Home page
Haber Menüsü


Höyüklere yakın koruma
Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri (TAY) Projesi kapsamında, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılan incelemeler, varlığı bilinen höyükler ve benzeri tarihi alanların tahribat ve yok oluşunun envanter çalışmasına dönüştü.
Gaziantep
AA
3 Eylül— TAY Projesi sorumlularından Dr. Gül Pulman, projenin, yayını yapılmış arkeolojik verilerin doğrulanması, höyükler, mağaralar, kaya sığınakları, tümülüsler, düz yerleşmeler, anıtlar ve benzeri yer ve yerleşmelerin son durumunun belgelenmesi ve görsel bir Türkiye arkeolojik arşivinin oluşturulması amacını kapsadığını söyledi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Proje kapsamında geçen yıl Marmara ve Ege bölgelerinde çalıştıklarını belirten Pulman, “Bu yıl ise Akdeniz Bölgesi’nde çalıştık, Güneydoğu’daki çalışmalarımız devam ediyor. Gelecek yıl İç Anadolu ve Karadeniz, 2003’te ise Doğu Anadolu bölgelerinde çalışarak, projeyi tamamlayacağız” dedi. Pulman, projeyi National Geographic Society, İstanbul Üniversitesi Araştırma Fonu, Bilkom/Apple Computer, BP Petrolleri A.Ş., Linosport, Halk Yaşam Sigorta, Graphis Matbaacılık ve Ege Yayınları’nın desteklediğini bildirdi. TAY Keşif Gezisi Ekibi’nin özel bir minibüs ve karavanla ülkeyi dolaştığını ifade eden Pulman, ekipte ekip başı, 2 arkeolog, bilgi işlem uzmanı, fotoğrafçı, gerektiğinde yer bilimci ile topograf ve film grubunun bulunduğuna dikkati çekti.
       
UYDU DESTEKLİ ÇALIŞMA
       Arazide, daha önceden tespit edilen arkeolojik alanın koordinat, ölçüm, çizim, haritalama, dijital-analog fotoğraf ve film çekimleri yapıldığını ve bu çalışma sırasında uydu desteği aldıklarını kaydeden Pulman, “Arkeolojik alanın tam noktasını, GPS sistemini kullanarak belirliyoruz. Bu çalışmanın ardından, bilinen arkeolojik alanların yerini bulmak için bilenlere sormaya gerek kalmayacak” diye konuştu. Bu çalışma ile basılı bir görsel arşiv oluşturduklarını ve en azından kalan bilgiyi yok olmaktan kurtardıklarını vurgulayan Pulman, şöyle devam etti: “Arkeolojik alanların yok olma sürecinin önüne geçmek çok zor. Bu çalışma ile en azından bilgiyi kurtarıyoruz. Tarihi kazanç kapısı olarak gören define avcılarının kalanları tahrip etmesini önlemek için arkeolojik alanların koordinatları dışında, elde ettiğimiz bütün bilgileri Türkçe ve İngilizce olarak internet ortamına aktarıyoruz. Bölgede yaptığımız çalışmalar, bizleri ürküttü. Arkeolojik alanların tamamı tahrip edilmiş, ortadan kaldırılmış. Kahramanmaraş’ın Elbistan İlçesi’ndeki Maraba Höyük’ten geriye yalnız yüksek gerilim hattını taşıyan elektrik direği kalmış. Karahöyük ise köstebek yuvasına dönmüş. Defineciler tarafından açılan çukurlardan 50’sini saydık, baktık ki arkası kesilmiyor, saymaktan vazgeçtik. Höyüklerin ortadan kaldırıldığı bölgede (höyükleşme) diyebileceğimiz bir uygulamaya da tanık olduk. Birçok höyüğün üzerine ise bina yapılmış. Höyükler bir anlamda toprak binaların sıvanması için hazır toprak yığını olarak değerlendirilmiş. Elbistan Ozan Höyük’ün bir tarafının kesildiğini ve boşaltılan alana bina yapıldığını tespit ettik. Bu höyüğün bir bölümüne de belediye tarafından 5 metrelik yol açılmış.” Pulman, höyüklerin yapı malzemesi olarak değerlendirildiğini, elektrik direğine ve yol güzergahına kurban eldiğini, en büyük tahribatın ise tarım arazisi olarak açma sırasında yapıldığına işaret etti.
       
DİĞER ÖRNEKLER
        Gaziantep yöresindeki höyüklerin genellikle baraj göllerinin tehditi altında olduğunu anlatan Pulman, şöyle devam etti: “Höyükler, diğer bir ifade ile geçmişimiz bir şekilde tehdit altında. Gaziantep Tılbaşar Höyük, yörenin en yüksek höyüklerinden birisi. Burası da toprak çekilmesi sonucu tahrip olmuş. Dülük antik kentinde Roma döneminden kalan kaya mezarındaki lahitin ön tarafı götürülmüş. İslahiye Tilmen Höyük, açık hava müzesi haline getirilebir. Kaderine terk edilmiş ve her tarafını ot sardığı için tabribatın boyutunu göremedik. Tilmen Höyük’te, bir saray kalıntısı açıkca görülüyor.
        İslahiye Zincirli Höyük’te ise trajedi yaşanıyor. Geç Hitit Dönemi’nin en önemli yerleşmelerinden olan Zincirli Höyük eteğinde tarla var. Çiftçiler yetiştirdikleri pancarı kamyona rahat yüklemek için höyüğün bir bölümü kazdıklarında, kenti çevreleyen çok muhteşem bir suru ortaya çıkarmışlar. Surun 2,5 metrelik bölümü toprak üzerinde. Toprak altındaki bölümün ne kadar olduğunun saptanması için kazılması gerekiyor. Alçak ve yayvan bir höyük olan Gerciğin Höyük ise tarla olmuş.
       Tarla içinde kerpiç duvarlar var. Kilis’teki bütün höyüklerin üzerinde köy var. Böyle olunca tahribat süreklilik kazanıyor. Definecilik çok yoğun ve sistemli yapılıyor. Arkeolojik malzemenin bütün özellikleri kayboluyor. Öncüpınar Sınır Kapısı’nda bulunan Leylit Höyük’ün yarısı toprak alınması sonucu kaybolmuş. Üzerinde bir karakol var. Karakol önümüzdeki günlerde taşındığında, kalan yarısı da yok olacak. Oylum Höyük tahribattan nasibini alan höyükler arasında bulunuyor. Arpakesmez Höyüğü, tarım tahribatına uğramış. Bazı sütun kaideleri köy meydanına konulmuş. Üzerinde köy bulunan Polatbey Höyüğü, definecilerin saldırısına uğramış.
        Uygarlığın en eski döneminden günümüze kadarki sürecine tanıklık edecek bilgi ve belgeleri bağrında tutan höyüklerin mekanı olan bölge, bir anlamda arkeeoloji tarlası gibi. Ancak, kıymeti bilinmemiş, bilinmiyor.”
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları