Home page
Haber Menüsü




 e-posta atmak için resmin üzerine tıklayın.
Bu Bush çok Bush!
ABD Başkanı George Bush, uluslararası hukuku ayaklar altına almaya hazırlanıyor. 11 Eylül’ün ardından yapılan tüm anti-demokratik uygulamalar, kutsal bir amaç olarak sunulmadı mı? Bu kez de öyle. Çünkü her yol mübah!
Mustafa Aşçıoğlu
NTV-MSNBC
    8 Ekim—  ABD Başkanı George Walker Bush niyeti bozdu. Irak vurulacak, başka yolu yok. Sadece bahane yaratılmaya çalışılıyor o kadar. Onun tek derdi Amerika’nın ezeli düşmanı Saddam Hüseyin’i iktidardan uzaklaştırmak. Yerine kimin, nasıl geleceği bilinmiyor. Muhtemelen Bush ve diğerleri de bilmiyor. Ama bilinen bir şey var: Sad-dam gi-de-cek. Peki, Saddam gitsin, Irak demokratik bir ülke olsun, Irak halkı rahat etsin. Ama niyet bu değil ki.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Saddam’ın “bahane” olduğunu herkes biliyor. Amaç, Irak’ın sahip olduğu 112 milyar varilden fazla olan petrol rezervini kontrol edebilmek olmasın sakın. Ne de olsa halen Amerikan yönetiminde söz sahibi olan isimlerin büyük bir bölümü enerji ve petrol firmalarıyla geçmişte ilişkisi olan insanlar. Ortadoğu’daki petrol rezervinin Kuzey Amerika’daki petrol rezervinden 10 kat fazla -685 milyar varil-olduğu düşünülerse, Bush yönetiminin Ortadoğu’daki gelişmelere ilgisinin -ya da ilgisizliği mi demek gerek- nedeni de ortaya çıkıyor.
       
KUDÜS TASARISI KÖTÜ ÖRNEK
       ABD’de Cumhuriyetçilerin iktidara gelmesinin ardından Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler Bush yönetiminin bakışını gözler önüne seriyor aslında. Israil’in 29 Mart’ta Filistin şehirlerine karşı başlattığı “Koruyucu Duvar” operasyonu sırasındaki ABD yaklaşımını hatırlayın. İsrail ve Şaron yanlısı politikayla, Ortadoğu bir şiddet sarmalına sokuldu. İsrail askerleri Filistin lideri Yaser Arafat’ın karargahının hemen önünde bekliyor. Amaç, Arafat’a nefes aldırmamak. Deyim yerindeyse, kedinin fareyle oynadığı gibi oynamak Arafat’la. Tabii bunda Bush’un son aldığı kararın da etkisi yok değil.
       Bush yönetimi, geçtğimiz günlerde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etti.Bu Ortadoğu’da çözüm aranan en kritik sorundur. Dünya kamuoyuna zorunlu bir tercih olarak sunulan bu onayın ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamalarda, Kudüs’ün statüsüne İsraillilerle Filistinliler arasındaki görüşmelerde karar verilmesi gerektiği konusuna vurgu yapılmaz mı? Gel de çıldırma. Peki sorunun çözümü için arabuluculuk yapan ABD, bu imzayla ne kadar inandırıcı ve güvenilir olabilir? Amerikan yönetimi, bu imzayla zaten belli olan elini tamamen açmış sayılmaz mı? ABD aslında uzun zamandır kartlarını İsrail’den yana açık oynamayı tercih ediyor. Bu yaklaşım Ortadoğu’ya nasıl barış getirebilir ki? Ya da bir başka soru. Ortadoğu’da bizim algıladığımız anlamda bir barış gerçekten isteniyor mu?
       
VE IRAK MESELESİ
       Gelelim şu meşhur fıkrada olduğu gibi “eşek” meselesine... Irak BM silah denetçilerini ülkeye kabul edecek. Bu konuda Viyana’da sürdürülen görüşmelerde uzlaşma sağlandı. BM uzmanları, Irak’ta istedikleri yerde inceleme yapabilecek. Saddam’ın 8 sarayına girebilmek için ise Iraklı yetkililerden izin alınacak. BM uzmanları, 1991-1998 yılları arasında 600 tesisi incelemiş, hiç bir şey bulamamıştı. Scot Ritter ve BM heyeti casusluk suçlamasıyla sınırdışı edilmişti. Bu kez ne olacak bilinmiyor. Taraflar birbirlerine ne kadar ve nereye kadar tahammül edebilecek, bunu kestirmek güç.BM heyetinin önümüzdeki günlerde Irak’ta olması bekleniyor. Irak’ın BM uzmanlarına izin vermesiyle tansiyon bir ölçüde düşmüş gibi görünüyor ama çalınan savaş tamtamlarının sesini duymuyor musunuz?
       Irak’a operasyon için geri sayım hızla sürerken, Bush, Temsilciler Meclisi’ni “kutsal amaç” uyutmasıyla kandırıp güç kullanma yetkisini cebine koydu. Sıra Senato’ya aynı ninniyi söylemek. Maliyeti milyarca doları bulması beklenen Irak operasyonu için harcanacak para önemli değil. Önemli olan Saddam’ın gitmesi ve Irak’ta Sam Amca’nın kontrol edeceği “uysal” bir devlet yaratılması hedefleniyor.Askeri stratejilerin henüz netleşmediği şeklinde açıklamalar yapılsa da, ABD bölgeye uzun zamandır yığınak yapıyor. ABD, sürgün formülünü, suikast seçeneğini de gözardı etmiyor.
       
“BM’SİZ DE OLUR” YAKLAŞIMI
       Amerikan yönetim dostlar alışverişte görsün misali BM’yi de devreye sokmayı ihmal etmedi. ABD, BM’nin, Irak’ın şartları yerine getirmemesi durumunda askeri operasyon yapılmasını öngören bir karar tasarısı çıkarmasını istiyor. Bu konuda diplomatik temaslar yoğun biçimde sürdürülüyor. Çin, Rusya ve Fransa’nın ikna edilmesi gerekiyor. İkna sürecinde Çin ve Rusya kadar Fransa’nın kandırılması da güç görünüyor. Zira, Fransa Dışişleri Bakanı açık açık ters çıktı: “ABD’nin öne sürdüğü şartlar uluslararası hukuka aykırı.”
       Aslına bakarsanız, Bush’un gözü hiç bir şey görmüyor, illa da BM’nin desteğini alacağım diye bir derdi yok. O ağız dolusu tehditle BM’yi ve dünyayı dize getirebileceğini düşünüyor. Bush, bir kaç hafta önce Arizona’da katıldığı bir toplantıda, BM‘yi, Irak konusunda harekete geçmemesi durumunda by pass edeceğini bile söyledi. Bush kovboyvari tarzını sürdürerek, Birleşmiş Milletler’e Irak’ı silahsızlandırması ya da kenara çekilmesi çağrısında da bulundu. George Bush, BM’ye amiyane tabirle “gaz” vermeyi de ihmal etmedi, “gücünü göster” dedi.
       Şimdi gelelim Bay Bush’un cevap aramadığı ve aramayı da düşünmediği bazı sorulara. Mr. President, bu şekilde bir yaklaşımı hiç de haketmeyen BM, bu şartlar altında nasıl gücünü göstersin? Sizin bu Teksaslı davranışlarınız BM’yi dünya kamuoyu nezdinde güçsüz kılmıyor mu? Sizin bu kendini bilmez tavrınız, BM’nin eline kolunu bağlamıyor mu? Sizin bu kimseleri takmayan tutumunuz BM’yi küçültmüyor mu?
       Aklıselim sahibi olanlar aynı kaygıyı paylaşıyor. İngiliz Financial Times gazetesi uluslararası hukuk konusunda bir uyarıya yer verdi geçtiğimiz günlerde. Gazetenin manşeti, “Saddam’ı devirmek için savaşa gitmek yasadışı olur” idi. İngiltere’nin önde gelen hukukçularının, Bush’un bir dediğini iki etmeyen Tony Blair’e BM’nin desteği olmaksızın Irak’a savaş açılmasının devletler hukukuna aykırı olduğunu anlattılar. Gazeteye göre, hukukçular Blair’e ayrıca, böyle bir girişimin İngiltere’nin uluslararası mahkemelerde yargılanması gibi bir gelişmeye neden olabileceğine de dikkat çekti..
       
“AMA O BENİM BABAMI…”
       Uluslararası hukuku ayaklar altına alıp, 191 ülkenin üye olduğu BM’yi by pass etmek nasıl bir devlet adamlığı. Siz, idam rekortmeni Teksas’ı değil ABD’yi yönetiyorsunuz. Peki “O benim babamı öldürmek istedi” açıklamasına ne demeli.
       Mahalle kavgasında bile bu tür sözler söylenmiyor artık. Eğer O sizin ailenizden birini öldürmek istediyse, Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan’ın teklifini değerlendirin. Saddam ile düello yapın. Mr President, lütfen daha inanılır bir bahane bulun. Amerika’nın daha doğrusu Bush ailesinin çıkarları için tüm bölgeyi ve dünyayı anlamakta güçlük çektiğimiz nedenlerden ötürü ateşe atmayın. Üçüncü bir dünya savaşı çıkarmaya hakkınız yok. Bu arada son bir not. Silah denetçilerine söyleyin de Saddam’ın saraylarına girdiklerinde yatak odalarına da baksın. Gerçi orada bulabilecekleri tek şey “Viagra” olacaktır. Mr. President sakın bu söylediklerimi ciddiye almayın. Belli olmaz. Ne de olsa hem çok bushsunuz! hem de çok bush!..
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları