Home page
Haber Menüsü




 
Yabancılar reformlardan kuşkulu
ABN Amro Türkiye Genel Müdürü Jack Gillespie, yabancı bankaların hükümetin mali sektörün rehabilitasyonu konusunda gerekli önlemleri alabileceği konusunda kuşkulu olduğunu söylüyor.
Emine Uşaklıgil
NTV-MSNBC
    20 Aralık—  ABN Amro Türkiye Genel Müdürü Jack Gillespie, yaşanan son bankacılık krizini, aynen bir kalp krizi gibi atlatılsa bile iz bırakan bir olaya benzetiyor.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  “En kötüsü geride kalsa bile, bu krizin mali sektör üzerinde kalıcı önemli iki etkisi olmuştur” diyor ve şunları belirtiyor:
* Zaten hasta olan bankacılık sektörü şimdi ağır hasta. İyileşmesi bir kaç yıl alacaktır. Oysa yabancı bankalar, hükümetin sektörün rehabilitasyonu için gerekli önlemler alabileceği konusunda kuşkulular.
* Fahiş oranda faizler, zayıf olanları daha da zayıflatmıştır, iflas risklerini artırmıştır.
       
DÜZENLEYİCİ KURUL 25 YIL GECİKTİ
       
Türkiye’nin düzenleyici ve önleyeci denetim kurmakta çok geç kaldığını vurgulayan Gillespie: “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu yetkin bir yapıya sahip olmakla birlikte, ne yazık ki çok geç devreye sokuldu. Başka ülkelerdeki örneklere bakarsak gecikmenin hatta yirmi beş yılı bulduğunu söylemek mümkün” diyor.
       Hükümetin stand-by paketi çerçevesinde verdiği reform sözlerini tutmadığından da söz ediyor.
       IMF’den beklenen 10 milyar dolarlık acil destek fonuna gelince, Arjantin’e 25, Güney Kore’ye 40, Endonezya’ya 35 ve Rusya’ya en az 50 milyar dolar fon aktarmış olan IMF’in gereğinde yüksek rakamlarla müdahale edebildiğini belirtiyor. Ancak bu fonların doğrudan bankacılık sistemine girmeyeceğine de dikkat çekiyor.
       
DOKTOR DEĞİLİZ
       
Satılık bankaların maliyetlerini değerlendikten sonra, dünya büyüklerinden ABN Amro, maliyeti yüksek bir bankayı devralmaktansa, kendi operasyon alanını genişletip şube sayısını artırmak yönünde bir karar aldı.
       Bu konuda Gillespie yerli bir bankanın dertlerini devralmaktan kaçındıklarını anlatıyor. Dünyanın bir çok yerindeki vergi avantajları nedeniyle görünürde bedavaya banka devraldıktan sonra “Aslında iyi doktor olmadığımızı bu yolla öğrendik” diyor.
       600 milyar dolarlık öz varlıkları ile Türkiye mali sektörünün asağı yukarı dört katını temsil eden ABN Amro, çok cazip koşullar altında olsa bile, başka bankaları bünyesine katma konusunda hiç hevesli değil.
       Gillespie “Kaldı ki üç dört yıldır fonda bulunan bir bankadan en iyi kadro ve en değerli müşteriler çoktan ayrılmıştır. Sonuçta şubeler ve bir kaç mobilya dışında pek de bir şey kalmamıştır. Özel sektördeki orta boy bankalara gelince, çoğu zaman değerleri sahipleri gözünde abartılıdır” görüşünde.
       Mali sektörün ufaklığına gelince: “Özal ile dünyaya açılmaya başlayan ekonomi halen büyük ölçüde bir nakit ekonomisi” diyor.
       
ÖNÜNE GELENE BANKA OLUNCA
       Gillespie, Türkiye’de gelinen durumu şöyle özetliyor. Mali sektörde sorumlu ve önleyici denetimi olmayınca, bankacılıktan anlamayan her zengine banka sahibi olma şansı doğmuş, bunlar da banka yönetim yeteneği şüpheli kişilere güvenince, bugünkü duruma gelinmiş. Ailelerin ekonomiye hakim olması sonucu, kendi bankalarını aile çıkarları için kullanma tuzağı sektörü ve kamu çıkarını zedelenmiştir.
       Japonya sanayii ve bankacılığı arasındaki ilişkinin yol açtığı sorunları hatırlatan Gillespie: “Bankaların yaygın bir biçimde halka açık olmaları çok daha sağlıklı bir yapı” diyor.
       2001 yılında “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’un önünde karmaşık ve çetin bir görevi var” diyen Gillespie, Demirbank’ın kamuya maliyeti henüz belli olmadığını, fondaki diğerler bankaların kamuya 7 milyar dolarlık bir zararı yüklediğini söylüyor, devlet bu zararı üstlense de, garantilese de, sonuçta kaybedecek olan halktır deyip “Kötü yönetim ve kötü krediler bu on bankayı mahfetmiştir. Oysa dünyadaki en eski düzenleyici kurum olan İngiltere’nin Merkez Bankası, banka sahipliğine adayların banka yönetebilecek kapasitesini inceledikten sonra ancak onay verir” vurgusunu yapıyor.
       
SİHİRLİ FORMÜL YOK
       
Gillespie, önümüzdeki yılın zor geçeceğini düşünüyor. “Sihirli formül yoktur. Sorunlara teker teker çare bulmak gerekecektir” diyor.
       Yabancı bankaları iki ana kaygısını da dile getiriyor: yapısal bir devalüasyon kaygısı ve ani kambiyo kontrolü uygulaması. Kişisel olarak böyle bir riski öngörmediğini söylüyor, ancak Türkiye’yi uzaktan izleyen bankacıların bu tür riskleri kesinlikle almaktan kaçındıklarını de belirtiyor.
       “Ciddi kaygılarımız olsa bile, bizler sistemin içindeyiz. Oysa uzakta bulunan bir bankacı gördüğü olası risklerden kaçınır” diyor.
       
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları