| | | | Genel Müdür Yiğit, yaptığı yazılı açıklamada, 12 Kasım Düzce depreminin Bolu Dağı Otoyolu tüneline etkisini anlatırken, “Tünelin imalatı biten kesimlerinde, yani beton kaplaması tamamlanmış kesimlerinde hiç hasar meydana gelmemiştir” dedi.
Buna karşılık, tünelin Ankara kesiminde henüz beton kaplaması yapılmamış kesimlerinde akma olduğunu ve artçı şokların da etkisi ile yaklaşık 350 metrelik beton kaplamasının henüz tamamlanmamış kesiminin kapandığını bildiren Yiğit, uzmanlar tarafından hazırlanan raporda iki alternatif üzerinde durulduğunu kaydetti.
İlk alternatifin kapanan kısmın yeniden açılarak planlanan güzergahta devam edilmesi olduğunu belirten Yiğit, ancak bu çerçevede çökmeler ve su nedeniyle zeminin iyice gevşediğini ve ilave önlemler ile çok karmaşık yöntemlerin uygulanması gerektiğini anlattı.
Yiğit, bu alternatifin maliyetinin yaklaşık 179 milyon dolar olduğunu ifade ederken, her halükarda yapılacak olan 970 metrelik bölüm için 94 milyon dolar, deprem nedeniyle kapanan kesimin açılması için de 85 milyon dolar harcanması gerektiğini bildirdi.
İKİNCİ ALTERNATİF BY-PASS
Yiğit, ikinci alternatifi anlatırken de “Örselenmiş zeminden tamamen uzaklaşarak sağlam zeminde yeni bir tünel girişi oluşturmak ve açılmış olan İstanbul tarafındaki tünellerle birleşmek hedeflenmiştir” dedi.
Bu amaçla Elmalık Köyü’nün batısından dolanarak, Elmalık deresi yakınlarında yeni bir tünel ağzı teşkil edileceğini ve tünel kazısına başlanarak açılmış tüplerle birleşileceğini belirten Yiğit, söz konusu alternatifin maliyetinin de, tüm toprak ve üst yapı işleri, kamulaştırma ve tünel açımı dahil 107 milyon doları bulduğunu kaydetti.
Yiğit, ilk güzergahta terkedilmesi düşünülen kesim için bugüne kadar harcanan ve sigorta kapsamında olan miktarın 50 milyon dolar olduğuna dikkat çekerek, bu miktarın 107 milyon dolarlık maliyetten düşülünce kalan 57 milyon doların idarece ödenecek miktar olduğunu, bunun da ilk güzergahta kazı çalışmalarına henüz başlanmamış kesim için harcanacak 94 milyon dolardan daha az olduğunu anlattı.
Yiğit, bu alternatifte öngörülen sürenin de projelendirme dahil 42 ay olarak hesaplandığını bildirerek, şöyle devam etti:
“Her iki alternatifin olumlu ve olumsuz yönleri KGM’ce ayrıntılı bir biçimde incelenmekle birlikte, yapılan ön değerlendirmeler ikinci alternatifin hem ekonomik açıdan hem zaman açısından daha uygun olduğu görüşünü ortaya koymaktadır. Ayrıca, işin tamamı sigorta kapsamında olup, hangi alternatif uygulanırsa uygulansın İdareye ek bir maliyet getirmeyecektir.”
| |
