da yok. Bu güçler kısmen sivil toplum kuruluşlarında, kısmen medyada etkin olabilir.
       Ama siyaset sahnesinde Derviş’ten başka Batılı Türkiye’yi temsil eden yok.
       Batılı Türkiye isteyenlerin önce ne istediklerini net olarak tanımlamaları gerek.
       Önce hayallerinizi ortaya koyun, sonra onun gerçekleşmesi için uğraşın.
       
 
       
    MSNBC News Good guys and bad guys
MSNBC News Derviş'in partisine kim girer?
MSNBC News Ecevit bayrağı Derviş'e devretmeli
MSNBC News Yeni Türkiye, partisini arıyor
MSNBC News Krizden çıkışta Derviş faktörü
MSNBC News Derviş'in zor misyonu: Türk perestroykası
MSNBC News ABD Türkiye'den ne istiyor?
MSNBC News Bozkurt ne kadar global?
MSNBC News 21. Yüzyılın kurumu: Ahilik
MSNBC News Yeni siyasetçi tipi: Yerel liderler
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları