Home page
Haber Menüsü


 
Sel değil, çirkinlik öldürüyor bizi!
 
Nedir bizi akıllı kılacak olan? Bizi insan kılacak, bizi vicdanlı, bizi ahlaklı, bizi bilgili, bizi bilinçli, bizi dürüst kılacak olan.
 
NTV-MSNBC
 
25 Temmuz—  Ölüyoruz işte. Sel oluyor ölüyoruz. Deprem oluyor ölüyoruz. Sert bir rüzgar esiyor, baca düşüyor, dam uçuyor ölüyoruz. Çocuklarımız ölüyor. Nedir bize ders verecek olan? 1999’da iki büyük deprem oldu, en az 30 bin kişi öldü. Hiçbir ders çıkaramadık bundan. Patır kütür çöken binaları inşa edenler, o inşaatlara izin verenler pervasızca dolaşıyor. Adalet mi? Yıkılan binaları yapan müteahhitlere verdik yine yeni yapılacak binaları...

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Şimdi Rize’de sel var ve biz yine öldük. On yıl kadar önce de Doğu Karadeniz’de seller olmuştu ve o zaman da ölmüştük. O zaman, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin bir raporunu okumuştum Cumhuriyet gazetesinde. Hatırlayabildiğim kadarıyla şunu söylüyordu rapor: Özellikle yol yapımı nedeniyle topoğrafya bozuldu, bitki örtüsü tahrip oldu ve toprak kendini tutamıyor. Şimdi görüyoruz ki, evleri götürüyor, birkaç katlı betonarme binaları bile sürüklüyor su. Çünkü toprak gidiyor.
       1980’lerde başladı Karadeniz’de böyle sellerden ölmeler, akan çamurun altında kalıp can vermeler...
       Otuz yıl kadar önce Hopa’da ilkokulu okurken hiç böyle sel felaketi filan duymamıştım. Meteoroloji uzmanları araştırsın bakalım, diyelim o yıllarla bu hafta arasında nasıl bir yağış miktarı farkı var. Hiç de bir fark çıkacağını sanmıyorum. Tabii ki, nüfus arttı, yapılaşma ihtiyacı doğdu... Bunlar ölüme mazeret olabilir mi? “Daha çok ev yapıyoruz, demek ki daha çok ölmemiz normal” mantığı kabul edilebilir mi?
       Neden doğru yere ev yapmayı, sağlam ev yapmayı, içinden sağ çıkabileceğimiz ev yapmayı öğrenemiyoruz. Bakın çocuklarımız ölüyor işte. Ağlıyoruz. Dövünüyoruz. Sonra... Sonra unutuyoruz daha çok ölmek için bir dahaki sefere.


       Benim çocukluğumun Hopa’sı cennet gibiydi; muhtemelen Türkiye’nin birçok köşesi gibi. Şimdi son derece çirkin bir yer; yine Türkiye’nin birçok köşesi gibi. Buradan şunu anlıyorum. Güzel sağlamdır. Güzelse özenilmiştir çünkü. Güzelse daha yaşanılır bir yer yaratmışsınız demektir. Yalapşap işlerle bir güzellik yaratamazsınız. Yalapşap işlerle çirkinlik üretirsiniz ve çirkinlik öldürür. Gölcük’te öldürdü, Düzce’de öldürdü, şimdi de Rize’de öldürdü. Bir bakın etrafınıza... Çirkin şehirlerimiz var, çirkin kasabalarımız, köylerimizi, hatta yaylalarımızı bile çirkinleştirdik. Çirkin evlerde oturuyoruz... Daha çok öleceğimizi anlıyorum. Siz de anlayın, herkes anlasın.
       Ölüm mukadder, önleyemeyiz. Ama bizim bu ölümlerimiz, çocuklarımızın bu ölümleri, o mukadder olan ölüm değil. Hayata hakaret ediyoruz. Bir an önce vazgeçmeliyiz.
       Kendimizi ve çocuklarımızı yaşatmalıyız. Üstelik güzel yaşatmalıyız. Dövünmeyi bırakıp kızmalıyız, gerekiyorsa isyan etmeliyiz. Tabii, kızma ve isyan etme hakkımız varsa. Önce bu hakkı elde etmeliyiz.
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları