Home page
Haber Menüsü


Keskin nişancı iletişim kurmak mı istiyor?
13 yaşındaki bir erkek çocuğun okulu önünde silahla vurularak yaralandığı gün, aynı okul yakınlarında, üzerinde polis için yazılmış bir mesaj yer alan tarot kartı bulundu.
Washington Post
22 Ekim — Dedektifler bu kartla birlikte, Washington ve çevresinde cinayetlerini sürdüren keskin nişancının kendileriyle iletişim kurma girişiminde bulunduğu sonucuna ulaştı.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Tarot kartının bulunmasının üzerinden iki hafta geçti ve geçtiğimiz cumartesi gecesi keskin nişancı Ashland’de yeni bir girişimde daha bulundu; kurban bu kez de ağır yaralanmıştı ve yine bir mesaj vardı.
       Dedektiflerin görüşü, bu yeni mesajla birlikte, artık teorilerinin doğrulandığı yönünde. Keskin nişancıyla oldukça garip bir dilalog içinde olduklarını düşünüyorlar. Cumartesi günü Ashland’de gerçekleşen yaralama olayının ardından bulunan mesajın keskin nişancı tarafından kendileri için bırakıldığına kesin gözüyle baktıklarını ve kendilerinin de keskin nişancıya medya aracılıyla mesaj gönderdiklerini söylüyorlar.
       
İLGİNÇ KONUŞMA
       Bu ilginç iletişim yönteminin nereye kadar gideceği ve bundan sonraki olası saldırı girişimlerini engelleyip engellemeyeceği bilinmiyor.
       Polis, bu mesajın gerçekten keskin nişancı tarafından bırakılmış olması halinde, soruşturmada görev üstlenen dedektiflerin, 2 Ekim tarihinden bu yana 9 kişinin ölümüne yol açmakla suçlanan keskin nişancıyla iletişim kurma konusunda oldukça sıradışı bir şansa sahip olduklarını söylüyor.
       Psikiyatr Park Dietz’in görüşü ise, seri katillerin eylemlerini sürdürdükleri dönemlerde polisle iletişime girdiği örneklerin çok nadir olduğu yönünde.
       Dietz, arkalarında mesaj bırakan seri katillerin amacının her zaman polis ya da diğerleri ile iletişime girmek istedikleri yönünde algılanmaması gerektiğine de işaret ediyor. Dietz, “Bazıları bunu sadece polisi taciz etmek için yapar... Bazıları bu yöntemle daha çok puan kazandığını düşünür. Bundan çıkarılmaması gereken tek sonuç ise, seri katilin bu yöntem aracılığıyla yakalanmak istediğidir... Ben, seri cinayet işleyen katillerin yeterince suçluluk duygusuna sahip olduğuna inanmıyorum” diyor.
       Uzmanlar, keskin nişancı tarafından yazıldığı düşünülen mesajlar ve Theodore J. Kaczynski ve David Berkowitz gibi bazı seri katiller tarafından polise gönderilen notlar ve diğer yazılı metinler arasındaki farka da dikkati çekiyor.
       Geçmiş dönemlerde FBI’da görev üstlenen ve seri katillerle ilgili deneyim sahibi olan Clinton Van Zandt, genellikle mesaj yönteminin bugüne dek hep taraflı işlediğine dikkat çekerken, bu son örnekte bir diyalog kurma şansının olduğunu da kabul ediyor. Zandt, bu oldukça nadir görülen diyalog şansının soruşturmaya yardımcı olabileceği görüşüne de katılıyor.
       “Herşeyden önce biz keskin nişancıyı cinayet işlemekten vazgeçmesi konusunda ikna etmeyi istiyoruz” diyen Zandt, bu yöntemin keskin nişancının kim olduğu ve ne yapmak istediği konusunda yol gösterebileceğine de işaret ediyor.
       New York polisinde görev yaptığı dönemde seri katil Berkowitz olayının soruşturmasını yürüten Joe Coffey, altı kişinin ölümü ve yedi kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Berkowitz olayında polis için bırakılan mesajı bulan kişiydi. Berkowitz olayı 1976’da başlamış ve çözümlenmesi 13 ay almıştı. Coffey, silahla saldırı olaylarının birinin gerçekleştiği merkez yakınlarında, Bronx’ta Berkowitz’in bıraktığı mesajı bulmuştu. Bu mesaj Berkowitz’in kendini ilk kez “Sam’in oğlu” olarak olarak adlandırdığı mesajdı aynı zamanda.
       Coffey bu tarz iletişim yöntemlerinin, saldırganın profilinin çıkarılmasında yardımcı olabileceği gibi, suçun kanıtlanması açısından da önemli olduğunu söylüyor. Berkowitz olayında, bulunan mesaj dava sırasında oldukça önemli bir kanıt olarak kullanılmıştı.
       Coffrey, polis için mesaj bırakan seri katillerin genellikle pek çok insan öldürdükten sonra artık yeterince önemsendikleri konusunda emin olmak istedikleri için bunu yaptığını söylüyor. “Bütün olay bir ego meselesi” diyor.
       Polis yetkilileri, yazılı notlar ya da telefon yöntemiyle katillerden gelen mesajların katilin ruhsal durumu konusunda da bazı ipuçları taşıdığını söylüyor. Bu tür mesajlar, katilin yaşı ya da eğitim düzeyinin saptanması konularında da yardımcı olabiliyor.
       
KARIN DEŞEN JACK
       Seri katillerin mesaj göndermesi yönteminin, yeni bir olgu olduğunu söylemek güç.
       1888’de Londra’da nam salmış olan Karın Deşen Jack, Scotland Yard’la dalga geçen, gurur dolu mektuplar göndermiş ve “Fahişeler beni çok itip kaktılar, onlardan öcümü alana kadar deşmeye devam edeceğim” demişti.
       “Zodyac Killer” adıyla anılan seri katil de seksen bir yıl sonra, 1960’lardan 1970’lere uzanan dönemde Kuzey California’da işlenen 17 cinayetin sorumluluğunu üstlendiğini açıklayan, şifreli mesajlar göndermişti.
       1980’lerin başlarında pek çok kadına art arda saldıran Paul Michael Stephani ise, Minneapolis polisini aramış ve ağlamaklı bir sesle bir diğer cinayet işlemeden önce polisten kendisini yakalaması içtin yalvarmıştı.
       Virginia’daki Radford Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Tod W. Burke, keskin nişancının Washington ve çevresinde gerçekleştirdiği uzak mesafe atışlarının oldukça geniş ölçekli bir rehin alma eylemi gibi göründüğünü söylüyor. Burke, rehin alma olaylarının büyük çoğunluğunda pazarlığın özel olarak yapıldığına, medyanın da bizzat olayın içinde yer almaktansa gözlemci olarak iş gördüğüne de işaret ediyor.
       Tarot kartının keskin nişancının ileşitim kurma girişimi anlamı taşıdığını söyleyen Burke, belki de bu kişinin tüm istediğinin birilerinin kendini dinlemesi olduğunu, ancak bunu insanları öldürerek göstermek gibi uç noktalarda gezindiğini söylüyor.
       New York polisinde görev üstlenmiş emekli dedektif John J. Baeza ise, keskin nişancıdan gelen mesajların yayınlanmasını ve böylece belki de, nişancıyı tanıyan insanların bu el yazısını tanıyabileceğine işaret ediyor.
       FBI’da bir dönemler görev üstlenmiş olan Gregg McCrary de, Kaczynski’nin polisin kendini yakalamasını engellemek için kafa karıştırıcı mesajlar gönderdiğini söylüyor. Buna rağmen bombacının, Washington Post ve New York Times’ta 1995’te yayınlanan bildirisi üzerine Kaczynski’nin kardeşi David, bu bildiride yer alan bazı bölümlerden kuşkulanmıştı ve bu bildiri FBI’ın 18 yıl boyunca süren bombalı paket olayını çözmelerine yardımcı olmuştu.
       Berkowitz olayında ise el yazısını taşıyan mesajlar değil, son cinayetini işlediği yer yakınlarında kendisi için kesilen park fişiydi olayın çözülmesini sağlayan.
       Kaczynski olayında çalışan kriminolog Eric Hickey’e göre, keskin nişancıdan geldiği düşünülen mesajlar, katilin kimliğinin belirlenmesinde yardımcı olabilir.
       Hickey, bir dönemlerin bombacı katilin “sesini duyurmak için” mesajlar gönderdiğini söylüyor ve ekliyor:
       “Katil, ben buradayım, bir yere gitmiyorum diyor.”
       
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları