| | | | Harekatın ilk sabahından itibaren, yalanın dolanın bini bir paraya piyasaya düştü bile. Önce, Tarık Aziz’i “kaçırdılar”. Hatta “kaçarken vuruldu” yalanını yaydılar. “Yeni Avrupalı” gönüllü yamakları Bulgaristan’da bir web sitesi aracılığı ile.. Tarık Aziz’in basın toplantısında purosundan çıkan dumanlar bile gülüyordu bu yalana..
Sonrasında, “Saddam’ı vurduk” bombasını patlatan CIA - Pentagon “PsyOp” şefleri, medyayı buna inandırıp, akıllarınca manşetleri bir anda işgal edecekler, bu sayede Bağdat rejimini çökertecek ve Saddam’ın çevresindekilerin birer ikişer teslim olmasını, ülkenin dört bir yanında “kutlama şenlikleri” başlatacak, tanesi 1 milyon dolarlık füzeleri de ziyan etmek zorunda kalmayacaklardı.
Adam televizyona çıkıp konuşmaya başlayınca, hemen “taklitçisi”ydi, “canlı değil, bant yayını”ydı, “acaba o muydu?” diye kıvırmaya başladılar. İşler öyle bir noktaya geldi ki, İngiliz Sky News televizyonunun Bağdat’taki muhabiri bile, Washington’dan CIA “şişirmesi” ile teoriler üreten kendi televizyonunun muhabirini mahcup etmek pahasına, uydu üzerinden canlı yayında somut biçimde kanıtlamak zorunda kaldı “O Saddam”ın “Gerçek Saddam” olduğunu.. Cuma günü MOSSAD bile kabul etti, ama İngiliz - Amerikan medyası, kaçak yaşayan “Saddam’ın eski metresi”ni bile tanık gösterip “O’nu en iyi bu kadın tanır.. Gerçek olmadığını söylüyor” gibi abukluklara tevessül ettiler.
Üç gün sonra Taha Yasin Ramazan’ı “vurdular”. Adam Almanlara demeç verdi..
Televizyonların “embedded” yani askeri birliklerle birlikte seyahat eden muhabirleri heyecan içinde, neredeyse daha Perşembe günü öğle saatlerinden itibaren, “Umm Kasr’ı fethettik”, “Basra’yı aldık”, “Nasıriye’ye bayrağı diktik” , “Eyvah !Türkler Kerkük’e yürüyor” naraları atarken, daha Cumartesi günü akşamüzeri General Tommy Franks bile bunları doğrulamıyordu.
Medyaya yazdırılan ve söyletilen “PspOp kokulu” sözde bilgilere inansaydık, daha ilk günün ilk saatlerinde Irak Ordusu’na bağlı 11’nci Tümen, 51’nci Tümen, 6’ncı Zırhlı Tugay “teslim” olmuştu. Cumhuriyet Muhafızlarının yüzde 20’si (anket yapmışlar adeta !) teslim olmak için mesaj göndermişti.
Helikopterler (ilk gün ABD, ikinci gün İngiliz) düştüğü anda, düşme nedeni “anında” belirlendi, medyanın stüdyo analistleri tarafından: Kaza.. Köşedeki bakkalın önündeki trafik kazasının nedeni bile 6 ayda zor çözümlenirken...
Gönüllüler koalisyonuna “1991 Körfez savaşından bile daha çok ülke katıldı” yalanına, BBC’de yorum yapan eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James Rubin bile “çüşş !” dedi.. ABD’li sıradan bir vatandaşın, çoğunun adını bile bilmediği, yerini bile gösteremeyeceği minik ülkelerden oluşan 30 ülkelik liste, ABD-İngiliz saldırısını desteklemişti ya.. General Franks’in yanıbaşındaki “koalisyon generalleri” arasında Danimarkalı, ne de vakur duruyordu, dikkat ettiniz mi ?
BBC, ITN, Sky ve Fox News’u izlerken gülmek mi, yoksa ağlamak mı gerektiğini bilemedim. Irak çıkışlı her haberde “tabii ki bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı.. Muhtemelen kara propaganda..” uyarısını ekleyen sunucular, Pentagon ve CIA kaynaklı bilgileri, adeta “tartışılmaz gerçek” gibi veriyorlardı. Bizim “Mehmetçik muhabir”lere tekabül eden bazı cephe muhabirleri, hayranlık dolu ifadelerle “muzaffer askerlerin” başarılarını aktarırken, Irak denetimine rağmen onlara göre on kat daha bağımsız çalışan Bağdat’daki muhabirler, insanlık ayıbına yaptıkları namuslu tanıklığı, tarihin en ayıplı bombardımanını, kan ve ateşi, dehşet içinde oturma odalarımıza kadar taşıyorlardı.
Daha dün bir, bugün iki.. Daha neler göreceğiz, duyacağız kimbilir ?
Siyasi olarak “yırtabilmek” için, bu savaşın istedikleri gibi icra edilmesine ve sonuçlanmasına ihtiyacı olanların en büyük umudu, “Aslanım Medya”.
En önemlisi de, savaş sonrasında.. Sınav çok zorlu.. Ama İngiliz - ABD medyası, daha ilk sorulardan çaktı ! | |
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu
