| | | | Aradaki tek küçük fark, İsrail saldırganlığının Ariel Şaron, Ben Eliezer, Şimon Peres ve Şaul Mofaz’ın doğrudan sorumluluğunda olması. Bireysel terörist eylemlerin ise genelde Arafat’ın isteği dışında hareket eden, ümitsiz kişiler tarafından gerçekleştirliyor olmasıdır.
Arafat’ın ateşkes ilan etmesinin ardından, Yahudilerin bayramlarını kutlamasından bir saat sonra, bir intihar bombacısı kendini havaya uçurarak 22 masum Yahudinin ölümüne neden olmuştu. Arafat bu saldırıdan sorumlu tutuldu ve İsrail’in bugünkü saldırıları da o olaya dayanılarak haklı gösterilmeye çalışılıyor.
Aynı zamanda, Şaron’un İsrail’in işlediği savaş suçlarında taşıdığı sorumluluğu tamamen görmezden geliniyor. Yüze yakın Filistinli’nin kasıtlı olarak öldürülmesinden dolayı kimin tutuklanması gerek? 120 Filistin polisinin öldürülmesinden dolayı hapise girmesi gereken kim? Geçen 18 ay içerisinde 1.200 Filistinlinin öldürülmesinden ve 3 milyonu aşkın sivilin topluca cezalandırılmasından dolayı kim yargılanacak? Ve kim, Filistin topraklarında kurduğu yasadışı yerleşimler ve Birleşmiş Milletler kararlarını 35 yıldır çiğnediği için uluslararası mahkemelere çıkarılacak?
Masum insanları öldüren intihar bombacıları elbette lanetlenmeli, bunlar ahlak dışı hareketler ve bunların arkasındakiler hapse gönderilmeli. Ama bunlar İsrail hükümeti tarafından yürütülen devlet terörüyle karşılaştırılamaz. İlki geleceğe ait beklentileri kalmamış ümitsiz, adaletsiz ve çarpıtılmış bir uluslararası kamuoyu tarafından gözardı edilmiş insanların bireysel hareketleri. İkincisi ise bir devletin ve dünyanın tek süper gücü tarafından desteklenen, iyi donanımlı bir askeri işgal takımının soğukkanlı ve “rasyonel” kararları.
Ancak, kamuoyundaki tartışmalarda devlet terörü ve bireysel intihar bombacıları, karşılaştırılabilir terörizm çeşitleri olarak bile görülmüyor. İsrail tarafından gerçekleştirilen devlet terörü ve savaş suçları “meşru müdafa” olarak yasallaştırılıyor, Arafat’tan ise kuşatma altındayken bile teröristleri tutuklaması isteniyor.
Sormak istiyorum: Filistinlilerin öldürülmesi emrini vermekten doğrudan sorumlu Şaron’u kim tutuklayacak? Şaron ne zaman terörist olarak tanımlanacak? Tek isteği özgürlük ve bağımsızlık olan Filistin’in haykırışı dünya tarafından daha ne kadar duymamazlıktan gelinecek? İsrail hükümetinin amacının güvenlik değil, Filistin topraklarının işgali ve Filistin halkının ortadan kaldırılması olduğu ne zaman görülecek? Muhalefetteki İsrailliler olarak, hükümetimize karşı savaşıyoruz, ancak Şaron’a verilen uluslararası destek mücadelemizi sürekli olarak tehlikeye atıyor.
Uluslararası kamuoyu artık değişmeli, BM akan kanın durdurulması için bölgeye barış gücü askerleri sokmalı. İsrail ve Filistinliler uluslararası camianın kamuoyunda ve küresel tutumunda bir değişime acil olarak ihtiyaç duyuyor. Bu hem hayatlarımızı kurtarmak (kelimenin tam anlamıyla), hem de daha iyi bir geleceğe olan umudumuzu korumak için gerekli.
* Dr. Lev Grinberg, Ben Gurion Üniversitesi (İsrail) | |
