|
|
Tam 64 gündür, her bir tarafı kameralarla dolu bir evin her köşesinde yenen haltları, abuklukları, geri zekalılıkları, çok özel anları ve davranış bozukluklarını ağzını şapırdatarak dökülerek izleyen milyonlarca kişi, bir yandan Oh, iyi ki ben orada değilim.. ile Ah keşke ben onun yerinde olsam.. arasında gidip geldiler. Kapalı kapılar ardında kendi yaptıkları abukluklar ve kendi yedikleri (veya yemek istedikleri) herzeleri, ekranda başkalarının icra ettiğini görerek rahatladılar. Sinirden ve öfkeden kudurdukları, zevkten çıldırdıkları, gülmekten çatladıkları, kimi zaman röntgenciliğin doruğuna çıkıp, iç gıcıklayıcı anları adeta orgazmik bir keyif ile izledikleri günler geride kaldı. Big Brother - 3 sona erdi. Artık herkes tatile çıkabilir ve gelecek programda görüşmek dileği ile kendi Big Brotherlarını yaşamaya dönebilir. Daha doğrusu kendi Big Brotherları ile başbaşa kalabilir. İngiliz ticari kanalı Channel Fourun başarı ile yayınladığı ve ratinglerini de patlattığı (geçen yıldan bu yana yüzde 25 seyirci artışından sözediyoruz) bu programın sonunda kazanan, yani izleyicilerin oyları ile evde en son kalmayı başaran Kate Lawler adlı hanım kız, 70,000 Sterlin (Yaklaşık 180 milyar Türk Lirası) tutarındaki ödülün sahibi oldu ve binlerce kişinin alkışları, coşkun tezahüratı arasında, deney fareleri laboratuarından yani Big Brother Housedan çıkarak gerçek (!) dünyaya döndü. Tabii ki, yeni yaşamı eskisinden çok farklı olacak. Hayli bakılır bir yüzü ve fiziği olan Kate, mülakatlarla başlayıp reklam kampanyaları ve poster-kapak çekimleri ile boğulacak. Talk show ya da breakfast show tarzı program sunuculuğu, ya da film yıldızlığı önerileri ile milyonlarca sterline ulaşabilecek bir servet yolu kendisine açılmış olacak. Ama, Big Brother dizisinin bu bölümüne katılanlar arasında en çok konuşulan, tartışılan ve daha da tartışılmaya aday olan karakter, kuşkusuz 21 yaşındaki en genç yarışmacı zavallı Jade Goody. Zavallı tabirini çok değişik anlamlarda kullanıyorum. Hem zeka ve kişilik itibarı ile bu sıfata hak kazanan, hem de magazin basınının elinde maruz kaldığı muamele itibarı ile, biraz da acıyarak.. Son 4e kalan Jade, tam 64 gündür zaman zaman İngiltere çapında, Başbakan Tony Blair ve Kraliçe Elizabethden daha çok konuşulan ve daha ünlü kişi ünvanını kazandı. Fiziksel görünümü, çıkardığı garip sesler ve mimiklerinden yola çıkarak , ülkenin en yüksek tirajlı günlük tabloid gazetesi The Sunın Domuz nitelemesine mazhar olan Jade, aynı gazetenin birinci sayfasına da çıplak pozları ile sık sık konuk oldu. Kimi zaman sarhoşluk, kimi zaman da sadece kendisi olmak nedeni ile ulu orta orasını burasını gösteren, soyunan hatta anadan doğma kameraların önünde arz-ı endam eyleyen Jade, bütün bunların yanısıra kültür ve zeka seviyesini ortaya koyan diyalogları ile de meşhur oluverdi. Bir dişçi muayenehanesinde hemşire olarak çalışan, ancak bundan sonra bir sirkte çalışarak ya da tabloid basına mülakatlar vererek, hatta televizyon talk showlarını dolaşarak, bir daha hiç çalışmasına gerek kalmayacak kadar para kazanacağına kesin gözü ile bakılan Jadeden bazı alıntılara, isterseniz bir göz atalım : Evin sakinlerinden Spencer, Cambridgeli olduğunu söylüyor ve Jadein yanıtı şöyle : Ben Bermondseyde oturuyorum. Londrada bir semt.. O Cambridge dediğin yer, Londranın neresinde ?... Spencer yanıt veriyor : East Anglia bölgesinde bir şehir.. Jade : East Angular mı ? (Angola diye anlamış olacak) Ben orayı yabancı bir ülke sanıyordum ? Laf, bir gün bayraklardan açılıyor ve İngilterenin Bayrağı olan St. George Haçı (beyaz zemin üzerine kırmızı haç)ına değinerek, Jade yine bombasını patlatıyor : Union Jack (üç renkli, malum Büyük Britanya Bayrağı) bütün ülkenin bayrağı. St. George Haçı da Londranın değil mi ?..... Rio De Janeirodan sözedilen bir sohbet sırasında, Jade kızımız, hem ev sakinlerini hem de ekran başındaki milyonları gülmekten tuvalete zor koşturuyor : Şu bizim Leeds Unitedda oynayan, Peckhamlı siyahi futbolcu değil mi ?.... Bir arkadaşları, Jadee Sen ABDye gitsen müthiş ünlü olursun.. diye öneride bulunduğunda Jade ciddiye alarak hemen soruyor : Peki ama ben yabancı dil bilmiyorum ki..Orada İngilizce konuşan var mıdır ? Yine, uluslararası bir muhabbet sırasında Jade, Portekiz diye bir yerin adını duyar duymaz atılıyor : O bölgede Portekizistanlıca dili konuşuluyormuş galiba.. Ben orayı, hep İspanyanın bir şehri sanırdım halbuki... Birminghamın (Malatyaya tekabül ediyor) deniz kıyısında bir kent olduğunu sanmasından, tavus kuşlarının kuyruk tüylerinin ucundaki göze benzer şeylerin her birinin hayvanın ayrı bir gözü olduğuna inanmasına kadar sayısız örnekler, Big Brotherın neşe kaynağı Jadei, şimdiden ülke çapında meşhur ediverdi. Bütün bunlar karşısında insanların kendisi ile alay etmesine de müthiş öfkelenerek Ben aslında çok zekiyim de.. Kelimeleri pek fazla şeyedemiyorum, napiiim ? diye kendisinin Günah kaçması (günah keçisi demek istiyor) yapıldığını savunuyor. Scape Goat kelimesini ona Escape Goat olarak öğretmişler ne yapsın ? Aptal Jadeler, Hırçın Nickler, Kavgacı Georgelar, Seksi Kateler ve niceleri... Büyük Birader programını çekici yapan unsurlar bunlar işte.. Milyonlar, ekran başında 24 saat bu anahtar deliğinden içeriyi seyredip, gülüyor, kızıyor, özeniyor, ağzını şapırdatıyor, öfkeleniyor ama aslında kendini seyrediyor. Hani, akıl hastanesi sakinlerinden birinin arkadaşına dönüp Abi, dışarısı delilerle dolu.. İyi yırttık vallahi.. Kapağı buraya attık.. demesi gibi... Dışarıdakiler, aslında içeriyi seyrettiğini sanıp, dışarının prototipini ekranda biraz daha yakından görme fırsatı buluyor. | ||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||