| | | Filmde 2 ayrı bölüm var. Uzun olan ilk bölümde, Suçluyum ama neden? diyen kahramanın kendini aklama suçunu saklama çabasını anlatan, yaklaşan feci son öncesi gördüğü halüsinasyonlar, son bölümdeyse TV için çekilip sonradan filme dönüştürüldüğü için alelacele kotarılmış gibi duran dünyevi gerçekler kurgulanmış.
Filmi anlamak için kullanacağımız anahtar olan son bölümden başlayalım;
Kuzey Amerikanın taşrası Kanadadan oyuncu olmak için geldiği Hollywoodda pek dikiş tutturamamıştır Lynchin anti-kahraman kızı. Kendine pek güveni olmadığından karşı cinsle değil, filmlerde gördüğü güzel Amerikan kadınlarından biriyle (Camilla) lezbiyen bir ilişkisi vardır. Amerikanın kadınlarına güven olmayacağı gibi yönetmenlerine de güven olmaz; oyuncu seçimine katıldığı filmin yönetmeni Camillaya göz koyunca, hem rolden olur hem sevgiliden. Camilla ve yönetmen sevgilisi mutlu beraberliklerini açıkladıkları gece çileden çıkar, gider bir kiralık katille anlaşır ve Camillayı hayatının baharında Lynch cennetine yardımcı kahraman olarak yollar.
Lynch filmi anlaşılmaz kılmak için ikinci bölümden topladığı imgeleri sembolleri filmin başından itibaren saçmış. Aslında bu kız kendi bilinçaltında yarattığı dünyada mükemmel bir insan olduğu gibi mükemmel bir oyuncudur da. Dikkatli izleyici Betty kahramının kurmaca bir pembe dizi kişiliği olduğunu farkedebilir ikinci bölüm başlamadan önce. Evinde bulduğu yabancıyı koruyup kollamak, mağdurenin kaybettiği hafızasının peşinde dedektiflik yapmak boynunun borcudur. Onun talip olduğu rol bir başkasına veriliyorsa, işin altında ya mafya vardır ya bir takım karanlık güçler. Her rüya er geç biter mavi anahtar sehpaya geldiğinde Betty rüyası da bitmiştir, Camilla ölmüştür. Seyirciye ultimatom gönderme görevini üstlenen Kovboy rüyayı bitirir, kabusu başlatır
Filmin başında yazılar bitmeden önce gördüğümüz flu görüntüler, kızın intiharından önce mastürbasyon yaparken gördüğü duvardaki taşların bulanık lekeleridir. Lynch filmin başıyla sonunu üst üste getirip zımbalamış, dağıtım için kargoya vermiş.
(Ultimatom: Kovboyun yönetmene tekrarlattığı cümleyi kaçınız hatırladı?).
| |