Home page
Haber Menüsü


İstanbul ‘müze kent’e dönüştürülüyor
Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, İstanbul’un, kültürel mirasın korunması bağlamında, dünyaya örnek bir kent olarak pırıl pırıl parlayacağını ve ön plana çıkacağını bildirdi.
İstanbul
AA
26 Mayıs 2004 — Bakan Erkan Mumcu, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Nadir Avcı ile Topkapı Sarayı’nda düzenlenen toplantıda, ‘İstanbul Müze Kent’ kavramı ve projelerini ele aldı.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
       Toplantı öncesinde basın mensuplarına bilgi veren Mumcu, “müze kentin”, içinde yoğun biçimde kültürel miras barındıran kentlere özgü kavram olduğunu ve İstanbul’un da medeniyetlerin çok zengin birikim ve mirasına sahip yaşayan kent olarak insanlık mirasının önemli parçalarından birisi olduğunu söyledi.
       Mumcu, İstanbul’u sadece kültürel varlıkların korunması perspektifinden yönetmeye çalışan yaklaşımın bugüne kadar başarılı olamadığını, kültürel mirasın yönetilmesi denilen kavrama odaklanmış anlayışla İstanbul’un korunarak Türkiye ve dünyaya yeniden üretilmiş bir değer olarak kazandırılabileceğini kaydetti.
       İstanbul’un yaşayan bir kent olarak değişmekte olduğunu, kültürel kimliğin korunarak bu değişimin yönetilmesi gerektiğini ifade eden Mumcu, “Kente topyekün bir müze alanı olarak bakıldığında, yönetim kavramının tek başına yeterli olmayacağı, yönetişim anlayışının bize sunduğu yeni imkan, teknik ve organizasyonlardan yararlanmak zorunda olduğumuzu, İstanbul’u korumanın ve gelecek kuşaklara ulaştırmanın en verimli yolunun bu olacağını görüyoruz. Çünkü kültürel mirasın yönetilmesi kavramı, sadece merkezi hükümetlerin elinde toplanmış yetkilerle yapma, yatırma, ya da yaptırmama tutumundan ibaret bir anlayışla sürdürülemez. Dolayısıyla yerel yönetimlere öncelik veren, kentte yaşayan insanların, öncelikle STK aracılığıyla bu yönetişim sürecine katılmalarına fırsat veren bir anlayışla, İstanbul bir ‘müze kent’ olarak yönetilebilir ve müze kente dönüştürülebilir” diye konuştu.
       
ORTAK VİZYON
       Kültürel mirasın korunması anlayışı çerçevesinde yetkili ve sorumlu kuruluşları biraraya getiren ve ortak vizyon etrafında buluşmalarına öncelik veren çaba içinde olduklarını vurgulayan Mumcu, “Bu kentte yaşayan herkesle beraber ortak bir vizyon yaratacağız ve vizyonumuzun hedefi İstanbul müze kent algılamasıdır” dedi.
       Bu vizyon içinde herkese çeşitli düzeylerde görevler düştüğünü, bunu koordinasyon içinde yardımlaşarak yapacaklarını anlatan Mumcu, “Hedefimiz, yetkilerimizi, imkanlarımızı, bakış açılarımızı biraraya getirmek, kentliyle paylaşılmış bir ortak bakış açısı üretmektir” diye konuştu.
       Oluşturulacak Koordinasyon Kurulu içinde bakanlığın yanı sıra, İstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün daimi unsurlar olarak yer alacağını, işin niteliğine bağlı olarak ilçe belediyelerinin de bulunacağını belirten Mumcu, ayrıca Danışma Kurulu olarak da üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, bilimsel çevreler ve kentin taleplerini yansıtacak bütün sosyal sivil organizmaların yer alacağını anlattı.
       “Çok uzun soluklu bu sürece bakanlığımız, bu yıl için 100 trilyon liralık bir kaynakla katılacak” diyen Mumcu, koordinasyon içinde yer alan diğer kurumların da kaynaklarını bu alanda yoğunlaştıracaklarını kaydetti.
       Hedeflerinin “İstanbul’u İstanbul’a, İstanbullulara, Türkiye’ye ve insanlığa yeniden kazandırmak” olduğunu ifade eden Mumcu, turizmin de bu projelerin bir boyutunu oluşturduğunu söyledi.
       Mumcu, “Projenin hedeflerinden bir tanesi de olabilecek en yakın zamanda yeniden üretilmiş değerlerle İstanbul’u dünyanın ilgi odağına koymak ve bundan büyüyen oranda bir turizm ekonomisi yaratmaktır” dedi.
       Bu projenin, “Şurayı kurtaracağız, şurada şu projeyi yürüteceğiz” yaklaşımını içermediğini de ifade eden Mumcu, “Son derece sorumlu, sağduyulu, tutarlı, çağdaş yöntemlere öncelik veren, serinkanlı ve uzun vadeli bir yolculuk için biraraya geldik. Bu vizyonun İstanbul’da yaşayan herkes tarafından paylaşılacağından eminiz. İstanbul’un kültürel mirasın korunması bağlamında, dünyaya örnek bir kent olarak pırıl pırıl parlayacak ve ön plana çıkacak” diye konuştu.
       Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Türkiye’de bilimsel kriterlere uygun, uygulamaya hazır tek bir proje bulunmadığını belirterek, “Kimse bizden pat diye, bir ampulün yanması gibi birden bire ortaya çıkmış bir pırıltı beklemesin. Şapkadan tavşan çıkarmayacağız” dedi.
       Mumcu, Topkapı Sarayı’nda düzenlenen toplantıda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
       Bir gazetecinin, “Bazı müzelerin kapandığını ve bir kısmında da bazı bölümlerin kapatıldığını” ifade etmesi üzerine Mumcu, dünyanın her yerinde müzelerin bazı bölümlerinin zaman zaman kapatıldığını ama topluca müzeler kapanıyor diye bir sunum yapmanın da doğru olmadığını kaydetti.
       Arkeoloji Müzesi’ndeki Truva salonunun kapatılmasının bakanlık iradesiyle olmadığını, Çanakkale’deki Truva harabelerinin olduğu yerde uluslararası yarışmayla dünya çapında büyük bir müze yapma çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Mumcu, geçmişin hatalarını tartışmak istemediğini, ancak kültürel mirasın korunmasına yönelik attıkları adımların da basın tarafından kamuoyuna yansıtılmadığını söyledi.
       
TRUVA FİLMİ SİTEMİ
       Mumcu, bir yıldan beri kültürel mirasın korunmasına dönük girişimleri yüzde 100 vergi muafiyetiyle desteklediklerini, tüm çabalarına rağmen bununla ilgili 1-2 gazetede 2-3 santimi geçmeyen haberler yer alırken, Truva filmi etrafında kıyamet koptuğunu ifade etti.
       Bu konuyla ilgili Türkiye’ye yapılmış bir tek başvuru bulunmadığını, yaptıkları başvuruların da sonuçsuz kaldığını vurgulayan Mumcu, “Bu, benim bakanlığım dönemine rastlayan bir şey değil. Burada kişisel savunma içinde değilim. Bu film tamamlandığında, ben bakanlık görevine gelmiştim. Ama ayıptır. Bir filmin popülaritesinin arkasına takılıp, sözüm ona duyarlılık göstermek, fırsatçılıktan öteye bir şey değildir. Bu konuda topyekun medyaya sitemimi ifade etmek istiyorum” dedi.
       
’30 YIL SÜRECEK BİR PROJE’
       Bugüne kadar kültürel mirasın korunması kavramına odaklanıldığını ve korumanın basit restorasyon ya da dokundurtmama mantığından öteye gitmediğini anlatan Mumcu, “Ortalıkta uçuşan projelerden geçilmiyor ama sonuçlanan hiçbir şey yok. Bizim yapmaya çalıştığımız şey, İstanbul’un kültürel kimliği konusunda İstanbullular’la ortak bir vizyon yaratmaktır. Bu yaratılmadan kültürel mirasın yürütülmesi söz konusu değildir. Biz bu yıl ortaya koyduğumuz kaynaklarla bundan önceki 10 yılda yapılandan daha fazlasını bir yılda yapmaya muktediriz. Bu iş için ayrılan ödeneklerle, yaklaşık 400 milyon dolarlık kaynağa bu yıldan sahibiz. Ama acı olan şudur ki; Türkiye’de, bilimsel kriterlere uygun, uygulamaya hazır tek bir proje yoktur. Bugüne kadar ‘cek-cak’ların hepsini bir tarafa attık, ciddi bir süreç başlattık” ifadesini kullandı.
       Mumcu, bunun sonucunda mucize diye bir şey olmadığını belirterek, “Kimse yarın öbür gün bizden pat diye, bir ampulün yanması gibi birden bire ortaya çıkmış bir pırıltı beklemesin. Şapkadan tavşan çıkarmayacağız. Bu, 30 yıl sürecek bir proje. Bu sürecin tamamında biz olmayacağız. Ama bizden sonra gelenler, uygulanabilir bilimsel kriterlere uygun projeler ve sosyal bir mutabakat bulacaklar. Bu arada, tamamlanmış projelerimiz de olacak. Ama günü kurtarmaya dönük bir çaba içinde olmayacağız” diye konuştu.
       
ZEUGMA İSTANBUL’A GETİRİLMİYOR
       Mumcu, NATO zirvesine bir ay kaldığı belirtilerek, bu süre içinde Zeugma’nın İstanbul’a getirilip getirilmeyeceğinin sorulması üzerine de “Ne yazık ki yeterli bir süre değil” ifadesini kullandı.
       Bu kadar kısa süre içinde hızlı hareket etmenin eserler üzerinde tahrip edici etkileri olabileceğini ifade eden Mumcu, “O riski göze alamayız. O nedenle, biz aylar öncesinden başlamıştık. Sonunda bizim haklı olduğumuz mahkeme kararıyla ortaya çıktı. Ama ne yazık ki Zeugma gibi son derece değerli bir mirasın Gaziantep’te, Türkiye’de olduğunu dünyaya tanıtma ve duyurma fırsatını kaçırdık. Bunun için çok üzgünüm. Ama artık bu en azından NATO etkinlikleri içinde gerçekleştirilemeyecek” dedi.
       Mumcu, bir vakıf tarafından Gaziantep’te yapılacak müze için ayrılan 10 milyon dolarlık kaynağın da kaçırıldığını belirterek, ancak vakıf yetkilileriyle yeniden iletişim kurmaya çalışacağını söyledi.
       Bir başka soru üzerine de Mumcu, UNESCO’nun bir yeri dünya mirası listesine almasının somut faydalarının son derece sınırlı olduğunu, ancak bazı fonların hayata geçirilmesinde itibari bir değeri bulunduğunu kaydetti.
       Mumcu, UNESCO ile yaşanan en önemli problemin, alan yönetimi kavramının mevzuatta yer almamasından kaynaklandığını, mevzuatta bir değişiklik yaparak sorunu ortadan kaldıracaklarını söyledi.
       
‘TURİZMDE REKORLAR KIRACAĞIZ’
       Bakan Mumcu, bu yıl hem turist sayısı, hem de gelirlerde rekor kıracaklarını bildirdi.
       Türk turizmindeki büyümenin sürdürülebilir bir büyüme olarak kendisini gösterdiğini belirten Mumcu, “Bu yıl rekor kıracağız, gelecek yıl yine kıracağız, ondan sonraki yıl yine kıracağız. Bu rekorlar sadece Türkiye’nin kendi rekorları değil, bunlar dünya rekorlarıdır. Son 17 yıl içinde Dünya Turizm Örgütü istatistiklerine göre en hızlı büyüyen ülke Türkiye’dir ve büyüme hızına yaklaşabilen başka bir ülke de yoktur. Bizim 2007 hedefimiz, 20 milyon turistti. Bunu 2006’ya çektik. Sezon biraz gelişsin, bakarsınız 2005’e de çekeriz. Bu yıl için 16 milyon 500 binin üzerinde bir sayı bekliyorum. Allah nazardan saklasın” ifadesini kullandı.
       Mumcu, bölgedeki gelişmelere karşın Türk turizmindeki gelişmeyi ürün kalitesine bağladığını, ayrıca yurtdışında çok iyi bir tanıtım yapılmasına rağmen bunun Türkiye’de anlatılamadığını söyledi.
       
GÜLER VE TOPBAŞ
       İstanbul Valisi Muammer Güler de, Müze Kent projesini desteklediklerini, İl Özel İdaresi olarak İstanbul’daki kültür ve tabiat varlıklarının geleceğe taşınmasına önemli bir kaynakla katılacaklarını belirtti.
       Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, bu projede koruma-kullanma dengesini çok iyi kurmak gerektiğini dile getirerek, açık hava müzesi derken, her tarafı boşaltılmış, mevcut yapıların bir sahne dekoru gibi ayakta tutulduğu bir kent olarak değil; gelenekler, örf ve adetler ile mutfağıyla birlikte yaşayan bir kent olması gerektiğini kaydetti.
       3 büyük imparatorluğun merkezi olarak, her birinden anıt eserler, ve sivil mimari örnekleri barındıran İstanbul’da kent dokusunun çok önemli olduğunu vurgulayan Topbaş, “Bunları tekrar el birliğiyle gün yüzüne çıkarmak, Türkiye’ye yapacağımız en ciddi iyiliktir. Çünkü İstanbul, Türkiye’nin geleceğe açılan kapılarının altın anahtarıdır” dedi.
       Basına kapalı süren toplantının bir bölümüne; Eminönü, Beyoğlu, Fatih ve Eyüp belediye başkanları da katıldı.
       
       
    TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları