| | | | Ali Kırca: Sayın Dönmezer iyi akşamlar efendim.
Sulhi Dönmezer: İyi akşamlar. Bir kere konuşmadan önce hasret kalmıştık teşrif ettiniz, çok memnunuz.
Ali Kırca: Bizde hocaların hocası olarak her zaman görüşlerinize baş vurmayı doğrusu özlemiştik. Çünkü sizin görüşleriniz pek çok konuyu açıklığa kavuşturuyor. Sanıyorum bu konuda da son sözü demeyelim ama kamuoyunun kafasındaki soru işaretlerini yanıtlayacak en yetkin kişilerden birisiniz. Genelde anayasa açısından bakılıyor ama ortada ceza kanunlarını ilgilendiren bir durum var. Bu alanda sormak istiyorum. Tartışılan şu Yargıtay 8. Dairesinin resmen böyle bir karar verme hakkı yada yetkisi var mıydı? Deniliyor ki “Adalet Bakanı bunu isteyebilirdi” ama bu kararı verdikten sonra nasıl gelmiş olursa olsun 8. Dairenin önüne bu karar herkesin uyması gereken son karar mıdır?
Sulhi Dönmezer: Bütün idari otariteler, merciler elbetteki yargı kararlarının gereğine göre hareket etmek ve ona uymak mecburiyetindedir. Bu sebep dolayısıyla yargıtay ceza dairesinin kararı kesinleştiği zaman elbette herkesi bağlayacaktır ona uygun suretle hareket etmek mecburiyeti de ortaya çıkacaktır. Verdiği bu karar aleyhine biraz evvel sizin de söylediğiniz gibi karar düzeltme yoluna gidebilir. Karar düzeltme yoluna gidecek olan Yargıtay Başsavcısıdır. Yargıtay Başsavcısı’nın bu karar aleyhine karar düzeltme yoluna gideceğini sanmıyorum. Çünkü esas itibariyle kendisinin talep ettiği istikamette karar verilir.
Ali Kırca: Yani Sayın Erdoğan ve avukatlarının böyle bir başvuru hakkı yok?
Sulhi Dönmezer: Onlar sadece Yargıtay Başsavcısına başvurarak bu yetkisini, karar düzeltme yetkisini kullanmasını isteyebilirler. Ama bu talebi kabul edip karar düzeltme yoluna gidip, gitmemek bakımından yetki onda. Birde yine yargıtay başsavcısının itiraz hakkı var. Ceza Genel Kurulu’na bu karar dolayısıyla itiraz hakkı var. Ben her iki yolla da başsavcının gideceğini sanmıyorum. Çünkü dediğim gibi 8. Daire tarafından verilen karar onun esas itibariyle talep ettiği hususları karşılıyor. Bir nokta müstesna tabi.
Ali Kırca: “Herkesin uyması gereken bir karardır” dediniz. Bu anlamda Yüksek Seçim Kurulu’nun başka bir şansı var mı bu karara uymaktan başka?
Sulhi Dönmezer: Yüksek seçim kurulu’nun vereceği kararı bu karar tayin etmiyor, doğrudan doğruya tayin etmiyor. Ama bana sorarsanız dolayısıyla tayin ediyor. Çünkü sayın Kanatoğlu Yargıtay Başsavcısı 8. Ceza Dairesi’ne iki hususun karara bağlanması için başvurmuş. Birincisi 4. Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi kararını hükümsüz, eski tabiriyle kehenden yeküm sayılması; bunu kabul etmiş 8. Ceza Dairesi. İkinci olarak yine şu hususta müracat etmiş: 4544 sayılı kanunun 312 maddenin 2 fıkrasında değişiklik yapması muğaceresinde bu değişikliğin maddenin zatında değişiklik teşkil ettiğini ifade etmiş ve Türk Ceza Kanunun 2. maddesi gereğince bu husuta bir karar verilebilmesi için duruşma yapılması gerektiğini, böyle bir kararın ancak duruşma yapılarak verilebileceğini belirlemiş. Yine bu sebebledir ki duruşma yapmadan karar vermiş olan 3. nolu mahkemenin kararının da bu nedenle bozulmasını istemiş. Şimdi 8. Ceza Dairesi bir defa kararın bozulması talebini red ediyor, Sayın Başsavcı’nın kararını red ediyor. Ancak diyor ki “ismin infaz edilmiş olması nedeniyle bu talebin zaten mutlak suretle reddi gerekirdi ve sonucuyla 3. numaralı Mahkemenin verdiği karar doğru olduğu için ben mahkemenin kararını onaylıyorum” diyor. Burada çok önemli olan husus şu: diyor ki “sonucu itibariyle doğru” diyor. Neymiş sonucu itibariyle doğru olan? Sonucu itibariyle doğru olan husus şu: 8. Daire verilen kararı usul bakımından hatalı bulmakla beraber sonucu itibariyle doğru bulunduğunu beyan anlamı bence şu: 4416 sayılı kanunla 312. maddenin 2 fıkrasında yapılan değişikliğin Sayın Erdoğan’ın eyleminin suç olmaktan çıkarmadığını söylemiş oluyor. Yani suç varlığını sürdürüyor demek istiyor, benim anladığım bu. Yani 8. Daire’nin kararının asıl önemli olan kısmı bence bu. Böylece olay da Türk Ceza Kanunun 2. maddesinin uygulanmasına yer olmadığını ifade etmiş oluyor. Yani ne diyor “bu karar 312. maddede yapılan değişikliğe rağmen doğrudur, yerindedir ve bu karar 312. maddenin yeni şekli itibariyle de varlığını sürdürmektedir. Böyle olunca da bu kararın adli sicilden çıkarılması doğru değildir” diyor. Yani 8. Dairenin verdiği kararın hukuki analizi budur.
Ali Kırca: Peki hukuki analizi bu, peki hukuki sonucunu ben çok kısa olarak belki bütün bu hukuki terimler bizi izleyenler kafasını karıştırmış olabilir. Hukuki sonucu olarak da Sayın Erdoğan’ın milletvekili olma şansı bu karar kesinleştiğinde ortadan kalkıyor mu?
Sulhi Dönmezer: Zannediyorum ki Sayın Erdoğan’ın bu karar dolayısıyla milletvekili olma şansı memnu hakların iadesi usülünün eklenmesini gerektirecektir gibi gözüküyor. Ama tabi olarak Yüksek Seçim Kurulu’nun bu husustaki takdiri mutlaktır.
Ali Kırca: Yüksek Seçim Kurulu son kararı vermiş olacak.
Sulhi Dönmezer: Sorularınıza cevap verirken, sözlerimi bitirken bir hususu da ifade edeyim. Ben esas itibariyle bir yıllık hapis cezası dolayısıyla bir kimsenin siyasi hayatta milletvekili olamama gibi böyle neticeye tabi tutulması hakkındaki kanun hükümlerini tenkid ediyorum. Yani biz Yargıtay Dairesi şöyle yaptı, böyle yaptı diyecek yerde şu kanun metinlerini düzeltici gayretlere girsek çok daha iyi olur diye düşünüyorum.
Ali Kırca: Çok teşekkür ediyorum. | |
Erdoğan'ın sicil kaydı silinmedi
