 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||
| ||||||||||
| 1 Nisan— Müzik tarihine damgasını vurmuş ya da sanatçıların kendi kariyerlerinde sıçrama noktası olan albümler arasında bir sıralama yapan sitenin seçtiği ‘en cool’ albüm The Velvet Underground’un ‘White Light/White Heat’i. The Rolling Stones ise ‘Aftermath’ ile ikinci sırada yer alırken üçüncü sırada soul müziğinin babası James Brown’un “Live’ at the Apollo” albümü yer alıyor. | |||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| 1) The Velvet Underground White Light/White Heat 1968 |
||||
Lou Reed ve New Yorklu art-punk grubunun dev bir kentin korkunç sesini muhteşem güzellikteki rock’n roll ezgilerine çevirdiği albüm şimdiye dek yapılmış ‘en iyi’ albüm olarak anılıyor. Hızlı ve sert gitar seslerinin muhteşem melodilere dönüştürüldüğü albümde yer alan şarkı sözlerinde seks ve ölüm gibi kavramların da felsefesi yapılıyor. Albümün en iyi parçası ise 17 dakikalık delirten gitar solosuyla “Sister Ray”. 2 Mart 1942 yılında New York’ta dünyaya gelen Lewis Allen Reed bir çok lise grubuyla birlikte çaldıktan sonra ilk albüm çalışmasını 1957 yılında Shades’le gerçekleştirdi. Syracuse Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Pickwick Records’ta şarkı sözü yazarı olarak işe başladı. Yazdığı şarkılardan özellikle “The Ostrich”, şirket çalışanlarını çok etkiledi ve sonuç olarak Reed; Primitives adlı grubu kurarak “The Ostrich”i single olarak piyasaya sürdü. Grupta Velvet Underground’un ilk oluşumunu da adlandırabilmemize sebep olan John Cale’de bulunmaktaydı. Grubun çalışmaları 1966 - 1970 yılları arasında gerçekleşmiş, Lou Reed bu dönemde müzikal kariyerinin yönünü de çizmiştir. Şarkılarının bir çok kısmında R&B ezgilerini bulundururken şarkı sözlerinde de modern şehir yaşamına parmak basıyordu. Reed’in gruptan ayrılması; Primitives’in yaratıcılık açısından boşluk yaşamasına sebep oldu. Aynı şey Lou Reed için de geçerliydi; “Lou Reed”i piyasaya sürmeden önceki iki yılı müzik dışında işler aramakla geçirdi...(Ayrıntılı Lou Reed biyografisi için radioeksen.com adresine bakabilirsiniz) 2) The Rolling Stones Aftermath 1966 |
||||
Rolling Stones’un farklı enstrümanları denediği ve içinde 11 dakika süren parçalara yer verdikleri albümleri “Aftermath”, 1966 yılının Şubat ayında piyasaya çıkan “19th Nervous Breakdown” single’larının ardından yayınlandı. Aynı yıl Mayıs ayında grubun yine çok ses getiren single’larından “Paint It Black”, Eylül ayında ise “Have You Seen Your Mother Baby, Standing In The Shadows?” single’ı çıktı. Mick Jagger’ın küstah ve şımarık, Keith Richards’ın karamsar, Brian’ın sevimli, Bill ve Charlie’ninse tek kelimeyle müthiş bir performans sergilediği albümde blues ve rock soundu hakim. Her parçada çiçek çocukların gücü hissediliyor ancak bu çocuklar çok kızgın ve tüm çiçekler simsiyah... Albümün en iyi parçası ise Mick’in öfkeli çığlıklarla seslendirdiği ‘Doncha Bother Me’. Rock’n Roll’u tarif etmek için kullanılan bir isim olan Rolling Stones aynı zamanda 30 yıllık geçmişiyle dünya rock tarihinin en uzun soluklu grubu olmayı da başardı. Rolling Stones, Dartford’da okul arkadaşı olan Mick Jagger ve Keith Richards tarafından kuruldu. İkiliye daha sonra piyanist Ian Stewart ve blues gitaristi Brian Jones’da katıldı. 1960’lı yılların sonunda Rolling Stones kendini dünyanın en büyük Rock’n Roll grubu olarak adlandırıldığında grup çoktan bu sıfatı kendine yakıştırmıştı. (ayrıntılar için: radioeksen.com) 3) James Brown “Live” at the Apollo 1968 |
||||
Soul müziğinin babası bu gürültülü albümüyle adeta Harlem’in öyküsünü anlatıyor. Soğuk ama tatlı bir korkunun yaşam biçimi haline geldiği hatta zaman zaman orgazma varan bir zevke dönüştüğü Harlem ezgilerinin yer aldığı albümün en iyi parçası da ‘I Fell All Right’. Brown’ın ‘Koca bina seni yıkıp dökmeye geliyoruz, hazır mısın?’ sözlerinin coşkuyla söylediği şarkı albümün genel ruhunu da yansıtıyor. Efsaneleşen bir müzik adamı olan James Brown, sefaletin tam ortasından gelme. Daha 20’li yaşlarını sürerken silahlı soygundan hapse girmiş. Yasalarla arası hiçbir iyi olmayan sanatçı 60 yaşındayken polisle eyaletler arası kovalamaca oynayıp silah kullandığı iddiasıyla altı yıla mahkum oldu ve iki yıl hapiste kaldı. 4) Chuck Berry The Great Twenty-Eight 1982 |
||||
Müzik tarihinin en hatır sayılır isimleri arasında anılan ve Beatles, Rolling Stones gibi gruplara ve nicelerine ilham veren Berry, bu albümünde country ve blues tınılarını zekice kullanarak ortaya yepyeni bir ses çıkartıyor. Albümün en beğenilen şarkısı da bir kozmosun haritası olarak anılan ‘Brown-Eyed Handsome Man’.5) Beastie Boys Paul’s Boutique 1986 |
||||
Olup biten herşeyle alay eden ve kızgınlıklarını edepsizliğe varan bir tarzla ifade eden New Yorklu yumurcaklar büyüyüp serpildiler ve önemli bir müzikal kariyer edindiler. “Paul’s Boutique” adlı albümleriyle, yoğun katmanları ve ağır sampling’leriyle hip hop müziğine yeni bir ivme kazandırdılar. Böylece klasik tarzlarını da bir kenara bırakmış oldular. Albümün en sevilen parçası ise ‘Year and A Day’.6) Blondie Blondie 1978 |
||||
New Wave’in cam kalpli tanrıçası Debbie Harry’nin küskün ama güçlü bakışının yansıdığı albümün en iyiler arasında anılması çok yerinde. Albümün başarılı soundu pop tarihini ve geleceğin dans ritimlerini altüst ediyor ve sıradışı bir çizgi yakalıyor. En çarpıcı şarkıysa “One Way or Another”. 7) Aretha Franklin Spirit in the Dark 1970 |
||||
‘Spirit in the Dark’ albümüyle blues kalıplarının tamamen dışında oluşturduğu kendi sistemini tanımlayan Aretha R&B tarzını kadın ruhunun inceliğiyle altüst edip kendi gerçeğini ortaya koyuyor. albümde yer alan ‘Pullin’ adlı şarkıysa şimdiye dek yapılmış en seksi ayrılık şarkısı olarak anılıyor. 8) Massive Attack Protection 1994 |
||||
Trip-hop’un kıdemli ismi Massive Attack’ın ikinci albümü olan ‘Protection’ ilk albümden daha farklı, şaşırtıcı ve kendi bünyesinde bir öncü olma niteliğini taşıyordu. Albümün soloları grup üyeleri tarafından değil, Tricky ile Everything But The Girl’den Tracy Thorn ve Nicolette tarafından yapıldı. Soulla hip-hop’un, reggeanin ve rockın mixlenmesinden ortaya çıkan bir tarz olarak tanımlanan özgün tarzları zaman için müzikalite olarak da mükemmelleşti. ‘Protection’ ise slow funk tınılarının ses efektleriyle zenginleştiriyor. En iyi şarkı ise albümle aynı adı taşıyan ‘Protection’ 9) Dusty Springfield Dusty in Memphis 1969 |
||||
Londra’nın en güçlü seslerinden olan Dusty Springfield, yeniden doğmuş bir soul divası olarak anılıyor. ‘Dusty in Memphis’ albümü için yapılan ‘alev makinesi’ benzetmesi de çok yerinde çünkü konsept için sıcak kelimesi yetmiyor, şarkılar adeta yakıyor. ‘Breakfast in Bed’ adlı şarkıysa güne başlamanın en iyi yolu.10) The Beatles Revolver 1966 |
||||
Bob Dylan, Rolling Stones ve Beach Boys’un müzikalitesini toplayın üstüne de İngiltere’nin efsane rock gurubu Beatles’ın sıcak melodilerini ekleyin. Grubun en muhteşem albümlerinden olan ‘Revolver’ı tanımlamak için yeterli olmasa da idare eder bir tanım. Ha bir de dahice diyebiliriz. Albüm, acid rock, raga, soul, oda müziği ve baladlar arasında mükemmel bir uyum yaratıyor. john Lennon’ın çağdaş rock kabusu olan ‘Tomarrow Never Knows’ ise albümün en başarılı parçası. İLK 20’DE YERALAN DİĞER ALBÜMLER 11) Sly and the Family Stone / Fresh (1973) 12) Pavement / Wowee Zowee! (1995) 13) Steely Dan / Countdown to Ecstasy (1973) 14) Prince / 1999 (1982) 15) Bob Dylan / John Wesley Harding (1967) 16) Bjork / Vespertine (2001) 17) Various Artists / Heavyweight Sound: Blood and Fire Sampler (1995) 18) Otis Redding / The Otis Redding Dictionary of Soul (1966) 19) Eric B. and Rakim / Paid in Full (1987) 20) Chic / Real People (1980 ) | ||||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
