| | | Prof. Dr. Balcı yaptığı açıklamada, ağır metallerden kurşunun, özellikle karayollarının yakın çevresinde ve avcılık faaliyetlerinin yoğunlaştığı sulak alanlarda tehlike oluşturacak boyutlara ulaştığını saptadıklarını belirtti. Turizm sezonunda yoğun trafiğin olduğu Aydın-Muğla-Denizli Karayolu çevresinde sıkça yetişen bitkiler üzerinde inceleme yaptıklarını bildirerek, bu bitkilerde kurşun oranının litrede 6.50 miligrama ulaştığını belirlediklerini kaydetti. Karayolundan 100 metre kadar içeride aynı tür bitkiler üzerinde yapılan incelemede ise kurşun bileşikleri oranının çok düştüğünü tespit ettiklerini ifade eden Balcı, şöyle konuştu:
Kurşun kirliliği, halk sağlığı ve nesli tehlikede canlı türleri açısından tehlike oluşturabilmektedir. Motorlu taşıtlarda vuruntuyu önlemek için benzine katılan kurşun bileşikleri, yanma sonucu egzoz borusundan dışarı atılıyor. Bu da karayolunun yakın çevresinde aşırı kurşun birikimine yol açıyor.
Karayollarının yakın çevresinde yaşayan, görev yapan insanlarla yollara yakın tarlalarda yetiştirilen bitkiler, kurşun kirliliğinden en olumsuz etkilenenler oluyor.
Prof. Dr. Balcı, kurşun bileşiklerinin herhangi bir şekilde vücuda girdiğinde kolaylıkla atılamayarak biriktiğini, bu durumun zamanla kansere davetiye çıkardığını kaydetti.
Otomobillerde kurşunsuz benzin kullanımının yaygınlaşması gerektiğini anlatan Balcı, karayolları ile tarım yapılan tarlalar arasında en az 100 metre mesafe olmasının yararlı olacağını söyledi. Balcı, sulak alanlarda avcıların kullandığı mermilerin de önemli kurşun kirliliği yaratan etkenlerden olduğunu sözlerine ekledi.
| |