Home page
Haber Menüsü


 
‘Ve tarih Iacocca’yı haklı çıkardı!’
 
Geçen hafta Ford CEO’su Jacques Nasser “ani” bir karar ile görevinden alınırken, bu hafta başında da Milan’ın Teknik Direktör Fatih Terim ile yollarını tek taraflı olarak ayırma kararı aldığını duyarak “şok” olduk.
 
Murat Yeşildere
NTV-MSNBC
 
9 Kasım—  Bir hafta ara ile, arka arkaya iki “çınar” devrildi! Geçen hafta Ford CEO’su Jacques Nasser “ani” bir karar ile görevinden alınırken, bu hafta başında da Milan’ın Teknik Direktör Fatih Terim ile yollarını tek taraflı olarak ayırma kararı aldığını duyarak “şok” olduk. Milan Başkanı ve İtalya Başbakanı Berlusconi, Türkiye’de “en sevilmeyen insanlar” arasında yerini alırken, Ford’da yaşanan gelişmeler her nedense medyada fazlaca yankılanmadı.

   
 
       
   
MSNBC News Ford'da Nasser dönemi bitti
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Milan, Terim’in yerine Berlusconi’nin “oğlum” dediği eski futbolcusu Ancelotti ile anlaşırken, Ford ise uluslar arası medya kuruluşlarının, “eğer proje haline getirilseydi hiçbir beyin avcısının arama listesinde adı yetkinlikleri ve becerileri nedeniyle bulunamazdı” dediği William Ford’u CEO olarak görevlendirdi.
       Financial Times gazetesinin “ailelerin etkinliğinin bulunduğu halka açık şirketlere yatırım yaparken iyi düşünün” ibaresi ile verdiği Ford’daki deprem haberi aslında birçok Türk firması açısından ders niteliği taşıyacak kadar önemli.
       
KARINDEŞEN JACQ
       Dört milyonun altındaki nüfusu ile dünyanın küçük ülkelerinden biri Lübnan’ın, dört bir yana dağılmış çalışan ondört milyon “lejyonerinden” biri olan Jacques Nasser, otuzüç yılı aşan ve onbir ülkeye taşan Ford kariyerine bir aile “darbesi” ile son vermek zorunda kaldı.
       Ford öncesi yaşamını “ırkçı baskılar” içinde Avustralya’da geçirdiğini her fırsatta söyleyen Nasser’in Ford’daki kariyerinde Brezilya’da yüzde 1000 enflasyonla mücadele etmekten, Arjantin’de fabrikayı basan silahlı işçilere rehin olmaya kadar uzanan anılar mevcut. Ancak sanıyoruz 1999’da en üst yönetim pozisyonu olan CEO görevini üstlenmesi, Nasser’in hayatını önemli ölçüde değiştirdi.
       53 yaşındaki yönetici, Ford’u her yönüyle çağdaş bir “tüketim şirketine” dönüştürmenin çabası içindeyken, tam 13 milyon Firestone lastiği üç milyar dolar maliyetle piyasadan geri toplamak zorunda kalması ve maliyetleri sürekli aşağıya çekmek üzere tüm “iş ortaklarını” zorlaması, kendi sonunu da hazırladı.
       Ford camiasında “Karındeşen Jacq” olarak tanıtılan Nasser’in, her dönem sorumluluğundaki yöneticileri performanslarına göre sıralaması ve kullandığı “çan eğrisi” sistemi ile, düşük performans gösterenleri şirketten çıkartması, kendi sonunu da hazırlayan agresif yaklaşımlarından sadece birisiydi. Ağustos ayı sonunda Ford’un 6,000 üst düzey yöneticisinin ikramiyelerinin ekonomik sıkıntılar nedeniyle ödenemeyeceğinin açıklanması da Nasser ile tepe yöneticilerin arasını sanıyoruz daha da açtı.
       Bir önceki yıl yarım milyar dolara yaklaşan ikramiye ödemesi yapan Ford’un son on yılda ilk kez aldığı bu kararın üzerine sadece Kuzey Amerika’da 5,000 adet “beyaz yakalının” işlerini kaybedebileceğinin haberinin yayılması Nasser’nin altının daha da fazla oyulmasına sebep oldu. Ne ilginç bir “ironi” ki, William Ford ve yeni yönetim bu kararlarda geri adım atılmayacağını gelir gelmez teyit etti.
       
HERŞEYE RAĞMEN
       Yaptığı iddia edilen tüm hatalara rağmen eski CEO Nasser’nin liderliğindeki 350,000 çalışanıyla Ford, dünyanın ikinci en büyük otomotiv şirketi olmanın yanı sıra ABD’nde en çok satılan 10 otomobil ve kamyondan beşinin de üreticisi. Markalarından Focus hala dünyanın en çok satan otomobili.
       Bu başarının ardında da kuşkusuz Nasser’in otuzüç yıllık fedakarlıkla elde ettiği bilgi birikimi ve uzmanlığının olduğunu söylemek yanlış olmayacak.
       Nasser, tüm Ford çalışanlarının evlerinde bilgisayar ve internet bağlantısı olmasını gelişimlerinin bir parçası olarak gördüğünden, “sembolik ücretlerle” bu yatırımı yapmalarına destek verecek kadar da açık görüşlü.
       Aslında bu sebepten ötürüdür ki, Ford, Nasser’i görevden almakla birlikte “altın kelepçe” takarak rakip firmalara geçmesini önlemenin ve Iacocca’yı Chrysler’e kaptırarak yaptığı hatadan ders almanın peşinde.
       
OTUZ YIL SONRA ZİRVEDE ÇEKİŞME!
       Ford’daki depremin “öncü” sarsıntıları Temmuz ayı sonunda gelmişti. Ford Yönetim Kurulu, William Ford ile Jac Nasser’in oluşturduğu özel bir yönetim organı “yaratarak” (office of Chairman and CEO), ikilinin ayda en az iki kez biraraya gelmesini şart koştu.
       Bu hareket Nasser’i pek mutlu etmese de, Ford hisselerinin yüzde 40’ını elinde tutan ailenin temsilcisinin olaylara daha fazla vakıf olmasına yardım eden bir hamle olarak kayda geçti. Aslında bu sinyaller dahi 1970li yıllardaki Lee Iacocca-Henry Ford II çekişmesinden bu yana otomotiv devinin zirvesinde yaşanacak en büyük sarsıntıyı işaret etmeye yetecek kadar kuvvetliydi.
       Sanıyoruz Nasser’nin en büyük “hatalarından” birisi, geçen ay içinde Financial Times gazetesine verdiği bir mülakatta, “Ford ailesini de herhangi bir hissedardan farklı görmediğini” açıkça beyan etmesi oldu.
       Kuşkusuz Nasser’nin “elini zayıflatan” uygulamalar sadece bununla sınırlı da değil. Örneğin Ford’a üç milyar dolara mal olan 13 milyon Firestone lastiğin toplanması olayının “müsebbibi” olarak gördüğü firmanın kurucusunun torunu Martha Parke Firestone’un, William Ford’un annesi olduğunu söylememiz dahi ilişki yumağının ne kadar içiçe girdiğini gösterecek boyutta.
       
KRİTİK ÜÇÜNCÜ NESİL
       İsviçreli yönetim danışmanlığı şirketi Egon Zehnder International’ın yapmış olduğu bir araştırma, kurumları hayata geçiren ilk iki neslin “hayatını, faaliyetini idame” ettirmenin çabası içinde olduğunu gösteriyor; bu çerçevede kurumsallaşma ve iyi yönetim prensiplerinin yerleştirilmesi geri planda kalıyor. Ancak stratejik danışmanlar McKinsey’nin farklı bir araştırması dünya üzerinde üçüncü nesil ve ilerisine kadar “yaşayabilen” kurumların, toplamın ancak yüzde 10’u civarında olduğunu işaret ediyor.
       Ford’da yaşananlar maalesef dünya devi ve 45 yıldır halka açık olan bir şirkette dahi zaman zaman bazı hissedarların”şirketi diğerlerinden daha fazla sahiplenme” güdüsünden kendilerini kurtaramadıklarının basit bir örneği.
       Jacques Nasser’nin başarısı veya William Ford Jr.’un göreve layıklığından ziyade “sivil darbe” ile yapılan bu değişimin daha iyi bir şekilde ele alınmasının mümkün olduğuna işaret etmek istiyoruz. Diğer önemli nokta ise, ne ekonomik ne de siyasi arenada yapmayı başaramadığımız “hesap sorma” yükümlülüğümüzü, Ford ailesinin “meşru bir platformda” yapmasından da alınması gereken önemli dersler olduğu.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları