Home page
Haber Menüsü


İlerleme Raporu: Uygulama zayıf
Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye’yle ilgili 2003 yılı ilerleme raporunu yayımladı. İlerleme raporunda, hükümetin reformlar konusunda attığı adımlar övüldü, uygulamadaki eksiklikler ise eleştirildi.
Brüksel
NTV
5 Kasım 2003 — Raporda, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerini tam olarak yerine getirmediği belirtildi. İlerleme raporuna ek olarak yayımlanan AB Genişleme Strateji Belgesi’nde ise, Kıbrıs sorunu ile Türkiye’nin AB üyeliği arasında ilk kez doğrudan bağlantı kuruldu.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Toplam 140 sayfadan oluşan ilerleme raporunda son bir yılda yapılan reformlar önemli göstergeler olarak nitelendiriliyor. Raporda, Ankara Hükümeti’nin AB’ye katılım sürecine verdiği önem vurgulanıyor ve hükümetin “Reform İzleme Komitesi”, kurması, işkenceye karşı “sıfır hoşgörü” politikası açıklaması olumlu olarak değerlendiriliyor. Ancak raporda Avrupa Komisyonu, reform paketlerinin kabul edilmesine rağmen uyum yasalarının ve ilgili yönetmeliklerin henüz yayınlanmadığını, bu yüzden de yasaların henüz uygulanmadığını belirtiyor.
       1987’den bu yana Türkiye’de ilk defa tek partili bir iktidar bulunduğunu vurgulayan raporda, bu sayede hükümetin, AB reformları için yasal düzenlemeleri kolaylıkla gerçekleştirdiği ve bu konuda Ankara’nın kararlılık gösterip, yasal düzenlemelerin bir kısmının yapıldığı belirtiliyor.
       
MGK’NIN ROLÜ ELEŞTİRİLİYOR
       Raporda, eleştiri okları genel olarak siyasi merciiden çok, idari yapıya ve kadroya yöneltiliyor. Yasaların mecliste kabul edilmesinin ardından, uygulanabilmesi için gereken yönetmeliklerin bürokratik engelleri aşamadığı ve birçok bürokratın uyum yasalarının hayata geçirilmesini engellediğine vurgu yapılıyor. Avrupa Komisyonu raporunda, yasal değişiklikler gereği MGK’nın bir danışma kurulu haline geldiğini, ama siyasetteki ağırlığının devam ettiğini belirtiyor. MGK’nın, siyasetteki tartışmalı konularda, ön planda olmaya devam ettiğine de dikkat çekiyor. Ayrıca YÖK ile RTÜK’te de hala birer MGK temsilcisinin bulunmasına da kayıt düşüyor.
       
‘SAVUNMA HARCAMALARI ŞEFFAF DEĞİL’
       Savunma harcamalarının şeffaf olmadığını dile getiren Avrupa Komisyonu, bu harcamalarının savunma bütçesine dahil edilerek, meclis denetimine sunulması gerektiğini belirtiyor. İlerleme raporunda, Güneydoğu Anadolu’da olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması ile Türk-Yunan ilişkilerindeki olumlu gelişmelere de değiniliyor.
AB’den Türkiye’ye Kıbrıs şartı

KIBRIS SORUNU ENGEL TEŞKİL EDEBİLİR
       İlerleme Raporu’nda Kıbrıs konusuna ayrılan bölümde, Türk hükümetinin, Kıbrıs sorununa BM çerçevesinde çözüm bulunması konusunda desteğini çeşitli vesilelerle ifade ettiği, Türkiye ile KKTC arasında gümrük birliği öngören çerçeve anlaşmanın onaylanmayacağının duyurulduğu ifade ediliyor
       Raporun bu bölümünde, AB kanadının görüş ve beklentileri yer almıyor. Ancak ilerleme raporuna ek olarak yayımlanan ve Komisyon, sonuç ve önerilerin yer aldığı “AB Genişleme Strateji Belgesi”nde ise Türkiye’nin AB üyeliği arasında bağlantı kuruldu ve “Kıbrıs’ta çözümsüzlük, Türkiye’nin üyelik sürecine ciddi engel teşkil edebilir” ifadesi yeralıyor. AB, ayrıca Kıbrıs sorununun çözülmesi durumunda, KKTC’ye öngörülen 206 milyon Euro tutarındaki mali yarımının serbest bırakılacağını belirtiyor.
       
‘KÜRTÇE YAYIN UYGULANAMIYOR’
       Raporun Kopenhag siyasi kriterlerine uyum bölümünde, anadil eğitimi konusunda yasal düzenlemeler yapıldığı, ama yönetmelik yayınlanmadığından yasanın hala uygulanmadığı kaydediliyor. Özellikle Türkçe dışında radyo televizyon yayınları ile cemaat vakıflarının mal edinme hakları yönetmeliklerinin ve ailelerin çocuklarına isim koymasını düzenleyen genelgelerin uygulamada getirdiği kısıtlamalara atıfta bulunuluyor. Raporda Kürtçe isimlerde yer alan Q, W, X gibi harflerin kullanılmasının yasak olduğu belirtiliyor. Bu konuda idari engellerin kaldırılmasının önemine işaret ediliyor ve Avrupa Komisyonu’nun 2004 yılında yasanın uygulanmasını gözleyeceği belirtiliyor. Avrupa Komisyonu, anadilde radyo ve televizyon yayını önündeki idari engellerin de henüz kalkmadığını, RTÜK’ün konuyla ilgili yönetmeliği hala yayınlanmadığına işaret ediyor.
       
‘İŞKENCEYLE MÜCADELEDE GELİŞME YOK’
       Kanun değişiklilerine rağmen, rakamsal açıdan ufak bir iyileşmenin dışında, işkenceyle mücadele konusunda gözle görülür bir gelişme yaşanmadığını belirten Avrupa Komisyonu, bu konudaki hakim kararlarının çelişkili olduğuna dikkat çekiyor.
       İlerleme raporunda, genel olarak ifade özgürlüğü önündeki yasal engellerin kısmen kaldırılmış olmasına rağmen, hala şiddet içermeyen siyasi görüşlerden dolayı hapishanede bulunan veya hapis cezasına çarptırılan olduğu da hatırlatılıyor.
       
‘CEZAEVLERİNİN DURUMU KÖTÜ’
       AB Komisyonu, cezaevlerindeki iptidai durumun devam ettiğini ve sağlık koşullarının çok kötü olduğunu belirtirken, F tipi cezaevlerinde açlık grevi vakalarının azalma kaydetmesini olumlu olarak değerlendiriyor.
       4’üncü uyum paketi sayesinde basın mensuplarının kaynaklarını bildirmek mecburiyetinde olmadıkları olumlu değerlendiriliyor. Ancak yazar, gazeteci ve yayıncılara karşı ağır cezalar, bazı yayınların yasaklanması ve internet içeriğinde kısıtlamalara da dikkat çekiliyor.
       
‘HUKUK SİSTEMİ BOZUK’
       Rapor, yapılan iyileştirmelere rağmen, hukuk sistemindeki bozuklukların devam ettiğini, içtahatlarin iyi işlemediğini ve aynı kanunu iki yargıcın çok değişik şekilde yorumlayabildiklerini vurguluyor. Yorumların, mahkemelerin bulunduğu bölgeye göre de değişebildiği belirtilirken, yargıç eksikliğinin devam etmesi eleştiriliyor. Raporda, hukuki prosedürlerin ve karar aşamasının hala çok uzun olduğu ve “makul süre” kavramına hala ulaşılamadığı da vurgulanıyor. Ayrıca ifade özgürlüğü alanında Türk Ceza Kanunu hükümlerinin kullanımında tutarsızlıklar bulunduğunun altı çiziliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hükümlerinin uygulanması ile ilgili gecikmeler olması, ayrımcılıkla mücadele alanında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle AB müktesebatına uyumsuzluk da Türkiye’ye yöneltilen eleştiriler arasında.
       Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele konusunda ciddi adımlar atıldığı ve gerek Avrupa Konseyi, gerekse de OECD’nin ilgili sözleşmelerin imzalandığına dikkat çekiliyor. Somut çalışmaların olduğu, ancak henüz gerektiği ölçüde hissedilmediği de eleştiriliyor.
       
‘AZINLIKLAR KAĞIT ÜSTÜNDE KORUNUYOR’
       Azınlıkların haklarının kağıt üzerinde korunduğu belirtilirken, uygulamada değişen bir şey olmadığı söyleniyor. Kanundaki değişiklikler sayesinde derneklerin görevlerini artık daha serbest ve rahat bir şekilde yerine getirebildiklerini belirten komisyon, Türk derneklerinin yabancı derneklerle işbirliğinde bulunmalarının hala kısıtlanmasını eleştiriyor.
       İbadet ve vicdan özgürlüğüne de değinen 2004 İlerleme Raporu, gayri müslim vakıfların emlaklarının henüz geri alınamadığını ve yıkık halde olan gayri müslim ibadethanelerin yeniden inşaası konusunda küçük adımlar atıldığı söyleniyor. Alevilerin diyanet işleri ve ulusal eğitim sistemi içinde tanınmaması da sorunlu konular arasında yer aldığı kaydediliyor.
       Grev hakları toplantı hakları ve gösteri hakları konusunda hala AB müktesebatı ile Avrupa Sosyal Sözleşmesi yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi de eleştiriliyor.
       
‘KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNDE İLERLEME YOK’
       Kadınlara karşı şiddetin devam ettiğini kaydeden ilerleme raporu, Türkiye’de yaşayan kadınların yarısından fazlasının hala şiddete mağruz kaldığının altını çiziyor. Namus cinayetlerinin de devam ettiği, kanunda yapılan değişikliklere rağmen vaka sayısında bir azalma kaydedilmediği de raporda vurgulanıyor. Çocuk hakları konusunda da, çalışma yaşının 12’den 15’e yükseltilmesi olumlu olarak yorumlanıyor.
       
EKONOMİDE İLERLEME KAYDEDİLDİ
       Kopenhag ekonomik kriterleri çerçevesinde Türk ekonomisinin son durumunun değerlendirildiği ilerleme raporunda, serbest piyasa ekonomisinin işlerliği ve AB tek pazarından gelecek rekabete dayanabilme gücü açısından, yapısal reformlar, enflasyon, mali denetim, kamu işletmeleri, finans sektöründeki gelişmeler ve eksikler hakkında çeşitli görüşlere yer veriliyor. Raporda, Türkiye’nin, piyasaların işleyişini iyileştirerek ve kurumsal yapısını güçlendirerek, tam işleyen bir pazar ekonomisi olma yolunda ilerleme gösterdiği, ancak makroekonomik istikrar ve öngörülebilirlik alanlarında yeterli gelişme düzeyine henüz ulaşılamadığı ifade ediliyor.
       
İŞSİZLİK ARTMAYA DEVAM EDEBİLİR
       Komisyon, ekonomik program sürecinde yapılması gereken reformların hızının kesilmiş gözüktüğünü, işgücü sayısının istihdama oranla daha hızlı arttığını, bu nedenle işsizlik oranının artmaya devam edebileceğini ileri sürüyor. Enflasyonda yakın tarihin en düşük oranına ulaşıldığı üzerinde durulan raporda, kamu sektöründe mali hedefleri yakalamak için yapılan fiyat artışlarının enflasyon azalma sürecini olumsuz etkilediği anlatılıyor.
       
REEL FAİZLER YÜKSEK
       Reel faiz oranlarının, yeni hükümetin başlangıçtaki belirsiz yaklaşımı ve yerel sermaye piyasalarının zayıflığı nedeniyle yüksek seyrine devam ettiğinin, yüksek faiz oranlarının verimli yatırımların yapılmasını engellediğinin belirtildiği raporda, devlet borçlanma oranında düşüş kaydedilmiş olmasına rağmen borç oranının halen kamu sektörünün ve ekonominin işleyişinin önünde önemli bir engel oluşturduğuna dikkat çekiliyor.
       
MALİ ŞEFFAFLIK İÇİN ADIMLAR ATILIYOR
       Komisyon, devlet kurumlarındaki personel sayısının azaltılması önündeki yasal engellerin kalkması sonucunda fiyatların piyasa koşullarına daha uygun hale geldiğini belirtiyor. Mali şeffaflığı artırma konusundaki çalışmalara değinilen raporda, kamu idareleri arasında görev ve sorumluluk dağıtımını yapmak amacıyla hazırlanan Mali Yönetim ve Mali Denetim Yasası’nın önemli bir adım olduğu ifade ediliyor. Özelleştirmeyi hızlandırmak amacıyla yapılan yeni girişimlerden elde edilen gelirin çok sınırlı kaldığını belirten Komisyon, TEKEL, Türk Telekom gibi kurumların özelleştirilmesi için yeni girişimler başlatıldığını belirtiyor.
       
EN DETAYLI İLERLEME RAPORU
       Avrupa Komisyonu’nun Turkiye hakkındaki ilk ilerleme raporu 1998 yılında kaleme alınıp yayınlandı. Son rapor, o tarihten bu yana Türkiye’de gözle görülür bir ilerlemenin kaydedildiğini gösteriyor. Ayrıca 2003 raporu, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye hakkında düzenlediği en detaylı rapor olarak gösteriliyor. Komisyon, 2004 yılında Türkiye’nin üyelik müzakerelerine hazırlık durumunu değerlendirerek, devlet ve hükümet başkanlarına önerilerde bulunacak.
       Bu raporun ikinci özelliği ise, Komisyon’un, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin koşullu veya koşulsuz bir şekilde başlamasını teklif etmesi için, Ankara’nın önümüzdeki altı ay içerisinde atması gereken adımları da açık bir şekilde ortaya koyuyor olması.
       
RAPORDA YER ALAN DİĞER DEĞERLENDİRMELER
* İçki ve sigara ithalatına kısıtlamalar getirilmeye devam ediliyor. 2001 yılında yayınlanan genelgeye rağmen bazı ürünlerin ithalatı engelleniyor. Bu yüzden de pazarda bütün ürünler bulunamıyor.
* Radyasyonlu gıdaların tespiti konusunda eksiklikler devam ediyor. Aflatoksinli gıdaların tespiti konusunda bazı önlemler alında laboratuarlar açıldı. (Bir nevi mantar olan Aflatoksin, gıdalar iyi muhafaza edilmediğinde, nemli ortamda kaldığında ya da meyve ve sebzeler sokakta kurutulduğunda, egsoz gazları gıdaların üzerine yapışıyor ve aşırı derecede kurşun bulunuyor. Bu kurşun sağlığa zararlı ve kansere neden olabiliyor.)
* Sigortalama, bilgi bankaların gizliği ve bilgilere erişim yönetmeliği yok. Bir başka değişle şirketler, müşterileri hakkında oluşturdukları bilgi bankalarını müşterilerin izni olmadan satabiliyorlar. Müşteri bu bilgilerin içeriğine ulaşamadığı gibi, bilgilerin satılmamasını başka kuruluşlara verilmemesini engelleyemiyor, bilgilerin içeriğini de değiştiremiyor.
* Telif hakları konusunda bir ilerleme yok.
* Devlet teşviği, sübvansiyon konusunda AB standardına ulaşılamadı. Bu çerçevede teşvik yasası olmamasından dolayı, hala haksız rekabete neden olan uygulamalar bulunuyor. Bu haksız rekabet istihdam ve fiyat politikalarını da etkiliyor. Yani haksız rekabete mağruz kalan bir kişi işsiz kalabildiği gibi, fiyat artışı ile karşı karşıya kalabiliyor.
* Deli dana konusunda başlatılan izleme ve denetim sistemi çok iyi çalışıyor. Deli dana vakası yok. Tespit sisteminin performansı iyi. Ancak şap hastalığı devam ediyor.
* Balık kaynakları denetlenemiyor, denetimsiz balıkçılık devam ediyor. Filo kontrolü olmadığı gibi file denetimi de yok. Hal böyle olunca, bazı balık nesilleri aşırı avdan dolayı tükenebilir. Ayrıca balıkların insan sağlığına yönelik tespiti de yok. Filoların güvenlik açısından denetimi de yok. Bu konuda bir çalışma yapılmadı.
       
TAŞIMACILIKTA SORUNLAR DEVAM
* Kara taşımacılığında sorunlar hala devam ediyor. Ehliyet sınavı, araçların muayenesi, teknik kontroller AB müktesebatına uygun olmadığı gibi fevkalade düşük. Bu konudaki eksiklikler çok büyük. Türkiye’nin yol güveliği, hız ölçümü, araç bakımı, radar, araç ruhsat kayıt sistemi gibi konularda AB muktesebatına acil bir şekilde uyum sağlaması gerekiyor. Ayrıca yurt içinde araçların hız sınırının kontrolü, ticari araçların bakımı gibi konular zayıf. Yurt içinde kamyon şöförlerinin araç kullanma süresi AB standartlarınn çok altında ve denetim yok.
* Türkiye, havaalanı güvenliği ve deniz ulaşımı güvenliğinde de AB standardının çok altında. Güvenlik bu alanlarda henüz sağlanamadı.
* Kıbrıs bandıralı şilep ve gemilere de hala izin çıkmadı.
* Devlet vergi toplanmasında başarısız. Bundan dolayı vergiye yükleniyor ve vergi toplama oranı AB standartlarının çok altında. Sigara ve alkollü içerceler uygulanan vergi oranı da AB’dekinin çok altında.
* İstatistikler konusunda DİE’nin personel eksikliği var. İstatistik standardı olarak hala BM’nin 1968 yılında belirlediği standartları kullanılıyor. Oysa Türkiye acilen European System of Accounts ESA 95’e geçmesi gerekiyor yani 1995 yılında belirlenen yeni standartlara. Demografik, sosyal, bölgesel, iş, ulaştırma ve dış ticaret konusundaki istatistikleri nitelik ve nicelik acısından yetersiz ve AB standartlarında değil.
* İş yerinde sağlık koşulları ve sağlık denetimi konusunda ciddi adımlar atıldı ve uygulama iyi.
* Sisyal diyalog konusunda ilk çalışmalar yapıldı.
* Kamu sağlığı konusunda özellikle alkollü içkiler ve sigaranın sağlığa zararı konusunda çalışmalar var.
       
YENİ İŞ YASASINDA AYRIMCILIK YOK
* AIDS virüsü teşhisi konusunda bölgesel hizmet ve laboratuarlar kurulmakta.
* Ayrımcılıkla mücadele konusunda yeni iş yasası sayesinde, cinsel, ırk, dini, inanç ayrımcılığı ortadan kalktı. Bu konuda da ciddi cezai müeideler getirildi. Ayrıca çalışan çocuk sayısında bir düşüş kaydedildi.
* KOBİ tanımı AB’nın yaptığı tanımla uyuşmuyor. Buna karşılık olarak KOBİ’lerin yapısı, dalgalı Türk ekonomisinde istikrarı oluşturan hücreler. Ama KOBİ’ler de kayıt dışı ekonomiden en çok yararlanan kuruluşlar.
* Hükümet 2005 yılında zorunlu eğitim süresini 12 yıla çıkaracak. Ancak bedensel engelliler için eğitim olanakları yok denecek kadar az. Teknik eğitim ve meslek liselerinde eğitim imkanı çok kısıtlı ve orta ile lise dengi okulların sayısı talebi ve talebe sayısını karşılayamıyor.
* Cep telefonunda artış kaydedildi. Abone sayısı artıyor. Toplam 23.4 milyon abone var. En büyük şebeke Turkcell. Ama 112 ilkyardım hattı iyi işlemiyor. Bütün hastaneler 112’ye bağlı olmadığı için, acil yardım kazanın yapıldığı yerden çok uzak bir mesafeden teşrif edebiliyor.
* Posta hizmetleri kötü ve AB standartında değil. Posta ve kurye hizmetlerini denetleyecek bağımsız bir kuruluş henüz kurulmadı.
* Gürültü kirliği devam ediyor. Suyum kalitesinde bir artış kaydedilmedi. Hala içme suyu AB standardında değil. Sanayi kirliliği ve sanayi atıkları konusunda hiçbir ilerleme yok ve AB standardı tutturulamıyor.
* Hava kirliliği devam ediyor. Türkiye Kyoto protokolünü henüz imzalamadı. Nükleer güvenlik ve radyasondan korunma konusunda bazı yasal çalışmalara rağmen henüz AB müktesebatına ulaşılamadı adımlar atılması gerekiyor.
* Tüketici hakları konusunda yasal çalışmalar yapıldı ancak tüketiciler henüz bilinçlendirilmedi ve bu konuda da herhangi bir teşvik yok.
       
AB’NİN TÜRKİYE’YE VERDİĞİ SÖZLER UNUTULDU
* Türkiye AB’nin vize politikasına uyum sağlamaya devam ediyor ancak Schengen konusunda hala bir adım yok.
* Mültecilerin iadesi konusunda Türkiye ile AB arasında bir anlaşma imzalanmadı. Türkiye sadece kaçakların yasadışı göçle mücadele çerçevesinde bir kaç ülke ile iade anlaşması imzaladı.
* Diplomaların eşitliği konusunda hala bir çalışma yapılmadı. Bu yüzden de Türkiye’de tıp okumuş ve tıp mevzunu bir kişi mesleğini sınav geçmeden AB’ye üye herhangi bir okulda icraa edemiyor. Sadece tıp alanında değil, mühendislik gibi bir çok branşta, (Yaklaşık 210 diploma var) diploma denkiliği yok. Hal böyle olunca, TR’deki üniversitelerden mevzun bir çok insan mesleğini AB ülkelerinde icraa edemiyor.
* Türkiye’ye gelen AB vatandaşına süresiz çalışma izni tanınacak. Eşi ve çocuklarına da AB vatandaşı olsunlar olmasınlar süresiz oturma izni verilecek. Oysa tersi düşünüldüğünde, AB’ye giden Türk vatandaşlarına hem vize gerekiyor, hem de çalışma izni otomatik olmadığı gibi, izne tabii ve yıllık bazda veriliyor. Avrupa’dan Türkiye’ye çalışmaya gelecek olan insanların sayısında artış olabilir.
       
       
    TOP5 İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları