Home page
Haber Menüsü


NTV

Konu: İstanbul’da ulaşım ve metro çalışmaları
Konuk: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Doktor Mimar Kadir Topbaş


Celal Pir: Haftanın son NTV'ye Sorun programından mutlu akşamlar değerli izleyenler. Bugün NTV'ye Sorun'da temel atma töreni yarın yapılacak olan Dördüncü Levent-Ayazağa metro hattı ve İstanbul'da ulaştırma çalışmaları konusunu ele alacağız. Metro çalışmalarının ne zaman bitirileceğini, ne kadara mal olacağını ve İstanbul'un en çok konuşulan sorunlarından biri olan ulaştırma konusunda Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmalar hakkında merak ettiğiniz tüm sorulara İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Doktor Mimar Sayın Kadir Topbaş canlı yayında yanıt verecek. Ama her Cuma olduğu gibi sizlerin hafta boyunca en çok merak ettiği beş sorunun yanıtlarını ekrana getirdiğimiz 'en çok sorulan beş' bölümümüze kısaca bir göz atacağız.

“En çok sorulan beş'in beş numarasında bu hafta 'dolar ve Euro'nun Türk lirası karşısındaki değer kaybının anlamı ne' sorusu yer aldı. Yanıtını NTV'ye Sorun'a katılan Ekonomist Günhan Karakullukçu verdi. Karakullukçu bu tür para hareketlerindeki her türlü aşırılığın ülkeye zararlı olduğunu belirtti. Türk lirasının dolar ve Euro karşısında aşırı değer kazanmasınnı ülkeye olumlu bir getirisi olmadığı kanaatinde olduğunu söyleyen ekonomist, belli ölçüler içinde, mümkün olduğu kadar az dalgalanmayla hareket etmesinin ideal olduğu görüşünü de bizlerle paylaştı.

Bu haftanın en çok sorulan dört numaralı sorusu sağlık personal atamalarının başlamasıyla gündeme gelen 'sağlık personel açığı nasıl giderilecek' oldu. Yanıtı ise Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü Ali Yerlikaya'dan geldi. Yerlikaya, yıl boyunca altı tane açıktan atama yaptıklarını, 4 Şubat atamalarının ardından 25 Mart, 27 Mayıs, 22 Temmuz, 23 Eylül ve 25 Kasım'da tekrar yapılacağını belirtti. Toplam 4 bin 673 personel atayacaklarını belirten genel müdür, SSK hastanelerinin birleşmesinin ardından ihtiyaçların tespit edileceği ve hizmetlerin en iyi şekilde sunulması için ne gerekiyorsa yapılacağı bilgisini de bizlerle paylaştı. Sayın seyirciler sağlı personel atamalarıyla ilgili detaylara www.saglik.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

En çok sorulan beş'in üç numaralı sorusu çok çeşitli değişiklikler içerdiği için 'torba yasa' olara adlandırılan 'torba yasa tasarısı' ne getirecek oldu. Yanıtını NTV'ye Sorun'a katılan Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeleri AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Açıkalın ve CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu verdiler. Milletvekillerinin verdiği bilgilere göre değişikliklerin en dikkat çekenleri, çiftçilerin TEDAŞ ve tohumluk borçlarının yeniden yapılandırılması, güvenlik görevlilerinin ilköğretim mezunu olmasının yeterli bulunması ve silah yetkisinin lise ve lise üstü öğrenim görenlere verilmesi ve emeklilerin kamuda çalışması halinde bir maaşlarından vazgeçmesi olduğunu belirttiler. 50'ye yakın kanunun değiştiğini belirten miletvekilleri tasarıyla terör ve savaş sırasında ölenlerin yakınlarına 40 milyar tazminat ödeneceği bilgisini de bizlerle paylaştılar.

Bu haftanın en çok sorulan iki numaralı sorusu futbol dünyasının en çok tartışılan konularından biri olan 'hakem hataları' üzerineydi. Soru ise 'hakem hatalarını abatıyor muyuz' şeklinde yoğunlaştı. Yanıtı ise Futbol Federasyonu Eğitim Koordinatörü Hilmi Ok ve FIFA Eski Hakemi Serdar Çakman'dan geldi. Hilmi Ok, hakemlerin doğru kararlar verdikleri gibi hata da yapabileceklerini, ancak bunu değerlendirecek kişilerin en az hakem kadar kuralları bilmesi gerektiğini ifade etti. Başarısızlıklarda en kolay yolun suçu hakeme atmak olduğunu belirten Ok, medyadaki küçük düşürücü konuşmaların hakemlere olan sevgiyi azalttığı görüşünü savundu. Serdar Çakman ise hakem kararlarının objektif olduğuna inandığını söyledi ve hakemlerin maç sonrası yazdığı raporlara gözlemci ve temsilci raporlarının da eklendiğine dikkat çekti. Çakman, dışarıdan bakıldığında taraflı gibi gözükebilen cezaların yıllık raporlara bakıldığında objektif olduğunun görüleceğinin de altını çizdi.

Geliyoruz bir numaralı soruya. En çok sorulan beş'in bu hafta zirveye yerleşen sorusu sahte rakı yüzünden ölümlerin artmasıyla hala gündemimizde olan 'gıdada sahtecilik nasıl önlenir' oldu. Yanıtı ise NTV'ye Sorun'a katılan Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı Ali Er ve Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner'den geldi. Ali Er imalatla ilgili her tür konunun Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı olduğunu ve bakanlığın 'denetlediğini, ancak yasalara aykırı bir durum bulamadığını söylemesinin izah edilemez olduğu görüşünü dile getirdi. Er ayrıca, tüketicileri tanımadıkları restoran ve nerede üretildiğini bilmedikleri ürünlerden uzak durmaları konusunda uyardı. Samim Saner ise cezaların caydırıcı olmadığını belirtti. Ve ölümler olmadığı sürece gıdada sahtecilik yapanların elini kolunu sallayarak dolaştığı ifadesini kullandı.

Geride bıraktığımız haftanın en çok sorulan beş sorusu ve yanıtları bunlardı. Programlarımıza konu olan veya olmayan her tür sorunuzu bize iletmeye devam edebilirsiniz. Açık hattımız 24 saat herkesin soru sorma hakkını kullanmasını bekliyor.”

Celal Pir: Geliyoruz NTV'ye Sorun'a. Bugünkü programımızda yarın temeli atılacak olan Dördüncü Levent-Ayazağa metro hattı ve İstanbul'daki ulaştırma çalışmaları konusunu ele alacağımızı duyurmuştuk. Birazdan merak ettiğiniz tüm sorulara İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Doktor Mimar Kadir Topbaş yanıt verecek. Evet, değerli bir isim, İstanbul Belediye Başkanı, aslında birçok ülkeden de daha büyük bir kenti yönetiyorsunuz. Öncelikle hoşgeldiniz.

Kadir Topbaş: Hoşbulduk, iyi yayınlar diliyorum.

Celal Pir: Sayın Topbaş izninizle hemen sorularımıza geçmek istiyorum..

Murat Aktaş (Doktor): İstanbul'daki metro ağının Ayazağa'ya kadar uzanacağını biliyorum. Acaba bu son nokta mıdır? Sarıyer, hatta daha ileriye, Zekeriyaköy'e uzanması mümkün müdür?

Kadir Topbaş: Tabi yani bir ülkede özellikle bir kentte toplu taşıma aracının kullanma oranı ne kadar yüksekse medeniyet ölçüsü olarak bunu değerlendirmek lazım. Ve malesef 1900’lü yıllarda hatta daha öncesinde başlayan dünyanın birçok yerindeki raylı sistemlerde biz tünel diye bahsettiğimiz...yapmamıza rağmen 1873’lerde devam etmemişiz. Hatta Sarıyer’e kadar Beykoz’a kadar da metronun tasarlandığı söylenir. Tabiki 50 yılda 12 milyon göç almış, bu kadar yoğunlaşmış, gelişigüzel yerleşim alanları oluşmuş olan bu şehrin en önemli birinci öncelikli sorunu ulaşım. Bunu başından beri hep konuşuyoruz ve söylüyoruz. Bir şey daha gözardı edilmemesi lazım, bunu da hassasiyetle burada ifade etmek istiyorum. Yeni çıkan 5216 yasayla, büyükşehir yasasıyla İstanbul bir önceki dönemlere göre ilgi alanı 3.5 misli daha büyüdü. Yani görev alanı büyüdü. Bu böyle 3.5 misli daha büyük alanlardaki ulaşım tutunuz İSKİ’nin hizmet alanlarından tutunuz altyapı hizmetlerine kadar bütün bu bölgenin hizmet verilmesi, ayrıca sırf bununla da bitmiyor, bu dönem bu bölgelerin kurgulanması ve düzene sokmamız şimdi yakın bir tarihte de köy hizmetleri de bize geçiyor, köyler mahalle olacak İstanbul için. İstanbul’un çevre düzeni planlarını biz yapıyoruz, nazım planlarının buna göre hazırlıklarını şu anda yaptık, o na da başlıyoruz. Ekonomik planlar konusunda da bu yetkiyi bize veriyorlar. Bu da sadece İstanbul içinde değil, yani bahsettiğiniz gibi gerçekten İstanbul’u Türkiye’nin lokomotifi olan bu kenti sadece bu niye olmuyor neden değil, bunun bir kere bir konut yaparken bile sadece onun tasarımı ve projelendirilmesi, hatta bununla ilgili maliyet hesaplarınız ve imalat süreciniz çok zaman alıyor.

Celal Pir: Şimdi bu metroyu sormuşlar ama mesela demiryolları var, karayolları var, otobüs işletmesi var, tren var, metro var, bunların hepsi ayrı ayrı kurumlarda. Şimdi tek kurumda olacak ve tek bir yerden koordine edilecek mi yoksa...?

Kadir Topbaş: Evet, eskiden beri bahsedilen bu, 11 farklı otoritenin bulunduğu ulaşım hizmetini veren birimler var. Bir yasal düzenleme yapılıyor ve bir genel müdürlük şeklinde bütün bunları İstanbul’un ulaşımını çözecek bir olguya doğru gidiliyor. Bu bizim arzu ettiğimiz bir çalışma. Şimdi tabi bahsedilen şu anda temelini yarın Sayın Başbakanımız’la birlikte atacağımız ve çok önemli bir aks olarak yoğunluk açısından problem gördüğümüz yerlerden bir tanesi hep şunu ben talimat verdim arkadaşlarıma, belki teknik adam oluşum sebebiyle de bu kaynaklanıyor, hep ötesini, her ilerisini görmek durumundayız. Yani 3 hamle sonrasını göremiyorsanız santraç oynayamazsınız. Şu anda bizim Dördüncü Levent’ten sonra Ayazağa ki ben bir istasyon daha ilave ettirdim arkadaşlarımıza bunun çalışmalarını istedim.

Celal Pir: Bu Atatürk Sanayi Sitesi’ne kadar..

Kadir Topbaş: Evet, buraya kadar gelmesi lazım. Aksi takdirde Dördüncü Levent’ten Ayazağa’ya gelip de atlıspor kulübü veya benzinliğin oralarda çıktığınız zaman daha yoğunluk olan bir bölgenin yani yoğunluk olan bir bölgenin insanlarını 700 metre, bir kilometre yakın daha yürütmeniz gerekiyor. Tabi burada kalmayacak bu, bu gelecekte mutlaka Sarıyer’e kadar gidecek. Hatta bir başka şey daha söyleyeyim. Belki detay ama ilintili olduğu için. Şu anda biz Kabataş-Karaköy’ü açtık. Kabataş’ta bunu bırakmamız halinde yine problem. Çünkü oradan otobüslerin ring yapması gerekiyor ve 2.5 dakikada bir otobüs, hesapladığınız zaman trafik orada allak bullak olacak ortada ve oluyor zaten. Beşiktaş’a kadar uzaması lazım. Beşiktaş’a geldiğiniz zaman yine Beşiktaş’tan otobüs ringi yapamazsınız. Bakın hep birbirini tetikliyor. Buradaki olayı da çözmeniz gerekiyor. O halde Levent-Beşiktaş metro hattınızı yapmanız gerekiyor. Onun da proje çalışmasını verdim ve Beşiktaş’ı yayalaştırmak, trafiği alta almak gerekiyor, bunun da talimatını verdim, çalışmalar bitme aşamasında, proje. Yalnız burada çok bir noktaya temas etmek istiyorum. Doktor Murat Aktaş’ın sorusuyla da ilintili olarak. Şöyle söyleyeyim, bu çalışmayı yaparken Beşiktaş’ta metro istasyonunu oluştururken kurgularken gelecekte Beşiktaş’tan Sarıyer’e sahile paralel gidecek bir metroyu mutlaka hesaplayınız, gelecekte bu Beşiktaş istasyonu atıl kalmasın veya yıkılarak yenilenme...düşürülmesin, zemin altında olacak bu istasyon, bir kat daha aşağıdan diğer istikameti de hesaplayın. Aynı şeyi Üsküdar’da söyledim, Altunizade tüp geçişin bağlantı düğüm noktası, onu da yayalara açıyoruz Üsküdar meydanını, bu meydandan da gelecekte belki Beykoz’a gitmemiz gerekecek. Bunun da hesabının kurgulanmasının önceden yapılması gerekiyor. Bu öngörüleri koymak durumundayız. Gelelim bizim bu üç istasyon, bu metroya ben üç diyorum, çünkü iki diye hazırlandı ama bunu üçe tamamlayacağız. Toplam maliyeti bize 2 istasyon yani Dördüncü Levent – Ayazağa bizim inşaat maliyetimiz 80 milyon dolar, 100 milyon dolar da bunun elektro mekanik sistemleri tutuyor. Ve 30 ay gibi bir müddet içerisinde bunu bitirmeyi hedefledik.

Celal Pir: O da alttan mı gidecek efendim?

Kadir Topbaş: Alttan gidecek, sorular var, trafiği aksatmayacak.

Celal Pir: Onları da aktarayım. Metro yapılırken bir sıkıntı oluyor, şimdi kazıyorsunuz ya, şerit azalınca insanlar tamam metro gelecek ama gelene kadar biz çelisini çekiyoruz. Bunun bir yöntemi var mı?

Kadir Topbaş: Bir kere şunu söyleyeyim, İstanbul’un bu yoğun noktalarında ulaşımları çözerken mümkün mertebe metro olayını diye düşünmemiz gerekiyor. Metro kazıları da genelde zemin altından yapıldığı için bir problem teşkil etmiyor. Şu anda Sultançiftliği – Edirnekapı hattı üzerinde birçok insanımız belki birkaç yıldan beri bu sıkıntıyı yaşıyorlar.

Celal Pir: Hatta onların da soruları var, ne zaman açılacak Sultançiftliği hattı diyorlar..

Kadir Topbaş: 2006 Şubat için hedef koyduk. 6 kilometresini de yeraltına alıyoruz orada bir bölümünü, öyle çözmemizi daha uygun gördük ve 2006’da bitiriyoruz. Bunlar başlanılmış, tabiki niye yüzeyden başlanıldı? Kaynak ve imkanlar tabi yeterli olmadığı için..

Celal Pir: Şimdi İstanbul’da Aksaray’dan başlayan havalimanına giden, ondan sonra şimdi Haliç’in altından gitmeye çalışıyorsunuz, Marmara’nın altından gitmeye çalışıyorsunuz, karşı tarafta gidiyorsunuz, bu tarafta.. Bütün bunlar para. Var mı bu kadar para?

Kadir Topbaş: Hem de ciddi para.

Celal Pir: Yani kaynağını nereden buluyorsunuz?

Kadir Topbaş: Kadıköy – Kartal hattı 550 milyon dolar, 22 kilometreye yakın bir şey. Tabi bu tip olaylar, yani özellikle metro konusunun mutlaka ciddi bir kaynağa ihtiyacı var, bu kaynak konusunda ben Sayın Maliye Bakanımız’la özellikle arzettim, yani İstanbul bu metroyu yapacaksa...

Celal Pir: Devlet katkıda bulunuyor mu şu anda?

Kadir Topbaş: Devletin şöyle bir şeyi var bize katkı verebileceklerini söylüyorlar; elektro-mekanik sistemini yap işler olarak çıktığımız zaman bu kısımda bu bölümle ilgili bize hazine garanti desteği vermek gibi. Para yok, paraya ihtiyacımız yok.

Celal Pir: Yani bu tamamen İstanbullular’ın gelirleri giderleriyle mi yapılıyor?

Kadir Topbaş: Öyle öyle. Ki bakınız Atina metrosunu Avrupa Birliği yaptı. Birçoğunu devlet yapıyor, devlet kredisi ve imkanlarıyla buna...

Celal Pir: Peki maliyeden ne istediniz?

Kadir Topbaş: Ben şunu söyledim, yani akaryakıttan alınan fonlardan bir kısmı sırf bunun için bir noktada toplanmalı.

Celal Pir: Yani raylı sistem fonu gibi.

Kadir Topbaş: Veya işte..bir pay bize bir miktar daha bırakılmalı. Metro yapan kentler olabilir, bu sadece İstanbul değil. Bu çok önemli. Çünkü çözüm toplu taşıma aracındaysa bu çözümü biz eğer çok kısa sürede yapmazsak, yani çok uzun vadelere yayılırsa ekonomik kayıplar, Maliye Bakanımız çok hesapkar bir insan, doğru. Ben de şimdi bir hesap söyleyeyim; biz bunu ne kadar geciktirirsek ekonomiden o kadar iş kaybı ve yakıt kaybımız var. Bunu hesapladığımız zaman ülkenin kayıplarına yönelik.. Bu konuda İstanbullular fon ve kaynakta yardımcı olmaları gerekir ama o verdikleri verginin bir kısmını bu şekliyle bize kalmalı. Şunu ben ilave edeyim,...biliyorsunuz geçen iki dönem New York Belediye Başkanlığı yaptı, çok başarılı özellikle bu kapkaçlarla ilgili.

Celal Pir: Oraya geleceğim ama bir şey öğrenmek istiyorum. Şimdi bu metro sistemleri İstanbul’da nereden nereye ne zaman başlayacak? Biraz onu kısaca alalım, çünkü bu yönde de sorular var, metro sistemiyle ilgili öncelikle bitirmek istiyorum konuyu.

Kadir Topbaş: 30 ayda bu hattımızı bitireceğiz ve buna bir istasyon daha ilave ediyoruz, ileride devam etme olasılığı da olabilecek. Ben detay olarak vereyim. Mevcut raylı sistemlerimizin toplamı 47 kilometre filan bizim, işte inşaat aşamasında şu anda 24.8 var, Kadıköy devam ediyor, 20 ay koymuştuk bu 30 ay yarın pazarlık yaparak onu biraz daha aşağıya çekeriz, planlanan ve çalışması tamamlanmış ihalesi yapılmış olanlar 34.2 kilometre, etüd ve alan projesi tamamlanmış, uygulama projesi devam eden ve ihale noktasına geçirdiğimizde 74 kilometre var.

Celal Pir: Yani biz birkaç yıl içinde, şöyle söyleyeyim, 3 yıl içinde 160 kilometrelik metroya mı sahip olacağız?

Kadir Topbaş: Şimdi metro imalatları çok kolay değil. Gelişmiş metrolar ayda 300 metre gidebiliyor, çalışabiliyor. Farklı farklı yerlerde müteahhitlere iş verdiğimiz için bunları toplam olarak total olarak konuşuyoruz, tabiki kaynak ve şey öyle. Biz bu dönemde bir 80-90 kilometreyi artı olarak katmalıyız diyoruz mevcut bu 40 bin kilometreye.

Celal Pir: Yani var olanın iki misli aşağı yukarı.

Kadir Topbaş: Ben tarih olarak benim Edirnekapı-Sultançiftliği 2006 diye bahsettim, Zeytinburnu – Bağcılar, Güngören – Bağcılar ki bu da var, temmuz 2005’te burayı bitiriyoruz. Taksim-Kabataş..bu yıl sonu itibariyle, orada bir yer altı otoparkımız var bir istasyon ondan dolayı gecikiyor, o 2005 ağustos veya yıl sonuna doğru bitecek. Taksim-Yenikapı, Aksaray noktasında 2006 Taksim – Yenikapı 5.2 kilometre, bunun saatte 70 bin yolcu taşıyacak. 2006 hedefleniyor. Yalnız bizim 7 yıldan beri o problem olan Haliç’teki geçiş köprü olayını çözdük, önümüzdeki ayın ilk haftası da zaten açıklayacağız onu. Kadıköy-Kartal 2008’de bitecek, inşaat devam ediyor. Eyüp Pierre Loti’de bir teleferiğimiz var, onu da devam ettiriyoruz, 2005 Ekim ayı itibariyle bitecek. Diğer taraftan çalıştığımız hatlar var. Beylikdüzü’nde çok ciddi talep var, raylı sistem Avcılar’a kadar Bakırköy’den uzanan...

Kerim Emek (Sigortacı): Şishane-Taksim metro hattı ne zaman açılacak? Galata Kulesi ve civarindaki gasp ve hırsızlık olaylarıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü veya özel güvenlik firmaları ile herhangi bir çalışma düşünüyor musunuz? Zira bu güvenlik problemi vatandaşı canından bezdirdi.

Celal Pir: Acaba bu İstanbul’un güvenlik sorunuyla ilgili belediyenin üzerine düşen bir şey var mı?

Kadir Topbaş: Bir kere manen düşüyor, her şeyden önce İstanbullular yerel yönetici olarak seçtikleri bir insandan ve ekibinden artık İstanbul’un güvenli bir kent olmasını ki yatırımcıları davet ederken de, turizmden pay beklerken de güvenli kent olgusunu koymanız gerekiyor. Bununla ilgili adımlarımız var. Hem Sayın Valimiz’le olan paralel çalışmamız, Emniyet Müdürlüğü’yle yaptığımız paralel çalışmalar. Güvenlik kameralarınınk onması valilik tarafından buna biz de destek veriyoruz ve bunu ilçelere kadar yaygınlaştıracağız. Ve özellikle burada altını çizerek söyleyeyim ve İstanbulular herhalde sevinçle bu bekledikleri bir olaydı, memnuniyetle karşılayacaklar, aydınlık birkent, hep bunu söyledik, bu konuyla ilgili TEDAŞ Genel Müdürüyle toplantı yaptık, geçen hafta Cuma günü birlikteydik, Sayın Bakanımızla bunu görüştük, Sayın Başbakanımızın bilgisi dahilinde maliyenin bilgisi dahilinde, maliye bakanımızın, İstanbul’un meydan, cadde, sahilleri aydınlık olacak ve ilçe belediyeleri de bu çalışmayı yapacak. Bu ciddi anlamda birtakım şeyleri önleyici tedbirdir. Ama tabiki bu kapkaç ve bu sıkıntılı konularla ilgili bizim de bir yasal düzenleme talebimiz var, zabıta konusunda kadromuzu artırma, hatta sözleşmeli zabıta elemanı alabilme. Burada emniyete destek olma ve birtakım caydırıcı unsurları oluşturabilme.

Celal Pir: Yani belediyenin özel güvenlik bir sistemi kurabileceğini düşünebilir miyiz ya da özel güvenlik sistemini belli yerlerde emniyete yardımcı olmak açısından ihale edebileceğini mi..?

Kadir Topbaş: Tabi sokağa çıkamıyoruz, dışarıda öyle bir yetkimiz yok. Ancak biz şu anda parklarda ve korularda köpekli bir güvenlik oluşturduk, Maçka’da bu yapıldı ve diğer korularda da daha büyük alanlarda atlı köpekli korumalar, güvenlik elemanları olacak ki sabah sporu yapan günün her saatinde bu noktalarda rahatsızlık duyulmasın. Ve tabiki ben de vatandaşlarımızın bu çektikleri sıkıntı ve tedirginlikleri çözmem gerektiğine inanıyorum. Biz de bu işin içerisinde mutlaka olmamız gerekiyor. Tabiki emniyetin kendi sorumlulukları alanları içerisindeki çalışmalara paralel olarak bizim de burada zaten sosyal açıdan yaptığımız destek ve yardımlar, çocukları meslek edinme çalışmalarımızın dışında müdahale konusunda emniyete bazı konularda destek olabileceğimizi ben burada ifade etmek istiyordum. Ben sözü bir yere getirmek istiyorum, New York Belediye Başkanından söz ederken, çünkü orada ifade ederken onlar da biliyorsunuz emniyet belediyeye bağlı, biz belediye bağlansın anlamında söylemiyorum ve diyor ki New York’ta ciddi bir problem var, kapkaç olayı ve sıkıntı olayı var, kent gerçekten problem yaşıyor. Bunu çözmem için benim bütçem yeterli değil. Ve ben diyor New Yorklular’dan yılda 5 dolar istiyorum diyor. Bu kaynak ihtiyacım var diyor. Halk evet diyor, biz başkana güveniyoruz, başkanın bu kaynaklarını bizim destek vermemiz lazım, bu kentin güvenliği çözülmesi ve 5’er dolar veriyorlar. Şimdi ben böyle bir şey demiyorum ama şu; metro yaparken de İstanbul’un katkısı, bu güvenlik konusunda da inanıyorum ki herkes istisnasız ne gerekiyorsa varız diyeceklerdir. Ben bunu Sayın Başbakanımla da yarın görüşeceğim, Sayın Valimizle, Sayın Emniyet Müdürümüzle paralel çalışıyoruz. Tabiki onların kendi görev alanları belli ama bir yerel yönetim olarak bizim de valilikle eş güdümlü çalıştığımız alanlar var. Bu İstanbul’un bu kadar yatırım talebini biraz önce bahsettiğim gibi turizmi oluşturmak için adımlar atarken güvenli bir kent olmadıkça istediğiniz yatırımı yapın bir şey ifade etmez. Bunu da mutlaka çözeceğiz.

Celal Pir: Atanmışlara ulaşmak o kadar kolay değil ama seçilmişlere ulaşıp onlardan hesap sormak kolay olduğu için halkın bu yönde sizden belki bazı istekleri vardır, bu açıdan da önemli söyledikleriniz.

Turgay Şamdanlı / Öğrenci: İstanbul'un trafik sorununu çözecek çok önemli bir proje vardı; tüp geçit projesi. Bunun temeli şaaşalı bir biçimde açılmıştı. Şimdi ne durumda, bunu soracaktım?

Kadir Topbaş: Çalışma devam ediyor Kadıköy-Kartal ama ben özellikle...Tüpgeçit projesi şu anda devam ediyor ve 5 yıl içerisinde bitirilmek üzere projelendirildi. Geçen ay içerisinde de bunun kredi anlaşması da imzalandı İstanbul’da, çalışmalar devam ediyor, bu 12 kilometrelik bir hattır, zaten İstanbul’un artık bu hat münasebetiyle Marmaray hattıyla birlikte Avrupa’yla Asya arasındaki direkt bağlantı ortaya çıkıyor ve bu problem çözülüyor.

Cüneyt Apaydın / Yayıncı: Bir zaman önce banliyö trenlerinin belediyeye devredileceğini duymuştum. Bu doğru mudur? İnşallah olur da bu mezbelelik biter. Güvenlik problemlerinden trene binemez olduk, sizden ricam bu konunun üzerine düşmeniz.

Kadir Topbaş: Ben bu konuyla ilgili bir şey söyleyeyim müsade ederseniz, geçenlerde ben trende bir seyahat yaptım, yolcular arasına katıldım ve onlarla konuştum. Kalabalık bir saatte vatandaşların gerçekten oradaki problemlerini birebir yaşadım, zaten biliyordum. Sıkıntıları gördüm. Güvenlik açısından olsun, kalite açısından olsun, her türlü sorun var. Ben bunu Ulaştırma Bakanımız’la da görüştüm, bu yaşadığımı ve olanı da söyledim kendisine. Kendileri de bize bunun devrini daha önce de söz konusuydu, bahsettim, tabi burada bir İstanbullular’ı ben burada ifade etmiş olayım, şöyle bir paralellik oluşturduk, mutabakat sağladık, o da şu; önce bu Marmaray bitsin, bu banliyölerin vagonları değişsin yenilensin, her şey bittikten sonra maliyetsiz alalım. Laf aramızda, yani sağolsun Sayın Bakanımız’ın da düşüncesi öyle. Bir tedbilli kıyafetle ben de bindim diyor, bir..yaptım diyor, banliyöye bindim diyor Kadıköy tarafında, o sıkıntıyı gördüm diyor. Ben de bindim, sıkıntıyı biliyorum, ışıkların bir kısmı yapmaz, kapıları kapanmaz, yerler çok kötü, etraf kötü, vagonlar eskimiş. Artık bu Marmaray’la birlikte bunların hepsi modern bir hale gelecek.

Ertan Damaz / Öğrenci: Ankara'da oturuyorum. Orada trafik problemi alt ve üst geçitlerle nispeten hafifledi. İstanbul'da da bu yöntemle trafik azaltılabilir mi?

Celal Pir: Şimdi Sayın Başkan, İstanbul çok böyle inişli çıkışlı bir yer ve her sefer trafik tıkanıyor. Yani siz bir şey açmış olsanız dahi trafik böyle...saat dediğiniz, yani işten çıkış saatleri ve işe gidiş saatlerinde tıkanıyor. Bu işin bir çözümü yok mu, bir de zaten yollarda 3 şerit varsa birinden gidiyorsunuz, ikisinde de park olmuş oluyor. Var mı bunun bir çözümü ya da ne yapmak lazım, alt geçit mi, üst geçit mi, tünel mi, tüp mü?

Kadir Topbaş: Trafik her kullanımı çokö nemli, yani her şeyi yöneticiden beklemek, olayı cezalarla çözmek doğru değil. Kentte yaşayan insan kentlilik olgusuna katkıda bulunması lazım. Bakıyorsunuz 3 şeritli yollarımız var, bir şeriti tamamen parklanmış araçlarla dolu. Veya iki şeritten biri. Neticede yüzde 50 veya 3’te 1 oranında zaten bir kaybınız var. Yeni şerit..akibeti bu. Vatandaşlar kendi kullanırken buna özen göstermeleri lazım ama hemen şunu diyecekler; Sayın Başkan nereye park edelim aracımızı. Bu da haklı. Efendim toplu taşıma araçlarını kullanalım.. Hangisini diyecekler. Bunların hepsi ihmal edilmiş, eksik kalan, olması gereken şeyler. Bunların hepsinin farkındayız. Sayın Başbakanımız’dan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT’ye hiç otobüs almamış, ilk defa biz 500 otobüsü alıyoruz ve bir 500’ü daha talimat verdik, artı bu 500 2005’te tamamen bize teslimatı yapılacak. Raylı sistemler de öyle, bunlar bitecek ki insanlar rahatlıkla bu aracı kullansınlar. Şimdi metromuzun bizim Atatürk Sanayi’ye kadar getirdiğimiz zaman Ayazağa’ya kadar geldiğimiz zaman buradaki çalışan bir insan Taksim’e giderken daha sonra Yenikapı’ya giderken niçin aracını getirsin, niçin araçlarla toplu taşıma varken bu konforu tercih etmesin ve zamanını iyi kullanmasın. Tabi bunlar parayla, bunları getirmemiz gerekiyor ki insanları bu noktada yönlendirelim.

Celal Pir: Peki trafik ve karayolları için yollar yeterli mi sizce?

Kadir Topbaş: Yeterli değil. Tabi şu var. Altyapı hazırlanırken orada yaşayacak olan nüfus dikkate alınarak değerlendirmeler yapılıyor. Yol genişlikleri, kabloların kesitleri, boruların çapları, burada ne kadar insan yaşayacaksa ona göre konuyor, ama bunu geçtiğiniz zaman haliyle..aştığımız zaman ciddi problem. Yeniden bunları değiştirme.. Bu ileriyi öngörüyü iyi koyup projelendirmeyi iyi yayıp iyi etüd edip geleceğin planını ona göre yapmak gerekiyor.

Oktay Pakır / Pazarlamacı: Sefaköy'de oturuyoruz. Havaaalanı yeni bir pist yaptığından dolayı evlerimize yıkım tebligatı geldi. 200'ün üzerinde. Sayın Başbakana bizzat bir dosya sunduk konu hakkında ama cevap alamadık. Tedirginiz, herkes sinir ilaçları kullanmaya başladı. Küçükçekmece Belediye Başkanı da tek başına, desteksiz kalıyor. Ne olacak durumumuz?

Kadir Topbaş: Yani orada gerçekten bir bölüm insanımız malesef rahatsız ve sıkıntılı bir günler geçiriyor. Özellikle malesef o yapıların büyük bir bölümü de imara aykırı olarak yapılmış olan yapılar. İmara aykırı olarak.. İmar da zaten...bu yükseltiler yok. Tabi bununla ilgili pisti kullanmak isteyen hava meydanları bunların yıkılmasını talep ediyor. Vatandaş bilmeyerek satın almış bunları ve içinde yaşıyor. Mutlu yaşarken o imkanları doğrultusunda yaşarken ki bir kısmı dar gelirli insanlarımız. Şimdi nereye başvuracaklar? Bunlar tamamen ortadan kaldırılınca ellerindeki bu imkan yok olmuş olacak. Bunun talebindeler. Bunu şimdi biz Belediye olarak da çözemiyoruz. Ancak bir çözümümüz ileride ki şu anda 30 bin ilk hedefimiz ama 20 bin 630 konut dar gelirliye kira öder gibi...

Celal Pir: Aslında o çok başlı başına büyük bir şey değil mi, kentsel dönüşüm projesinden bahsediyorsunuz.

Kadir Topbaş: Kentsel dönüşüm, depremdönüşüm ama bu bir konut dönüşümü. Özellikle orada tabi şunu da söyleyeyim, İstanbul’da şu kadar yıl yaşamış olma şartını mutlaka getireceğiz. Yüzde 10 peşin verecek, ayda 200 lira gibi bir rakamla kira öder gibi konut sahibi olacak. Bunda biz bu vatandaşlarımıza öncelik tanırız. Bizim şu anda bu 20 bin 630 birim olan değişik ilçelerdeki çalışmalarımız Toplu Konut İdaresi’yle mutabakatı sağladık ve başladık, bir kısmı da başlamak üzere hazırlıklar yapıldı, 30 bin hedefliyoruz ve daha sonra bu da artacak. 100 bin konutum olsa yine yetmez, 200 bin konut olsa yine yetmez gibi bir problem var.

Metin Keleş / Okul Müdürü: Ümraniye Sarıgazi'ye bağlı Emek Mahallesi'nde bulunan Turgut Aydın İlköğretim Okulu öğrenci ve öğretmenleri olarak sabah 07.20'deki derslerimize yetişmekte çok zorlanıyoruz. Bu bölgeye ulaşım alternatifleri de çok kısıtlı. Buraya hizmet veren 11 P Üsküdar-Emek Mahallesi kalkışını buna göre ayarlayabilmemiz mümkün mü?

Kadir Topbaş: Tabi, özellikle biraz önce de bahsettim, otobüslerimiz yeterli değil. Mevcut otobüslerle bu sevisi vermeye çalışıyoruz. Sarıgazi’de ciddi bir problem vardı, geçenlerde Sayın Başkan da bize teşekkür etti. Beykoz hattında da bu şekilde problem vardı, bunları mümkün mertebe çözdük. Ama yeterli mi? Değil. Yeni otobüslerimiz geldikçe yeni ilaveler yaptıkça bunları rahatlatacağız. Ama tabiki esas çözüm toplu taşıma araçlarını oluşturmakta. Bir de tabi hep üzerinde durarak ifade etmeye çalıştığım bir konu; yerleşim alanları mutlaka kent konseptinde oluşması gerekiyor. Kendine yetecek yerleşim alanlarını oluşturduğu takdirde oradaki insan bir başka yere eğitime gitmeyecek, orada zaten, işi orada, yaşamı orada, eğitim alanları orada, sportif alanları orada, kültür alanları orada. Ancak bir gezmeye ayda bir defa belki gitme ihtiyacı duyacak. Hem bu trafik yoğunluğunu azaltacak ve bu sorunları da çözmüş olacak.

Celal Pir: Sayın Başkan, bir taraftan tren, bir taraftan otobüs, bir taraftan uçakla ilgili problem, deniz taşımasıyla ilgili problem, herkes bir şey istiyor. Bazılarının temelini atıyorsunuz, bazısını yapmaya gayret göstereceğiz diyorsunuz, bir yerlere başlıyorsunuz. Bu İstanbul’la ilgili ne kadarlık bir hacimden bahsediyoruz, kaç paralık bir hacimden bahsediyoruz, ya da kişi başına kaç para harcanması gerekiyor İstanbul’un yani efendi bir şehir olabilmesi için?

Kadir Topbaş: Şu anda bizim Büyükşehir Belediyesi olarak konsolüde bütçemiz yani şirketlerde bütün verilen toplam bütçemiz 2005 yılı için 8 katrilyon, eski hesapla söyleyeyim.

Celal Pir: 8 milyar YTL.

Kadir Topbaş: Bu yetmez. Bunu 2-3’le çarpmak lazım. Çünkü bu ölçekteki başka ülkelerin kentleriyle mukayese ettiğiniz zaman bunun yetmeyeceği aşikar ortada.

Celal Pir: Bu arada yönetmenimiz kulağıma söylüyor, çok sayıda izleyicimiz “lütfen belediye otobüsleri sabaha kadar çalışsın, biz bunu istiyoruz, rica ediyoruz” diye telefonlar ediyormuş. Bunu da ben size iletmiş olayım. Bu işin sonu yok, sürekli ilgi, istek, dikkat geliyor. Buradan herhalde söyleyebileceğimiz bir şey, yavaş yavaş bu işlerin düzeleceği.

Kadir Topbaş: Biz bunların hepsinin tedbirlerini alıyoruz. Yani bir kere İstanbullular bize güvendiler, bunun için ekiplerimiz bu şeyleri yapıyor. Özellikle otobüslerle ilgili bizim şoför alımı konusunda da ciddi problemlerimiz var, eleman alımı. Çünkü kadromuz, kadro talebinde bulunduk, kadro hatta zabıta için, hatta İSKİ için kadroya ihtiyaç var. Kadro dediğiniz zaman tabiki ilgili birtakım kurumlar, İMF kadroyu genişlemeye karşı çıkıyor, onlar ayrı bir sorun. Hepsi birbirleriyle ilintili. Biz de bunu hizmet alımı şeklinde çözmeye çalışıyoruz. Tabiki otobüs sayısını, şu anda İstanbul’daki otobüsün yaş haddi 12.6, halk otobüsleri daha genç. Bunların yenilenmesi gerekiyor. Şu anda deniz işletmelerini alıyoruz İstanbul’un şehir hatlarını, onların mevcut hantal yapıları olan gemileri daha manevra kabiliyeti yüksek, daha seri hareket edebilen gemiler haline getireceğiz, bunun çalışması var. 9 tane gemi daha İDO’ya alıyorum, 5’i deniz otobüsü, 4’ü feribot olmak üzere. Sadece İstanbul’a değil İstanbul’un çevre illerine Yalova’ya ve Bursa’ya da hizmet vermek, Balıkesir’e de hizmet vermek görevimiz.

Celal Pir: Sayın Başkan, aslında o koltukta oturmadığma sevindim. Çok teşekkür ediyorum, takip edeceğiz.

Kadir Topbaş: Ben de size teşekkür ediyorum bize bu fırsatı verdiniz. Bir yıl geride kalıyor, başkan neler yaptı, neler var, İstanbul’un bilme hakkı var. Bunları biz biraz daha bu kutularımızı açmaya başlıyoruz bugünlerden itibaren ve İstanbul’da şu güne kadar 1.5 katrilyon civarında yatırım yaptığımızı da ifade etmek istiyorum. Devam eden yaşayan bir organizma, bir hayat var. Suyu olmayan Çatalca’ya suyunu verdik ve suyu olmayan Kıraç’a suyunu verdik, Beykoz’a doğalgaz 2007 programını getirdik, Silivri’ye doğalgaz getirdik, bunlar belki İstanbul’un birçoğunun bilmediği işler. Raylı sistemi çözeceğiz. Ama biraz önce sözlerimin başında ifade ettiğim gibi İstanbul bir önceki dönemlere göre 3.5 misli genişleyen bir alan ve bunu kurgulayacaksınız, buradaki bütün talepleri çözeceksiniz, İSKİ’nin hizmet alanları genişlemiş, İGDAŞ’ın hizmet alanları genişlemiş bir kent var. Ama bunların üstesinden geliyoruz.

Celal Pir: Bizim programımızın süresi de yetmez, çok teşekkür ediyorum, kolay gelsin, yarın ki temel atma törenini de izleyeceğiz. Evet, NTV’ye Sorun’a bu hafta için burada nokta koyuyoruz, hoşçakalın..

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları