Home page
Haber Menüsü


Uzay Yolu'nda Kaptan Kirk'i William Shatner (solda), Mr. Spock'u Leonard Nimoy canlandırmıştı.
Uzay Yolu ilkel kaldı
Efsanevi bilim-kurgu dizisi Uzay Yolu’nda, bilim ile bilim-kurgu arasındaki sınırı zorlayan 24. yüzyıl kurgu teknolojilerinin bazıları çoktan gerçeğe dönüştüler.
NTV-MSNBC
    22 Aralık 2003 —  Günümüzde kullanılan bir çok cihaz, Uzay Yolu deneyimini farkında olmasak da “günlük” hale getirirken, kimi bilim-kurgu fikirler ise ilk günkü heyecanını koruyor. Bilim-kurgunun yaşama nasıl dahil olduğunu irdeleyen yazıda, bilim-kurgu, bilim ışığında değerlendiriliyor.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Kurgu: Albert Einstein hiçbir maddenin uzay-zamanda ışık hızından daha hızlı hareket edemeyeceğini öne sürmüştü. Ancak, Uzay Yolu gemileri, uzay-zamanın fiziksel sınırlarında ışık hızının ötesine geçerek yolculuk yapıyorlardı.
       Bilim: Bilim adamları uzay-zamanın ne koşullarda genişleyebileceği ya da ne zaman daralabileceği konusunda uzun zamandır kafa yoruyorlar. Şimdiye dek, bunun pratikte nasıl mümkün olacağına dair herhangi bir ipucu yok.
       Son Söz: Bilim adamlarına göre, ışık hızını aşmak imkansız.
       
       Kurgu:
Uzay Yolu’nda kimi zaman uzay-zaman geriliyor ve katlanıyordu. Bu “katlanma” ile yolculuk yapılan uzay-zaman içerisinde maddeyi ışık hızının ötesine taşıyan tüneller oluşuyor ve “katlanan” uzay-zaman içerisinde uzak galaksilere kısa yollar oluşuyordu. Uzaygemileri de bu kısa yollardan uçuyorlardı.
       Bilim: Bilim adamları uzay-zamanın katlanması fikrine teorik olarak mümkün gözüyle bakıyorlar, ama katlanma ile tünellerin açılması için insanoğlunun hayal edemeyeceği devasallıkta bir enerji uygulaması gerekiyor. Ancak, eğer bu başarılabilir ise, tüneller esasen birer zaman tüneli gibi açılarak, maddeyi farklı uzay-zaman boyutlarına taşıyabilir.
       Son Söz: Spekülasyonu bile heyecanlandırsa da, nefesleri tutmak için çok erken.
       
       Kurgu:
Elde tutulabilen, kemer tokası büyüklüğünde ve binlerce kilometre uzaklıktan komünikasyon sağlayan mobil iletişim aleti.
       Bilim: Kaptan Kirk pekala cep telefonundan video konferans yapıp, elektronik posta yollayabilir ve keşfe çıktığı gezegenlerin renkli fotoğraflarını çekebilirdi. Bugün bizim yaptığımız gibi.
       Son Söz: 21. yüzyılın daha 3. yılı dolmadan, 24. yüzyıl bilim-kurgusunu solladık.
       
       Kurgu:
Işınlama teknolojisi ile insanlar ve diğer maddeler önce atomlarına ayrılarak diğer bir noktaya “ışın”lanabiliyorlardı. Daha sonra atomları geri toplanan insanlar, tekrar yekvücut makineden çıkıyorlardı.
       Bilim: Halihazırda, kuantum düzeyinde ışınlama deneyleri laboratuvarlarda atom-altı parçacıklarla yapılıyor. Atom-altı parçacıkların bir noktadan diğerine “yollanması” deneysel olarak başarıldı. Ancak, Uzay Yolu’ndaki gibi, bir insanı atom-altı parçalarına ayırarak yollamak olanaksız, zira atom-altı parçacıklara erişmek için önce esas bedenin parçalanması gerekiyor, ki bu yolcunun pratikte ölmesi demek. İyi haber; bu işlemden sonra, esas bedenin bir “atom-altı kopya”sı ışınlanabiliyor.
       Son Söz: Sonuçlar kuantum teknolojisi ve kriptografi açısından başarılı. İnsanlara tavsiye edilmez.
       
       Kurgu: Değişik gezegenlerde karşılaşılan yaşam-formlarının bedenlerini tarayan bir el cihazı. Tarayıcı iç organları inceleyerek, karşı bedendeki tıbbi sorunları kullanıcıya bildiriyor.
       Bilim: Kızılötesi görüntüleme, MRI, tomografi ve ultrason gibi teknikler “tricorder” cihazını aslında gerçeğe dönüştürdü diyebiliriz. Şimdi sırada, bu büyük tıbbı aletlerin, elde taşınacak küçüklüğe inmeleri ve mümkünse marketlerde satılması.
       Son Söz: Nanoteknolojiye dikkat.
       
Nanoteknolojinin tıp için vaadettikleri

       
       Kurgu: Virtüel-Gerçeklik odası. Bu odanın içinde tamamen sanal bir çevre ve gerçekte “var” olmamakla birlikte gerçeklik etkisi veren unsurlar bulunuyor. Konuşabilen sanal insanlar, dokunulabilen sanal bitki örtüsü gibi.
       Bilim: Sanal-gerçeklik odaları artık var. Bilim adamları hücre çekirdeği ya da Dünya’nın merkezi gibi ortamları, CAVE adı verilen sanal gerçeklik odalarında yaratabiliyorlar. Tek farkla, etkileşimler Uzay Yolu’ndakinden biraz daha “sanal”, zira sanal elementler video oyunu tadında. Şimdilik.
       Son Söz: Araştırmacılar dokunma hissi üzerinde çalışıyorlar.
       
       Kurgu: Uzaylılar insana benziyorlar. Görünüşleri insandan biraz daha “farklı” olsa da, duygu ve düşünceleri ile oldukça insansılar ve iletişim kurabiliyoruz.
       Bilim: Eğer bir yerlerde uzaylılar var ise, büyük olasılıkla insana benzemeyebilirler. Uzaylıların insana benzemesi için, Dünya benzeri doğal şartlarda evrimlerini tamamlamış olmaları gerekiyor. Eğer fizik olarak insana benzeseler dahi, kültürel ve tarihsel gelişimleri açısından fikren biz Dünyalılardan farklı olacak, hatta düşüncelerini ve dillerini hiç anlayamayabiliriz.
       Son Söz: Herhangi bir uzaylı varlık ile ilk kontağımız, büyük olasılıkla, robot elçiler ya da sinyaller aracılığıyla gerçekleşecek.
       
 
       
    TOP5 Türk Telekom’dan ücretsiz masal ve müzik servisi  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları