Home page

Haber Menüsü


Dr. Hakan Kulaçoğlu
Yazar mail atmak için resmin üzerine tıklayın
 
Yabancı transferi mekruhtur!...
 
Nedense kimse ders almaya pek yanaşmaz; ama hemen herkes hemfikirdir ki, şu cennet ülkenin illet liginin her bir sezonu yabancı transferi fiyaskoları ile tepeleme doludur.
 
NTV-MSNBC
 
17 Haziran—  Özellikle İstanbul’un para hesabından hoşlanmayan kulüpleri, her sezon bir uçak dolusu yabancı oyuncu getirirler, her sezon ortasında ve sonunda da bir o kadarını geri yollarlar. Durum bizim Trabzonspor’da da pek farklı değildir aslında. Kendini, başta “hedef” olmak üzere kısıtlı sayıda konuda İstanbul kulüplerine benzetmesi gereken bu güzide kulübümüz, özellikle kerameti kendinden menkul başkanlar döneminde yabancı oyuncu alacağız diye çuvalla para saçmıştır transfer sisteminin kanalizasyonuna.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Şimdi haklarını yemeyelim, israfa dur demek amacıyla yönetime soyunulan son dönemde de, parasal açıdan olmasa da -oyuncu sayısı da bir rakam olduğuna göre- rakamsal açıdan epeyce bir transfer yanılgısı olmuştur son iki yılda.
       Neyse ki, bu sezon biraz akıllar başa geldi, Başkan “Sadece 4 yabancı ile mücadele edeceğiz” gibi bir söz sarfetti. Etmesine etti ama, bu kez de başka muhabbetler çıktı ortaya.
       Geleneksel dediğimiz şey, Trabzon kentini beğenmemek temelde. Avrupa’nın düzenliliğinden, gelişmişliğinden gelen bir oyuncunun orta ölçekli bir kent olan Trabzon’u hemen kabullenmesi kolay değil elbette. Kendisi beğense, karısı beğenmiyor mutlaka. Birkaç yıl önce Norveçli Rekdal da kentimize kadar zahmet etmiş, şartlarda anlaşmış, fakat eşinin muhalefeti nedeniyle geri dönmek zorunda kalmıştı. O zamanki bir yazımda, Trabzon’un çok uzak olduğunu söyleyen yenge hanıma hitaben “Bize göre Trabzon dünyanın merkezidir, asıl uzak olan sizin Norveç’iniz” demiştim ya, tercümesini yaptıracak fırsatımız olmadığı için içimizde kalmıştı sinirimiz.
       ***
       Aradan geçen zaman zarfında fazla bir değişiklik olmadı bu yabancı transferinin, ne Trabzonspor ne de ulusal cephesinde. Doksanların ortalarındaki Gürcü piyangosundan sonra yabancıdan yana yüzü pek gülmedi Trabzonspor’un. İşi yine bilime, istatistiğe vurup vaktinizi alacak değilim; zaten kısaca, Campbell olayı desem, Brezilya dizisi desem, yeter galiba.
       Şimdi Belçika hadisesi çıktı başımıza. Zamanında Soumers’in bonservisine verilen “ağır” para ile başlayan “Beljik” maceramız, bu yaz, van de Paar ve de Vlieger ile gelişip güzelleşti çok şükür! Sakatlık dedikodusu, geçen sezon kaç maç oynadığı merakı yayılmadan önce ikisinin de eş durumu sorun olmuştu malumunuz. Çocuklarının okulu, köpeklerinin hastanesi, arabalarının servisi falan derken epeyce canımız sıkıldı yine.
       Aslında onlar da kendi kaygılarında haklı. Onların yerinde biz de olsak yaşarız aynı tereddütleri. Durum sadece kültür ve yaşam tarzı farklılığından kaynaklanıyor. Bu, işin bir yanı tabii. Benim düşündüğüm şey, faraziyem ise biraz daha farklı: onların değil de bizim yöneticilerin yerinde olsaydım ne yapardım acaba? Cevabı en zor soru da bu galiba.
       ***
       Samimi şekilde itiraf ediyorum: Ben bu yabancı transferi işini kafamda bir türlü çözemiyorum. Ayrıca, bu işin bu denli zor olmasına da akıl sır erdiremiyorum. Yıllardır futbolun içinde bulunan insanların, bir tane olsun, ideal ve sorunsuz yabancı transferi yapamamış ve büyük olasılıkla bundan sonra da yapamayacak olmalarını anlayamıyorum.
       Garip şey şu yabancı transferi. Hem mühim, hem zulüm. Doğuya mı yönelsek? Gürcistan’a mı kamp kursak? Futbolu geriliyor olsa bile kulüpleri iflas eden ülkelere mi dadansak? Ta Güney Amerika’ya gidip genç yetenekleri analarından babalarından mı istesek? Grönland’a, Antarktika’ya, kutuplara ya da ekvatora mı yönelsek? Temelden girip kendi yabancımızı kendimiz mi yetiştirsek. Arçil-Şota ikizleri gibi bir voli vurduğumuzda hemen klonlama olayına girip bir kısmını satıp bir kısmını elde mi tutsak?
       Tuhaf iş şu yabancı transferi. Seçenek çok ama çözüm yok.
       Olmadı, tümden yasaklansa mı, diyorum bir de. İsraf da var ya içinde, haram deyip kestirip atsa mı Federasyon bir defada! Ya da “mekruh” deyip soğutsak cemaati! Yani “tam yasaklanmasa da yapılması tavsiye edilmeyen” kapsamına mı sokulsa?
       Bilemiyorum. İlmim yetmiyor bu yabancı transferi hadisesine. İşin kötüsü, sadece benim değil, kimseninki yetmiyor bu ülkede. Bu noktada benziyoruz yani de, şeyde ayrılıyoruz sanırım: bazıları yanlış yapmakta ısrar ediyorlar, benim gibiler ise yanlış yapıyorsunuz, demekte.
       Yazanın işi kolay tabii, zor olan yapanınki. Ah bir başarsalar, ah bir mahcup etseler bizi…
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları